Konya’da her yıl geleneksel hale gelmiş olan “Tarım ve Hayvancılık Fuarı” 15 Mart 2013 Cuma günü yüksek hızda esen rüzgar nedeniyle ihtiyaç için büyüme modeli olan çadırlardan birinin yıkılması nedeniyle süresini tamamlayamadı. Üzücü olan bu kazanın sadece çadırla ve fuarla bütünleştirilmesidir. Ben aynı gün Karapınar ilçemizde idim. Karapınar’da şiddetli esen rüzgar; yerde ne varsa uçuruyor, her taraf toz ve dumandan zaman zaman yol bile görünmüyor idi. Baharın bu erken günlerinde, toz ve dumanda bile meralarda hem koyun, hemde sığır sürüleri sözde otlatılıyordu. Sayın Valim fuarda olduğu gibi bir emir buyursa da, daha doğrusu kendi imzaları ile ilde bütün yerleşim yeri yöneticilerine duyurulan otlatma yasağını da uygulatsa, hem emrine fuarda olduğu gibi uyulmuş hem de rüzgarın bu olumsuz etkisi önlenmese bile en aza indirilmiş olacaktır. Mera konusunda hassasiyetini bildiğimiz Sayın Valimizin “Otlatma Takvimi”nin uygulanmasında gerekli uyarıyı yapmalarını bu tür felaketlerin olmaması için arzu etmekteyim. Erozyonun önemli sebeplerinden birisi olan meraların aşırı ve zamansız kullanımı üzülerek belirtmeliyim ki Orta Anadolu Bölgemizde normal bir hadise imiş gibi görülmekte ve algılanmaktadır.
Hayvan otlatılarak değerlendirilen mera alanları; hayvan besleme ve ekosistem içerisindeki faydaları nedeni ile önemli bir kaynağımızdır. Bu faydalılık değerleri farklı başlıklar altında sıralanıp açıklanabilir. Tarımda ileri ve çevreye daha duyarlı olan ülkeler “Otlatılan alanların” varlığı ve dağılımı ile ilgili gerekli tedbirleri almaktadır. Ülkemizde bölgesel iklim ve topoğrafik farklılıklar meralardaki verimliliği, kaliteyi etkilemektedir. Bölgelere göre Tarımsal gelişmişlik düzeyine bağlı olarak meralara bakış açısı da değişmektedir. Hayvan beslemede önemli bir girdi olan yemin en ucuz sağlanıldığı kaynak çayır ve mera alanları olmasına rağmen, ülkemizin tamamında bu alanların “4342 Sayılı Mera Kanunu” hükümlerine uygun şekilde faydalanıldığını söylemek mümkün değildir. Hayvancılıkta karlılığı artırabilmek için meralarda otlatma süresinin uzun, yem veriminin ve kalitesinin yüksek olması istenilmektedir.
Her canlının bir yaşama ve faydalılık süresi bulunmaktadır. Otlatılan alanlardaki bitkilerin de bir yaşama süresi ve bu yaşama süresi içerisinde de yaşamasına zarar vermeyecek şekilde büyüme ve büyüme süresi dışında olması gerekli bir faydalanma süreleri vardır. Bölgelerimize göre değişmekle birlikte İlkbaharda başlayıp Sonbahar aylarında sona eren büyüme mevsimi içerisinde hayvanların faydalanabilecekleri süre (Otlatma mevsimi) daha kısadır. Mera alanlarında tabii olarak yetişen bitkiler belirli bir yaşama süresine sahip, genellikle çoğunluğu çok yıl yaşayabilen bitkilerdir. Çok yıl yaşayabilen bu uzun ömürlü bitkilere, insanoğlu olarak bizler yaşama şansı verirsek büyürler gelişirler ve ömürleri süresince yaşayabilirler. Otlama açısından, hayvanın ihtiyacı olan kaba yemin karşılanması bakımından en ucuz yem kaynağı olan çayır ve özellikle meralarımız doğru kullanmadığımız için çoğu yerde verimsiz ya da kalitesiz ot olan alanlar haline gelmişlerdir. Bu durum böyle devam ederse özellikle Konya- Karapınar’daki rüzgar erozyonu alanında olduğu gibi bir çok yöremizde görülebilir hale gelmektedir. Toprak üzerindeki ağaç, çalı veya otsu mera bitkilerinin yok edilmesi bu istenilmeyen korkunç görüntüleri daima getirecektir (temennimiz olmaması). Bu facialarla karşılaşılmaması, erozyon, toprak kayması gibi olaylara neden olmamak ve otlattığımız hayvanların karınlarını merada doyurabilecek kadar ot üretilebilmesi için otlatma amenajmanının dört temel esasına (Otlatma mevsimine ve Otlatma kapasitesine uyulması, Üniform otlatma yapılması ve Uygun hayvan cinsi ile otlatılmalıdır) uyulması gerekmektedir.
