Uzun süredir kuraklıkla savaşan Konya, yağışlı periyoda geçti. Son günlerde gerçekleşen yağışlar çiftçinin ve Konyalı vatandaşların yüzünü güldürdü. Dört gözle beklenen yağışlar çiftçiye can suyu oldu. Bazı göl ve yeraltı sularının çekilmesiyle kuraklığın pençesiyle boğuşan Konya’da yağış beklentisi her geçen gün artarken bazı kesimlerde kar, bazı kesimlerde ise yağmurun etkili olması umutları yeşertti.
‘ANADOLU YAĞMUR YAĞIŞI İLE UMUTLARINI YEŞERTTİ’
Ziraat Yüksek Mühendisi Celil Çalış, “Bitkisel üretimde yıllık yağışın verimliliğe etkisi olmakla birlikte, en fazla etkili olan husus yağışın bitki yetişme dönemindeki yıllık dağılımıdır. Uzun yıllar dikkate alındığında özellikle yıllık yağış oranının yüksekliği gerekse yetişme dönemindeki dağılımın düzenli olması verimlilik ve kalite açısından önemlidir. Son yıllarda yağışları miktar ve dağılım olarak alamadık. Son alınan yağışlar can suyundan öte can simidi oldu, bitki çıkışı için tehdidi ortadan kaldırdı. Kar örtüsü, hububatın altında faaliyeti sürdürebildiği soğuklama isteğini üşümeden karşılayabildiği vejetasyon döneminde önemli ihtiyaçlardandır. Karın erimesi ile tamamının toprağa infiltre olması yüzey akışı ile kaybı olmayacak tamamı etkili yağış olarak toprağa girecektir. Yeterli kar örtüsünün oluşması zirai mücadele açısından olumlu sonuçları oluşturacaktır. Bazı hastalık ve zararlılar kar altında etkisini kaybedecektir. Ancak kar yağışını unutan hasret kalan Anadolu yağmur yağışı ile umutlarını yeşertti” diye konuştu.
‘SUYUN GELECEĞİ GARANTİ ALTINA ALINMALI’
Kar yağışının anlık ve mevsimlik etkisi yanında yıllık yüzey su alanlarını oluşturan baraj ve göllerde su birikmesine etkisi ve uzun yılları kapsayan yeraltı sularının beslenmesi ve yükselmesi açısından öneminin paha biçilmez olduğuna dikkat çeken Çalış, “Ülkemizde bulunan birçok doğal tatlı su gölü bırakın sulama için su tedarikini, geleceği açısından endişeli çekilmeleri yaşarken yağışlarla geleceğini kurtarabilecek duruma gelmenin telaşında. Bizlerde geçen yıldan ders alarak baraj ve göllerimizden su kullanmadan önce geleceğini garanti altına alma zorunluluğumuzu hatırlamalıyız. 2025-2026 üretim sezonu için geçen yılın telafisini yapacak bir üretim yılının oluşacağı bir Kasım, Aralık ayları yağışlarını aldık. Son yağışlarla ülke geneli hububat çıkışlarında bir sorun olmayacaktır. Kış yağışları ile Mart-Nisan-Mayıs yağışları daha da önem kazanmıştır. Ancak hem bitkiler için depolaması, yeraltı sularının beslenmesi, hem de yüzey depolama alanlarının doldurulması için kar yağışı ihtiyacı önceki yıllara göre daha elzem hale gelmiştir” ifadelerini kullandı.
ÇİFTÇİ GİRDİ MALİYETLERİYLE DE BOĞUŞUYOR
Yağışlarla yüzü gülen üreticilerin derdinin bitmediğini söyleyen Celil Çalış, şunları söyledi: “Yaşanan ekonomik belirsizlikler içerisinde gübre fiyatları başta olmak üzere girdi fiyatlarında oluşan yüksek artış, 2025 yılı için Şekerpancarı ve ayçiçeği hariç ürün fiyatlarında beklenen gelirin sağlanamaması üreticinin yarınlarını iklim krizi ile birlikte tehdit etmektedir. Hiçbir üretici ve tarımsal ticaret esnafının öngöremediği gübre fiyat artışları ekim alanlarında yarıya yakınında gübresiz ekiliş, gübre kullanan üreticilerin büyük bir kısmında azaltılmış gübre kullanımı tercihine yönetti. Bitkinin ihtiyaç duyduğu taban gübresini gerektiği kadar kullanabilen üretici iyimser tahminle yarıyı bulmaz. Devlet tarafından yarısı sübvanse edilen TARSİM sigortalarını üreticilerimiz mutlaka yaptırmalıdır. Kuraklık, sel, dolu, yangın gibi afetlere karşı tedbirlerini almalılar. İçinde bulunduğumuz yıllarda iklim değişikliği sebebi ile doğal afetlere maruz kalma durumumuz yüksek ihtimal. TARSİM artık tercihe değil desteklemelerden kesilmesi koşulu ile zorunlu hale getirilmelidir.”