Depremden sonra en büyük tehlike!

Dr. İbrahim Büyükeken

Ülkemizin 10 şehrini vuran Hatay, Kahramanmaraş, Gaziantep ve Adıyaman gibi şehirleri yerle bir eden depremin üzerinden bir hafta geçti. Bir hafta bir asır gibi geçti hepimiz için…

**

Geçen hafta sonu herkesin farklı farklı hayalleri vardı. Okullar açılacak, öğrenciler ve öğretmenler ders başı yapacaktı. Üniversite öğrencileri öğrenim gördükleri şehirlere gitmeye

hazırlanıyordu…

**

6 Şubat 2023 saat 04.17 milyonlarca insanın hayatı boyunca unutamayacağı bir zaman dilimi olarak kayıtlara geçti… Enkaz altında giden canlar, hayaller, umutlar… Kara Şubat kış ortasında yüreğimizi yangın yerine çevirdin…

**

Hepimiz o kadar çok kederliyiz ki; yaşadığımız üzüntüyü anlatacak kelimeler bulamıyorum. Deprem bölgesinden arkadaşlarımı aradığımda “Nasılsın? İyi misin?” diye soruyorlar…

**

Nasılsın? sorusu bile benim yüreğimde fırtınalar kopartıyor. “Biz iyiyiz kardeşim. Bizi boşverin. Siz nasılsınız? Siz iyi misiniz? Bir şey lazım mı? Lütfen söyleyin” diyorum…

**

Adıyaman’dan bir asker arkadaşımı aradım. “Kardeşim bize kefen lazım. Evim yıkılmadı ama duvarda çatlaklar oluşmuş. Eve girdim kıyafetimi değiştirdim ve çekmecedeki Türk bayrağını alıp çıktım” dedi…

**

Milletimizin en ağır şartlarda bile vakarlı duruşu, vatanına, bayrağına olan sevgisi ve saygısı dünyadaki hiçbir millette yoktur… Türk milleti gerçekten çok ağır bir imtihan veriyor…

**

20 binden fazla canımız gitti. Belki daha fazla. Evler yıkıldı, yuvalar yıkıldı, insanlarımız evsiz barksız kaldı. Tarihte başımıza gelen ilk felaket bu değildi ama bu yaşadığımız en büyük felaketti…

**

Hayatta kalan insanlarımız aileleriyle birlikte haklı olarak Türkiye’nin daha güvenli şehirlerine gelmeye başladı. Konya’da, Karaman’da kiralık ev stokları tükenme noktasına geldi…

**

Koca yürekli insanlarımız evlerini ücretsiz kiraya bile veriyor ya da çok cüzi miktarda kiralıyor. Son 2-3 günde o kadar çok insan evini bedelsiz bir şekilde kiraya verdi ki sayısını hatırlamıyorum bile…

**

Hatay, Gaziantep, Osmaniye, Kahramanmaraş’tan insanlar akın akın İç Anadolu’ya geliyor. Hepsi başımınız tacı.  Bu zor günleri birlikte atlatacağız. Yaralarımızı birlikte saracağız…

**

Fakat; insanlarımızın can güvenliği nedeniyle kitleler halinde İç Anadolu’daki şehirlere gelmesi yeni bir tehlikeyi de ortaya çıkaracak… Söz konusu sınır şehirlerde Türk nüfusu azınlığa düşecek…

**

Bundan iki hafta önce emekli Albay Orkun Özeller ile röportaj yapmıştık. Güney illerimizdeki Suriyeli göçmen sayısının sürekli artmasının stratejik açıdan Türkiye için büyük risk olduğu konusunda uyarmıştı…

**

Depremle birlikte insanlarımız haklı olarak daha güvenli bir yere göç etmeye başladı. Bir zamanlar savaşla Suriye’nin kuzeyini boşaltıp Türkiye’ye yığanlar şimdi depremi de fırsat bilerek, Türkiye’nin güneyinin boşalmasını bekliyor…

**

Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay hepsinde göçler bu şekilde devam ettiği sürece Türk toplumu güney illerimizde azınlık konumuna düşecek… Bu saatten sonra evli evine köylü köyüne…

**

Suriyeli kardeşlerimizin misafirliği 10 yılı geçti. Bu misafirlik uzayalı çok olmuştu. Özellikle de Hatay’daki yağma ve yol kesme olaylarına karışanların büyük bir kısmının Suriyeli olması tehlikeyi artırıyor…

**

Suriyeli misafirlerimizin artık evlerine dönme zamanı gelmiştir. Afganistanlı düzensiz göçmenler ve Antalya’daki Rus misafirlerimiz için de aynı durum söz konusu…

**

Rusya büyük ve güçlü bir ülke. Rus dostlarımız seferberlikten ve Putin rejiminin baskılarından Türkiye’ye kaçtınız ama bu sizin iç sorununuz artık ülkenize dönme zamanı gelmiştir…

**

Bizim insanımız çadırlarda donarak bir kış geçirirken, sizin Antalya’nın sıcağında keyif çıkarmanıza gönlümüz razı değil. Suriyeli misafirlerimiz nargile keyfini artık Halep’te, Lazkiye’de, Tartus’ta yapın…

**

Afganistanlı kardeşlerimiz biz köylerde koyunlarımızı güdecek çoban buluruz. Gerekirse biz de güderiz kendimi koyunlarımızı. Nasıl gütmeye ve güdülmeyi alışkın bir toplum haline geldik…

**

Yazdıklarımız bazıları için paranoya veya ütopya gibi gelebilir. Ama eminim devletimiz bu tehlikeyi görmüştür…Türkiye sahipsiz bir ülke değil. Depremin yaralarını hep birlikte saracağız..

**

Hiçbir millete karşı düşmanlığım yok, ırkçı değilim, yabancı düşmanı değilim. Ama ülkemizin ve milletimizin bekası için bunları yazmak zorundayız… Tarihe not düşmek için bu yazıyı kaleme aldım. Umarım sonunda bizim gibi düşünenler haksız çıkar…

 

 

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.