Diyanet İşleri Başkanlığı’na

Nevzat Laleli

Yuvamız yazı serisi

 

On binlerce cami ve bu camilerde vaiz, imam ve müezzin bulunmaktadır. Bir yönü ile Diyanet, halkla iç içedir. Diğer yönü ile de İslami bir söylem Müslüman cemaat tarafından hemen kabul edilmeye hazırdır. Bu sebeplerden dolayı DİB’na aşağıda sadece bir tanesinin metnini göreceğiniz yazılar yazdım, kendilerine dosyalar verdim.

Dosyayı Diyanet İşleri Başkanlığı Özel Kalem Müdürü teslim alarak “Dosyanızı hocama vermek üzere sizden alıyorum. Ancak sizin Hocamızla olan görüşme talebinizi de mahfuz tutuyorum” dedi. Dosya özeti şu şekildedir.

 “Muhterem Hocam,

Koskoca Diyanet camiasını, tabii görevlerle yetinen bir kurumken, aksiyona geçirdiniz. Halkımızı, “Dindir ve bir takım kuralları olacaktır” anlayışından, “Dinin, hayatımıza yön veren kuralları vardır” anlayışına gelmesine vesile oldunuz. Sizi bu çalışmalarınızdan dolayı tebrik ediyor, bu ve benzeri diğer çalışmalarınızı bütün kalbimizle destekliyoruz.

Sizin başkanlığınızdan önce 1999 ve 2000 yılları Ramazan aylarına girmeden birkaç hafta önce Diyanet İşleri Başkanlığına aşağıdaki konuları ihtiva eden iki yazmış, ancak başkanlıktan kayda değer bir cevap alamamıştım.

Bu mektubumla bir kere de size taleplerimizi, daha doğrusu dinimizin isteklerini arz etmeyi bir görev sayıyoruz. Umut ederiz ki bu sefer bu taleplerimiz karşılık bulabiliriz.

Muhterem Hocam,

Bildiniz gibi 1999 Büyük depreminden sonra, Allah’ın (c.c) nasip etmesiyle bir evlendirme bürosu kurarak, bekârların evlendirilmelerine başladım.

Çalışmalarımızın istinadı, hiç şüphesiz Nur suresi 32. ayette Rabbimizin; “İçinizden nikâhsız olanları (bekârları, dulları ve boşanmışları), köle ve cariyelerinizden ibadetli ve ahlaklı olanları evlendirin. Eğer onlar fakirlerse Allah onları lütfüyle zenginleştirir. Allah geniş lütuf sahibidir. Her şeyi çok iyi bilendir” emridir.

Evlilik konusunun dinimizde ulaştığı boyutları görebilmek için Buhari 13. baskı 11/292–1803’de rastladığım bir Hadis-i şerifi sizin bilgilerinize arz ederiz.

“Bir gün bir kadın, Allah Resulünün ve bazı sahabelerin bulunduğu bir topluma geldi ve “Ya Resulaallah. Ben nefsimi sana hibe ediyor ve mihirsiz olarak eşiniz olmak istiyorum” dedi. Bu sözünden sonra da uzun müddet ayakta cevabı bekledi. Peygamberimiz cevap vermeyince, oradaki mü’minlerden biri; “Ya, Resulallah. Bu kadını siz nikâhlamıyorsanız onu benimle evlendirin.” dedi. Peygamberimiz o şahsa, “Yanında mihir olarak verecek bir şeyin var mı” diye sordu. Adam; “Hiçbir şeyim yok. Ya Resulallah” diye cevap verdi. Allah Resulü; “Kur’an dan dan ezber bildiğin sureler var mı?” Adam da; “Evet var, ya Resulallah. Şu şu sureleri bilirim” diye cevap verdi. Peygamberimiz de ona; “Ezber bildiğin sureleri ona öğretmen karşılığında bu kadını sana nikâhladım.” dedi.”

Bugün itibariyle 20 seneyi devreden büromuzda karşılaştığımız, daha doğrusu damat ve gelin adaylarımızın karşılaştığı üç meseleyi size arz ederek, bu konuların çözümünde halkımızın aydınlanmasına yardımcı olmanızı isteyeceğiz.

Muhterem hocam,

Televizyonların, internet sitelerinin ve ne idüğü belirsiz bir takım evlendirme bürolarının karşısında biz kendi örf ve adetlerimize göre çalışan bir kurumuz.  Ancak halkımızın kafasında hala, “Evlendirme büroları ile evlenilir miymiş?” gibi bir yanlış anlayış bulunmaktadır. Büromuza ne kadar çok aday başvurursa bir adayın karşısına o kadar çok alternatif çıkacağından kuracağımız yuvaların sayısı da o nispette artacaktır.

İkinci önemli mesele, ülkemizde yaşlı dul erkeklerin yaşadığı dıramdır. Eşini kaybetmiş nice yaşlı erkekler (yanımda ağlayarak 15 yıldır yalnızım diyenler bile var) ahir ömründe inim inim inlemekte veya bir takım soyguncuların tuzağına düşerek elinde avucundakini kaybetmektedirler.

Üçüncü mesele imanlı ve tesettürlü bir eş arayan genç damat adaylarımız (30 ve daha aşağı yaşlarda), uygun eş bulamamakta ve beklemektedirler. Çünkü 30 yaşından küçük kızlarımızın müracaatları azdır. Bunlar ya evlerinde nasiplerini beklemekte veya “kendi eşimi kendim bulacağım” diyerek kendini flört yangınının içine atmaktadırlar.

Camilerimizin dolup taştığı bir Ramazan ayı daha gelmek üzeredir. Ülkemizin bütün camilerinde, bir Cuma günü hutbe veya kürsülerden;

Nikâh’ın mana ve ehemmiyeti…” ayet ve Hadis-i Şerifler ışığında işlenmeli ve örneklemelerle konu halkımıza duyurulmalıdır.

Yaşlı dul hanımlarımızın “Allah’ın huzuruna nikâhsız çıkmaları…” önlenmeli ve onlar, yeniden evlenmeye teşvik edilmelidir.

Yaşlı dul hanımların evlatlarının kafalarında yer eden yanlış namus anlayışı ele alınmalı ve onlar, “annelerinin evlenmelerine razı edilmelidirler

Flört yangınından genç kızlarımız korunmalıdır. “Kızlar, Flört yapmayın yanarsınız” demek yerine, onlara kendilerinin de uygun buldukları eşler bulabilecekleri ciddi kurumlar, ima ile de olsa tavsiye edilmelidir.

Durumu bilgilerinize arz eder, saygılarımızı sunarız. Nevzat Laleli HAY-DER Genel Başkanı”

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.