Dünya ve Ahiret Saadeti

Nevzat Laleli

Önemli konular demeti (1)

Bir yeni kitap çıkarttım. Allah’a (c.c) hamdolsun. Kitabın başlığı, yazı başlığında gördüğünüz kelimelerden müteşekkildir (meydana gelmiştir) yani “Dünya ve Ahiret Saadeti”dir. Duam, bu kitabın da diğer “Flört yangını – En güçlü silah” kitaplarım gibi insanımıza faydalı olmasıdır.

Kitaptaki yazılarımın başlıkları; 1. Zamane Müslümanlığı 2. Her şey ortamında yetişir 3. Üniversite mezunu olun 4. Fert ve topluma ilk teklif 5. Küçük ve büyük cihad  6. Cihat ordusundan istifa 7. Avustralya ile savaş 8. Malınızla da cihad edin 9. Kötülükleri mal ile kaldırın ve 10. İstikamet Cennet mi, başlıklarını taşımaktadır.

İbadet ve Allah’a (c.c) kulluk kelimeleri zamanımızda çok dar manada kullanılmakta bunlar; namaz kılmak, oruç tutmak, hac etmek, zekât vermek, başkalarına iyilik etmek… gibi manaları yüklenmektedir. Hâlbuki ibadet ve Allah’a (c.c) kulluk, Kur’an-ı Kerim’de, yapın buyrulan her şeyi yapmak, yapmayın denilen şeyleri terk etmektir. Peygamberimizin sünneti seniyesini takip etmek, Hadis-i Şeriflerine uymaktır. O zaman Müslüman, konulan ölçülere uygun olduğunda yani yatarken-kalkarken, otururken-gezinirken, kazanırken, harcarken, insanlara karşı davranırken…  Müslüman’ın her anı, ibadet olmaktadır.

Bir önemli husus da, bizim ibadetlerimiz bizleri sadece ahirette mutlu kılmayacaktır. Onlar dünyada da bizlerin mutluluğunu sağlayacaktır. Kötülüklerden kaçınan, iyilikte yarışan ve başkalarına faydalı olmayı dininin bir gereği kabul eden insanların oluşturduğu bir toplum, elbette mutlu olacaktır.

Mutluluk mu saadet mi? Bunlar birbirlerinin eş anlamlıları gibi gelse de saadet bünyesinde maddi ve manevi mutluluğu barındıran daha şümullü (kapsamlı) bir kelimedir.

Sizleri “Dünya ve Ahiret Saadeti” kitabımın önsözü ile baş başa bırakıyorum.

ÖNSÖZ

Ana ve babadan gördüğümüz Müslümanlıktan, Asr-ı Saadet Müslümanlarının her haline benzememiz gerektiğini, hâliyle (yaşantısı) ve kâliyle (sözleriyle) örnek olarak gösteren, 43 yıl birlikte olduğumuz, önce Hocalığımızı yaparak beni Makine Mühendisi yetiştiren, daha sonra da liderliğimizi yapan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a Allah’tan (c.c) rahmet diliyorum, onun Cennette Peygamberimizin komşusu olması için dualar ederim.

17 yıl yürüttüğüm Milli Gençlik Vakfı Genel Başkanlığı’ndan, 17 Ağustos 1997’da ayrılmak istediğim zaman, Hocam bu isteğimi makul karşılamış ve bana teşkilatta veya medya da bir görev almamı teklif etmişti. Ben de teşkilat görevini tercih etmiştim.

Aradan yıllar geçmiş, RP kapatılmış, FP kurulmuş ve kapatılmış, SP kurulmuştu. Bu arada Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının da partiden ayrılması gündeme gelmişti. 2009 yılında ortalarında Hocamı Balıkesir/Altınoluk da ki yazlığında ziyaret ederek;

ERBAKAN HOCAMLA GÖRÜŞME

“Muhterem Hocam, herkesin sağa sola savrulduğu bu günlerde ben, sizin emirlerinize amadeyim, bunun tarafınızdan bilinmesini istiyorum” dediğimde o;

“Bundan kesinlikle bir şüphem yoktur. Bunun için buraya kadar geldiysen zahmet etmişsin” dedi. Ben ilave ettim;

“Hocam, MGV’den ayrılırken siz beni teşkilatta bir göreve getireceğinizi söylemiştiniz. Bu ana kadar 12 sene geçti ve bana bir görev vermediniz. Bu görev vermeyişiniz, benim bilemediğim bir kusurum, bir kabahatimden dolayı mıdır? Eğer böyle bir durum varsa, lütfen söyleyin, bunu bu dünyada tashih edelim (düzeltelim) Mahşere bırakmayalım, Hocam” dedim. Hocam yine;

“Kesinlikle bir kusurun yok. Biz bu arada dâvâlarla, duruşmalarla çok meşgul olduğumuzdan demek ki senin konuna eğilemedik…” dedi. Ben de bu sefer;

“Hocam… Şimdi gönlüm rahatladı. İster görev verin, ister vermeyin. O, tamamen sizin bileceğiniz bir iştir” dedim ve elini öperek oradan ayrıldım.

Ama bu görüşmeden sonra Hocamızın bana olan ilgisinin bir kat daha arttığını müşahede ettim. Kendisinden ne zaman randevu istesem, kabul eder ve ben yanından ayrılırken de bana; “Gazan mübarek olsun…” diyerek dua ederdi.

Bundan sonra ve hayatımın sonuna kadar bütün çalışmalarımı Hocamın bana yaptığı duanın bereketiyle sürdüreceğim, onun duasına yüklediği manaya uygun çalışacağım.

Bu kitapçık içinde yer alan “Avustralya ile savaş yazısı ile Cihat ordusundan istifa” konularını ilk duyduğum kaynak, Hocamızdır. Daha sonra bu konular internetten bana ulaştı. Ben de onları düzenleyerek siz değerli kardeşlerimin istifadesine arz ettim.

Diğer makaleleri de Allah’ın rızasını kazanabilmemiz ve Cennet’e girebilmemiz için dikkat etmemiz gereken konular olduğuna inandığım için bir araya topladım.

Yeryüzünden cehaletin, zulmün, sömürü ve ahlaksızlıkların kaldırılmasını, yerine ilmin, adaletin ve ahlakın yeniden avdet etmesini niyaz ediyorum.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.