Çare kendinsin

Recep Çınar

Ucu hem Konyaspor’a hem de düşmeme mücadelesi veren diğer takımlara dokundu, ama kendi adına makul ve doğru olanı yaptı İstanbul Büyükşehir Belediyespor. Hem de herkesin “yüzde yüz sıfır çeker” dediği Sivasspor deplasmanında.  

Altın değil, pırlanta değerinde 3 puanı cebine koymasını bildi ve bütün hesapları da altüst etti, son 3 hafta maçları öncesi. Ve birçok takıma da şu mesajı verdiler: “Başkalarının başarısızlığı ile besleneceğinize, kendi alınteri ve emeğinizle beslenin” şeklinde. Başka bir deyişle de “Kendi başınızı kendiniz kaşıyın!” diyerek, bütün takkeleri düşürüp, kelleri gösterdiler.
Aynı şeyleri Eskişehirspor’da yaptı.
Onarla da kendi işlerini kendileri gördüler. Antalyaspor gibi zor bir takımı yenerek, ne  Bursaspor-Konyaspor karşılaşmasını, ne Sivasspor-İstanbul Büyükşehir Belediyespor maçını, ne de Galatasaray-Ankaragücü maçını düşünmediler. O maçlara kulaklarını göndermediler. Gözlerinin önündeki Antalyaspor’u yenerek de rahat bir nefes almış oldular. Hem de geçirdikleri ağır travmalara rağmen.
Bütün bunları niye yazdım.
Konyaspor’u yönetenler de, Konyaspor’u çalıştıranlar da, Konyaspor’da oynayanlar da, Eskişehirspor maçına konsantre olacaklar. Bırakacaklar Antalya’nın Fenerbahçe ile oynayacağı maçı. Görmezden gelecekler Ankaragücü-Beşiktaş  maçını. İlgilenmeyecekler Galatasaray-Gençlerbirliği maçı ile. Merak etmeyecekler İstanbul Büyükşehir Belediyespor-Kayserispor maçının sonucunu. Yok sayacaklar Denizlispor-Ankaraspor mücadelesini.
Çare kendisi olmalı.
Mesele şu; Konyaspor, Eskişehirspor’u geçmenin hesaplarını yapmalı.  Dahası, yeşil-beyazlılar, bu maçın “B planının” olmadığına inanarak, bu maça yürek, bu yola da baş koymalılar. Sadece futbol takımı değil, şehir de inanmalı meseleye.
***
Selçuk Üniversitespor…
Belki de şehirden uzak olmasının, belki de amatörce yönetilmesinin, belki de ekonomik sıkıntıların cezasını küme düşmekle ödedi.
Kimbilir!
Vebali büyük ki, kefareti de ağır oldu!
Ben işin farklı tarafındayım. Basketbolu severiz ya da sevmeyiz, ama Selçuk Üniversitespor’un dramatik düşüşü “canımı acıtmadı” dersem çarpılırım.
İşin derinlerine da bakmak lazım. Üniversitespor bu noktaya nasıl geldi ya da nasıl getirildi? Teknik adam zaafı mı, kötü yönetim mi, oyuncu yetersizliği mi?
Neyse ne!
Sonuç itibarı ile Selçuk Üniversitespor Beko Basketbol Ligi’ne veda etti. Düşen sadece Selçuk Üniversitespor basketbol takımı değil, şehir de tepe taklak oldu. Bana göre de Konya’da basketbolun “son kale”si düştü. Bundan sonra yaşanacak sürece çok pozitif bakmak içimden gelmiyor açıkçası. Bir önceki günkü yazımda “Bir düşmeye gör” diye yazmıştım. Ve sıralamıştım Konya’yı nelerin beklediğini. Merak edenler tekrar okusunlar.
Özetle, küme düşmenin anlamı, yerlerde sürünmekten başka bir şey değil.
***
Ve Şekerspor…
Yeşil-beyazlı temsilcimiz, Bank Asya yolunda hedefine ulaşmak için “dev” adımlar atıyor. Dolayısıyla da yönetiminin, teknik adamının, futbolcusunun bu başarısı küçümsenemez. Zaman zaman sıkıntılı maçlar oynayan, ancak hedefinde hiçbir sapma göstermeyen Konya Şekerspor, inanmışlığın verdiği yüreklilikle ve sabırla yoluna devam etti.
Gelinen noktaya baktığımız zaman, bu başarının altında en yukarıdaki insandan tutun, malzemeciye kadar herkesin katkı koyduğunu söylemek abartı olmaz. Konya Şekerspor, yükselme maçlarında güçlü rakiplerle mücadele edecek. Bank Asya’dan içeri girer mi girmez mi, bunu hep birlikte göreceğiz.
Turnuva maçlarının havası çok farklı olur. Burada en büyük görev teknik adam ve oyunculara düşüyor. Doğru takım, doğru sistem, doğru oyuncu ve inanmak Konya Şekerspor’u mutlaka hedefine ulaştıracaktır.