Mera alanlarında yetişen bitkiler kıştan çıktıktan sonra kendi bünyelerinde kıştan önce biriktirdikleri besin maddelerini kullanarak büyümeye başlarlar. Bu büyüme günlük ortalama sıcaklığın yaklaşık 0 c’nin üzerinde ( yaklaşık ort. 4 c ) olduğu günlerde başlayıp sıcaklık artışına bağlı olarak giderek hızlanır. Büyüme başladıktan sonra yaklaşık 1.5- 2 ay sonra mera bitkileri otlatma olgunluğuna gelirler. Otlatma olgunluğuna gelen mera bitkileri otlatmadan hiç zarar görmezler. İlkbahar kritik periyodu denilen bu 1.5- 2 aylık büyüme süresi (Orta Anadolu Bölgesi için normal yükseklikteki meralarda yaklaşık 1 Mart ile 15- 25 Nisan arası) içerisinde meradaki bitkiler otlatılmamalıdır. Otlatılır veya biçilirler ise bitkiler tekrar yeniden büyüme yapmaya zorlanacakları için bünyelerinde ilk büyümeden sonra çok az kalan yedek besin maddelerini kullanacaklarından, ilk büyümede olduğu gibi sağlıklı ve hızlı büyüyemeyeceklerdir. Bu güne kadar erken otlatmanın zararı meralarımızda hep bu nedenle görülmüştür. Otlatma mevsimi sonunda çok yıllık mera bitkileri kışın fizyolojik ihtiyaçları ve İlkbaharda da tekrar büyüyebilmek için yedek besin maddelerini depolamak zorundadırlar. Yedek besin maddelerini biriktirecekleri bu döneme “sonbahar kritik periyodu” denilmektedir.Sonbahar kritik periyodu bitki büyümesinin sona erdiği tarihten 3- 4 hafta öncesini içine alan dönemdir (Orta Anadolu Bölgesi için normal yükseklikteki meralarda yaklaşık 15 -20 Ekim ile 10 Kasım arası). İlkbahar kritik periyodunda olduğu gibi Sonbahar kritik periyodunda da meralara kesinlikle hayvan sokulmamalıdır.
Her meranın mevcut bitki örtüsüne göre bir otlatma kapasitesi vardır. Otlatma mevsimi içerisinde otlatma kapasitesine uygun bir otlatma yapılırsa meralar zarar görmez. İşte bu gerçeklerden hareket edilerek, mera bitkilerinin büyüme ve gelişmelerini sürekli sürdürebilmeleri, yem ihtiyacının sağlanılması, mevcut yem açığının kapatılması, rüzgar ve su erozyonunun olmaması ve küresel ısınmaya karşı gelecekte açlık problemi yaşamamamız için meralardan amenajman kurallarına uygun faydalanmalıyız. Valilikçe oluşturulan “Mera Komisyonu” Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarım İl Müdürlükleri ve ilgililerin katılımı ile İl bazında bir otlatma takvimi hazırlanılmaktadır. Her yıl hazırlanan ve duyurulan bu otlatma takvimine mutlaka uyulmalıdır.
Otlatmanın yasak olduğu sürede, belirlenen tarihler dışında meralarda hayvan otlatılmasına kesinlikle müsaade edilmemelidir.
Meralarımızda diz boyu ot olmasa da hiç olmazsa ayak bileği üstünde ot büyümesine müsaade edilmeli ve bunun için de otlatma yasağına kesinlikle uyulmalıdır. Hiç olmazsa bir kaç yıl su ve besin maddesi döngüsüne katkı ve diğer faydaları sağlaması bile kazanç olarak düşünülmelidir.
