Bozguna uğrama…!

Kerem İşkan

Özellikle bu dönemde siyasetçilerimiz; cesur, kararlı ve aklı selim olmazsa, derin yapılar siyaseti ÇETELER üzerinden manipüle etmeye devam edecek…

***

Irak, Suriye, Libya, Yemen, Mısır’daki toplumsal çatışmaların benzeri, bavullarla Türkiye’ye taşınıyor… Irak gezimizde çok sayıda farklı görüş sahibi isimle röportaj yapma imkanı bulmuştuk…

***

Temel de toplumun dış mihraklar tarafından terör maşasıyla nasıl ayrıştırıldığını anlatmışlardı… Temelinde ötekileştirme, kamplaştırmalar yatıyordu… Aynı bizdeki gelişmeler gibi…

***

Konuştuğumuz isimler; “Yabancı istihbaratların taşeronluğunu yapan örgütler, önce Sünni camisinde bomba patlatıyor, birkaç gün aradan sonra da Şii camilerinde bombalar patlatıyorlar” demişti…

***

Beklenen sonuç; “Şiiler ile Sünniler bu ayrışmadan sonra şiddetle çatışmaya başlıyorlar”

***

Hem Sünniler hem Şiiler kendilerine hazırlanan bu kirli tezgahı bile-bile, bu şiddet sarmalından kurtulamıyorlar…

***

Türkiye’de benzer bir senaryo var…

***

Askerler şehit ediliyor…

***

Birileri düğmeye basıyor, kimliği belirsiz, faşist gruplar Kürtlerin yoğun bulunduğu mahallelere saldırıyorlar… Evler taşlanıyor, dükkanlar yağmalanıyor

 ***

Ardından Kürtlerin ve sol grupların yoğunlukta bulunduğu mitingler bombalarla patlatılıyor, ölen insanların hikayelerini, şahsiyetlerini tanımadan bilmeden ötekileştirilmiş bir grubu temsil ettikleri için, Cumhuriyet tarihinin en kanlı saldırısına bile toplumun büyük bir kesimine; “Oh olsun, iyi olmuş” bakış açısı veriliyor…

***

Etrafımıza ateş yakanlara inat, kim olursa olsun, genellemeler yaparak,  cenaze evlerine küfretmemeliyiz…

***

Türkiye’de mezhep, ırk ve farklı dünya görüşleri üzerinden kirli bir tezgah sahneleniyor… Mütevazi Anadolu şehirleri bile yabancı istihbaratçılar kaynıyor… Simitçisinden, akademisyenine kadar herkes iç politikaya çekilerek, enerjisi ve morali tüketiyor…

***

Terörün en büyük hedefi olan, toplum içindeki tüm farklılıkları ayakta ve birlik içinde tutan ortak değerleri tüketmeye çalışıyor…

***

Cenab-ı Hakk, bu bozgunculara ayeti kerimede dikkat çekerek; “Her ne zaman onlar savaş çıkarmak için bir yangın tutuşturdularsa, Allah onu söndürdü. Sırf fesat çıkarmak için dünyanın her tarafında koşup dururlar. Allah ise müfsitleri (bozguncuları) sevmez.” (Mâide Suresi, 5/64) diye buyuruyor…

***

Yapmamız gereken belki de en önemli şey, etrafımıza yakmaya çalıştıkları bu ateşlere su dökmek…

***

Hazreti İbrahim’i yakabilmek adına Nemrud’un, alevleri dağlar boyu yükselen ateşini söndürebilmek için karıncanın ağzında su taşıdığı samimiyetle…