Türkiye’de bu yıl içinde kayda geçen 85 çocuk işçi hayatını kaybetti. Minik yürekler oyun oynayacak, okul sıralarında oturacak yaşlarda ağır şartlar altında çalışmak zorunda kalıyor. Bazı çocuklar geçim derdinden dolayı ailelerine destek olmaya çalışırken hayatının en güzel anlarını kaçıyor. En ağır olanı ise ağır şartlar altında çalışırken canından oluyorlar. Veriler incelendiğinde; İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre, Türkiye'de her yıl 60-70 civarında çocuk işçi tarımda, sanayide, inşaatlarda ve sokaklarda çalışırken hayatını kaybediyor. TÜİK verilerine göre 2024 yılında 15-17 yaş arasında işgücüne katılma oranı yüzde 24,9 olarak gerçekleşti. Buna göre yaklaşık 970 bin çocuk, kayıtlı işçi olarak çalışıyor. Bu veriler yalnızca kayıtlı çocuk işçileri yansıtıyor ama kayıtlı olmayan birçok çocuk işçi ise ciddi oranlarda.
GÜNLÜK 200 TL İÇİN ÇALIŞIYORLAR!
Ekonomik krizle beraber yoksullaşma da artıyor. Ailelerine destek olmak isteyen, mecbur kalan çocuklar çareyi çalışmakta buluyor. Minik bedenler, gördükleri muameleye dayanamıyor. Bunun yanı sıra Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) öğrencilerinin vefatı da gündemden düşmüyor. 2025 yılında MESEM uygulamaları kapsamında en az 15 çocuğun iş cinayetlerinde hayatlarını yitirmesi durumun ciddiyetini gözler önüne seriyor. MESEM’de haftada 4 gün pratik eğitim, bir gün de teorik eğitim veriliyor. Pratik derslerde öğrencilere günde 200 lira ödeme yapılıyor. Evet, günlük 200 TL için minik bedenler çalışıyor!
Okul sıralarında olması gereken çocukların uzun ve ağır işlerde çalıştırılmasına nasıl göz yumuluyor? İş kazalarında artan çocuk ölümleri birilerinin vicdanını sızlatmıyor mu? Sık sık denetimlerin olduğu söyleniyor ama bu olaylar neden yaşanıyor? Çocuk emeği sömürülüyor mu? Patronlar 1 yetişkin işçi çalıştırmamak için mi o paraya birkaç çocuk çalıştırmayı tercih ediyor? Bugün bu soruları soramazsak yarın çok geç olacak. Daha fazla çocuğumuzu kaybetmeden bu sorulara açıklık getirilmeli. Çocukların eğitim hakkı güvence altına alınmalı ve aile yoksulluğu giderilmeli. Nesillerimizin devamı için yetkililerin elini taşın altına koyup, meşrulaştırılan çocuk işçi ölümlerini araştırması gerek. Çünkü mesele sadece yoksul bir ailenin geçim mücadelesi değil, asıl mesele bir ülkenin vicdanı, geleceği ve adalet anlayışıdır.
Yoksul işçinin çocuğu hayat telaşında okul sıralarını bırakıp ağır şartlar altında çalışmak zorunda kalıyor, patronun çocuğu özel okullarda okuyup yaşının güzelliklerini yaşıyor. Bu ülkede cebindeki paraya göre adalet sistemi de değişiyor. Paranın büyüttüğü değil, emeğin, alın terinin büyüttüğü, adaletin yaşanacağı günler dilerim…