Her şeyin temelinde eğitim var diyoruz ama atama bekleyen öğretmenlerin sayısı gün geçtikçe artıyor. Yüzbinlerce öğretmen adayı, yıllarca emek emek işledikleri hayallerine kavuşmak için Milli Eğitim Bakanlığı’ndan gelecek haberlere ümit bağlamış durumda. Atamaların kısıtlı yapılması nedeniyle ücretli öğretmenlerin sayısı da epey arttı. Ulaştığım bazı bilgilere göre, 2025 yılı itibarıyla 78 ilde toplam 86 bin 136 ücretli öğretmen görev yapıyor. Bu sayı, geçen yıla göre 13 bin 413 kişilik bir artış gösterdi. Çok komik rakamlarla, ağır şartlar altında çalışan ücretli öğretmenlerin derdi ise; meslektaşlarıyla aynı muameleyi görmek. Yıllarca okuyup emek veriyorsunuz, hayaller kuruyorsunuz ama sonucunda ise onca emek hiçe dönüyor. Her yıl eğitim fakültelerinden binlerce mezun veriliyor. Üniversite kazanmakla bitmiyor tabii. İyi bir puan alıp yerleştim diyorsunuz, bu kez de üniversite bittikten sonra ‘diplomalı işsiz ‘ kervanına katılıyorsunuz. Binlerce mezun veriliyor, bunlarla gurur duyuyoruz ama bu durumda özellikle öğretmen adayları için ciddi bir istihdam çalışması yapılması gerek.
Atama ve mülakatlar bir neslin kabusu oldu. Mağdur olan öğretmenler, çalışmak zorunda kaldıkları için ya çok zor şartlar altında ücretli öğretmenlik yaptı, ya zincir marketlerde kasiyer oldu, fabrikada işçi olarak görev aldı, asgari ücretli bir çalışan olarak iş aradı ya da işsizliğe mahkum edildi. Eğitim bir toplumun temel direğiyken binlerce eğitimli gencimiz sistemin içinde köreltildi. Bu hikayede yanan öğretmenler oldu sanmayın, bu durumun acı yanları aslında hepimize yansıyacak. Bu hikayede yanan olmaması için neler yapılması gerekir bunun üzerine gidilmeli. Eğitim fakültelerindeki kontenjanlar, öğretmen ihtiyacı dikkate alınarak belirlenmeli. Yeni mezunlara istihdam alanları açılmalı. Gencecik insanlar, daha hayatlarının baharında sisteme kurban ediliyor. Eğitim sisteminin kanayan yarası olan atanamayan öğretmen konusuna ivedilikle çözüme ulaşmalı. Bugün ses çıkarılmayan her sistem, ilerleyen zamanlarda derin izler bırakacak.
Emekler ortak. Branşlar sadece eşitlik istiyor. Bazı branşlar yok sayılmak istemiyor. Mülakata, atamaya dayalı bir sistem değil de emekten yana bir sistem olmalı. Öğretmenlerimize, emeklerine, bilime ve adalete sahip çıkmalıyız. Biz onları sokaklarda çaresiz değil, sınıflarında azimli, umutlu görmek istiyoruz. Öğretmen atamaları siyasi bir malzemeden çok gündemin öncelikli maddesi haline getirilmeli.
Öğretmenlerimizin, gençlerimizin hayallerinin heba edilmediği, emeklerinin karşılığını aldıkları, mecburiyetten değil de severek yaptıkları işte oldukları daha adil bir Türkiye’yi görmek ümidiyle…