Ülke bizim, meralar bizim, bu topraklar bizlere ve bizden sonrakilere de lazımdır. Meralardan uygun faydalanmak ve bu yem kaynaklarını, tarla ve yerleşim alanlarımızı bizden sonraki nesillere sağlıklı bırakmak da bizlerin görevidir. Bu gerçekler nedeniyle herkesi bu hassasiyetle davranmaya, meralardan doğru faydalanmaya, otlatma yasaklarına uymaya, sorumluluk taşıyanları da yasakları uygulatmalarını arzu etmekteyim.
İdarecilerimiz çok yerde Çiftçilerin düşük gelirli olmaları ve cezai müeyyidenin ağır olması gibi nedenlerle mera kanunu gereği olan otlatma yasağını uygulamamaktadırlar. Giderek artış gösteren toz bulutları fuarda olduğu gibi meralarımızda, ekilen arazilerde görülen fakat çoğu zaman görmemezlikten gelinen sonuçları ortaya koymaktadır. Kanunun uygulanması yerine bazı durumlarda görmemezlikten gelmeyi, göz yummayı tercih temektedirler. Bu yanlış düşünce meraların sürekli bozulmasına sebep olmakta ve kaynaklarımız geri gelmeyecek şekilde kaybolmaktadır. Bu sözde hoş görülü gibi görünen yanlış anlayıştan vazgeçilmelidir. Çiftçinin, hayvan sahibinin yemi veya yem parası yok diye düşünülüyor ise o zaman çare arayalım. Meralarımıza sürekli zarar vermek yerine çare olarak “HAYVAN BAŞI YEM DESTEĞİ” adıyla yeni bir destek verilmesini yetkililerden isteyelim. Verilmesi istenilecek bu destekle “Mera Amenajman ve Islah Projeleri” “Otlatma Amenajman Tekniklerinin” uygulanabilirliğini de sağlayacak ve artıracak, otlatma yasağını tavizsiz ve uygulanabilir hale getirecektir.
Meraların esas kullanıcısı olan çiftçilerimizin çoğu; meraların kendi kullanım alanı olduğunu hala anlayamamış gibi davranışını sürdürmektedir. Çiftçilerimizin bu alanlara olan ilgileri, diğer kullanımı uygun gören isteklilerin ilgilerinden sanki daha azmış gibi görülmektedir. Bu konuda eğitim faaliyetlerine ağırlık verilmelidir.
Meralarımız ülkemiz hayvancılığı ve geleceğimiz açısından önemli yem kaynağımızdır. Yem kaynağı olan meralarımız gazetelerde sıklıkla yer alan haberlerde ya çoban kavgaları, ölüm veya yaralanmalar, ya da merada naylon poşet benzeri atıkların hayvanlar tarafından yenilerek zarar gördüğü ortamlar olmaktan çıkarılmalıdır. Kullanımı bilime uygun çıkarılmış olan 4342 Sayılı Mera Kanuna uygun yapılmalı ve Kanunun getirdiği kurallar eksiksiz uygulanmalıdır.
Artan erozyon sadece meralarda değil bir çok alanda daha şiddetli hale gelirken rüzgarın hızını kesecek, taşıdığı materyalin zararı etkisini azaltacak her türlü bitkisel materyalin canlılığını korumamız gerekmektedir. Bu bitki örtüsü hayvan besleme yanında, erozyonu önleyen, oksijen kaynağımız ve diğer faydaları olan alanlar olması nedeniyle mutlaka özellikle ilimizde gereken önlemler alınmalı ve bilhassa meralar doğru kullanılmalıdır. Canların uçup gitmesine hiç birimizin gönlü razı olmadığına göre Fuardaki gibi acil önlemler alınmalı, alınan ve duyurulan otlatma takvimi ilimizde uygulanmalı ve gelecekte güzel ve erozyonsuz, rüzgarın zararının olmaması veya bu günkünden daha az olması için hepimiz üzerimize düşeni yapmalıyız.
Çadırlar Değil Canlar Yıkılıyor
.
İlk yorum yazan siz olun