Dindarlıkta Ölçüler

.

“Bir kadın dört şeyden ötürü nikahlanır: Malı için, soyu için, güzelliği için, dindarlığı için. Sen dindar olana bak.” diye buyuran Efendimiz (a.s.m)'ın bu ve bunun gibi hadis-i şeriflerinde gözümüze takılıyor ilk olarak dindarlık kavramı…
Öyle insanlar vardır ki beş vakit namazını kılar Kur’an-ı Kerim'i düşürmez elinden fakat bir yandan da mümin kardeşinin kuyusunu kazmaya devam eder. Gıybet, suizan bu kişi de had safhadadır. Nefs-i Emmaresi almış başını yürümektedir. Böylesini dindar sıfatı ile nitelemek doğru olmaz.
Yine öyle insanlar vardır ki güzel ahlakta inci gibidirler. Siyah üzerindeki beyaz kadar aşinadır onların güzellikleri fakat namazla – niyazla tesettürle vesair dinin emir ve yasaklarıyla pek de ilgileri yoktur. Böylelerine de dindar denilemez. Zira dindarlık bilgi-amel-ahlak üçlüsünü bir arada barındırır bünyesinde. Bunlardan birinin eksikliğinde dinde kemale vuslat mümkün değildir.
Dindarlık çoğu müslümanın hedefi olan fakat çoğu kez yanlış yer ve zamanda ve yanlış kişilerde sıfat olarak tecelli eden bir kavram olarak karşımıza çıkmakta. Halbuki zor fakat imkansız değil dindarlık derecesine ulaşmak. Bir yolda yürürken o yolda yürüyenlerin ayak izlerini takip etmek menzile ulaştıran bir etkendir. Dindar olmak için dindar olanların yöntemlerine göz kapamamak gerekir. Onların yöntemlerini dindar olma yolundaki ölçülerini izlediğimizde en başta vakit kaybetmediklerini görürüz. Dinin emir-yasaklarını uygulamaya geçirmede vakit kaybetmemek dindarlık yolunda en büyük adımdır ki hele hele günümüzde kaybedecek vaktimiz de olmasa gerek.
Bir başka ölçü ise nefsin hakir görülmesidir; tasavvuftaki gibi… Nefsini hakir görmeyi beceremeyen insan benlik ve bencillik gibi nefsin hoşuna giden amelleri bünyesinde barındıran kötü duyguların esaretinden kurtaramaz kendini.
 Diğer bir ölçü ise ümit-korku dengesini sağlayabilmektir fakat muasır müslümanların yani bizlerin belki de en büyük kaybı ümitvar olmada bir nebze başarıya ulaşabilmiş olsak da Allah’tan (c.c) gereği gibi korkmayı beceremeyişimizdir.
 Oysa henüz sağ iken cennetle müjdelenen bir sahabenin bir otu eline alıp: “Keşke bir ot olsaydım, keşke bir insan olmasaydım, keşke hesaba çekilmeseydim.” diyerek hesaba çekilme korku ve endişesini en yoğun şekilde hissetmesiyle bizlere din-i kamile ulaşmanın kapılarını aralatacak örnek bir hisse sunmaktadır.
Bilgi-amel-ahlak
Vakit kaybetmemek
Nefsi hakir görmek
Ümit-korku dengesi ……
Sadece ama sadece bir kaçıdır müslümanı dindar müslüman yapacak ölçülerin. Bir kaçı fakat en önemlileri (Allah-u alem) Bu ölçüleri baş tacı edip kendini dindar sananlardan değil, gerçek dindarlardan olabilmek dileğiyle…

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazarlar Haberleri