Boğa yılanı sarmalı, faiz

Nevzat Laleli

2016 yılı ekonomik raporu

 

Türkiye Bankalar Birliği Risk merkezinin verilerine göre, 2015 yılı sonunda Kredi Kartları ve Bireysel Kredi Borcunu ödeyemeyen gerçek kişiler içerisinden borcu devam eden kişilerin sayısı 1.331.305’dir. Bireysel Kredi kartı borcunu ödeyemeyen gerçek kişiler içerisinden borcu devam eden kişilerin sayısı 725.278, bireysel kredi borcunu ödeyemeyen gerçek kişiler içerisinden borcu devam eden kişilerin sayısı ise 1.002.518’dir.

2010 yılında 504.685 olan Bireysel Kredi Kartı ve Bireysel Kredi borcunu ödemeyen veya ödeyemeyenlerin sayısının 2015 yılı sonunda 725.278’e yükselmesi hiç de hayra alamet değildir. Bu durumdan, özellikle kredi kartı kullanımının çok hızlı artmasından herkes şikâyet edilmektedir. Kredi kartı kullanımında bazı yasal düzenlemeler yapıldı. Ancak bunların yeterli olduğu kanaatinde değiliz. Zira vatandaşın geliri düşüktür ve asgari ücretle geçinen bir işçinin aldığı para açlık sınırının altındadır. Yani gıda harcamalarını karşılamaya dahi yetmiyor. Bu işçi hangi harcamalarını kısacaktır, söyler misiniz?

Asgari ücretli eline geçen para ile zorunlu masraflarını bile karşılayamıyor ve mecburen borçlanma yoluna gidiyor. Tıpkı hükümetin bütçe gelirleri ile kamu harcamalarını karşılayamayıp borçlanmaya gittiği gibi. Zaten vatandaş da bu durumu ifade ediyor ve “Devlet borçla yaşıyor, ben yaşasam ne olur” diyor.

Biz devletin de, özel sektörün de, fertlerin de sorumsuzca borçlanmasının doğru olmadığını düşünüyoruz ve borçlardan bir an önce kurtulmamız gerektiğine inanıyoruz.

FAİZ, BİR SÖMÜR ÇARKIDIR 

Faiz ülkemiz ekonomisini perişan etmektedir.  Her yıl bütçenin önemli bir bölümü faiz ödemesine ayrılmaktadır. Yıllar itibariyle bütçeden faiz ödemeleri için ayrılan para miktarları, yıllar itibariyle kamu brüt toplam borç stokunun durumu ile tarımsal destek miktarları da verilerek faiz ödemelerinin büyüklüğü ortaya konulmaya çalışılmıştır.

Memur maaşlarına veya emekli aylıklarına ya da işçi ücretlerine yapılacak artışta % 3’mü olsun yoksa % 3.5’mu olsun hesabını yapan iktidar, faizcilere 2015 yılında 53 milyar TL faiz ödemesi yapmıştır. Bizler faizden hep şikâyetçi olduk. Son zamanlarda iktidar yetkilileri de konuşurken faiz lobisinden şikâyet ediyorlar. Biz iktidarın bu tavrını anlamakta güçlük çekiyoruz. Zira iktidar şikâyet makamı değil çözüm makamıdır. AK Parti’nin iktidarda olduğu 13 yıl içinde faize 651.1 milyar TL ödenmiştir. Yani yılda ortalama 50.1 milyar TL faizcilere ödeme yapmıştır.

Faiz lobisinden şikâyet ederken son yıllarda Devlet İç Borçlanma Senetlerindeki (DİBS) artış ülkemizin DİBS yolu ile de sömürüldüğü gerçeğini gündeme getirdi (23 Haziran 2014, Dünya Gazetesi).

Ülkemizde çok fazla miktarda sıcak para var. Mesela 2016 yılı sonuna geldik. Ülkemizdeki sıcak para miktarının 120 milyar dolar olduğu ifade edilmektedir. Bu para faiz yüksek ise faize, DİBS’nin getirisi yüksek ise DİBS’ne yatırılıyor. Borsanın getirisi fazla ise borsaya gidiyor. Onlar hep kazanıyor. Kaybeden ise milletimiz oluyor. Yöneticiler de sade vatandaş gibi sadece şikâyet ediyorlar.

İktidar, faizleri düşürdük dese de dünyanın pek çok ülkesinde faiz oranları, Türkiye’deki faiz oranlarından düşüktür. Mesela, Avrupa Merkez Bankası Faiz Oranı negatif (% -0.4) geçtiğimiz hafta (Aralık 2016) yaptığı toplantıda FED Politika Faiz Oranını 25 baz puan artırdı ve % 0,25-0,50 olarak belirledi. Şubat 2015’den beri Japonya Merkez Bankası Politika Faiz Oranı negatif idi. Aynı tarihlerde İsviçre, İsveç ve Danimarka Merkez Bankaları da negatif faize geçtiler. Türkiye’de bozulan ekonomik şartlar nedeniyle 6-7 aydan beri faiz oranlarını düşürme sürecine giren TC Merkez Bankası 24.11.2016’da yaptığı PPK Toplantısında haftalık repo ihale faiz oranını 50 baz puan artırmış ve % 7.50 olan haftalık repo ihale faiz oranını % 8.00 yapmıştı. 20 Aralık 2016’da yaptığı toplantıda repo ihale faiz oranını değiştirmedi. Halen TCMB’nın 1 Hafta Vadeli Repo İhale Faiz Oranı Avrupa Merkez Bankasının faiz oranından da FED’in Aralık 2016’da belirlediği faiz oranından da çok yüksektir. Yine negatif faiz uygulayan Japonya Merkez Bankası ile İsveç, İsviçre ve Danimarka Merkez Bankalarının uyguladıkları faiz oranlarının da çok üstündedir.

DEVLET TAHVİLİ BELLİ ELLERDE TOPLANIYOR

Tahvil piyasasında da faiz oranı yüksektir. 15 Temmuz 2016’da 8.5-9.0 düzeyinde olan tahvil faizi bu tarihten sonra yükselişe geçti ve şu günlerde (23 Aralık 2016) %10.5-11.0 oldu. Yani yaklaşık % 2,0 yükseldi. Eğer dolardaki bu seyir devam ederse faiz oranlarının yüksek seyretmesi ekonominin gereğidir. İktidar bütün şikâyetine rağmen eğer faizleri düşüremiyorsa, bizce bunun anlamı hükümet ekonomiye hâkim değildir veya faizler iktidarın kontrolünün dışında yüksek seyrini sürdürüyor demektir.

Kaynak; Prof. Dr. Latif Öztek ve TUIK

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.