Beklemesinler, bu vatanı bölemezler..

Recep Çınar

Yıl 1974...

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit'in “Savaş için değil, barış için gidiyoruz”,  Başbakan Yardımcısı ve “Kıbrıs Barış Harekâtı”nın gerçek mimarı Necmettin Erbakan Hocanın, “Asker gemiye bindi mi bir daha inmez” kararlılığı ve Dışişleri Bakanı Turan Güneş'in “Ayşe tatile çıksın” dediği Kıbrıs'a çıkarma harekatı...

Hiç unutmuyorum...

Yeni Meram'daki ilk yıllarım...

Mürettiphanedeyim...

“Kıbrıs Barış Harekâtı” nedeniyle Türkiye'nin en ücra köşesinde olduğu gibi, Konya'da da büyük bir heyecan var...

Bugünkü “Zeytindalı Harekâtı” gibi...

Mehmetçikler, tanklar ve askeri cemselerle konvoylar halinde Aladdin tarafından gelip, vilayet önünden geçiyorlardı...

Yolun iki tarafında da insanlar birikmiş, yanlarında getirdikleri ekmek, para, peynir, sucuk, zeytin aklınıza ne geliyorsa, cemselere atıyorlar, mehmetçikleri dualarla Kıbrıs'a gönderiyorlardı...

12-13 yaş civarıydım...

Gazeteden koşarak çıktım, vilayetin oraya geldim...

İnsanlar askerlere birşeyler vermenin derdindeydiler...

Cebimde babamın öğle yemeği için verdiği harçlık vardı...

Kaç para hatırlamıyorum...

Lokantada yemek, yani en ucuzundan kuru-pilav yiyecek kadar büyük bir para değildi...

Kadınhanlı bakkal Ali'den aldığımız yarım ekmek ve bir şişe ayranla öğle yemeğini geçiştirir, karnımızı doyururduk...

İşte babamın verdiği o harçlıkla 2-3 simit almış, var gücümle askerlere atmıştım...

Hiç unutmuyorum ekmek değil, taş atar gibi biraz sert atmış ve  simitlerden biri yolun öbür tarafına düşmüştü...

Ziyan olmasın diye  willys jiplerin ve cemselerin arasından yolun karşı tarafına geçmiş, o simiti almak için çırpınmıştım...

Ama benden önce davranan bir abi, benim  askerlere ulaştırmaya çalıştığım o tek  simiti tekrar askerlerin içinde bulunduğu cemsenin içine atmıştı bile...

Çok sevinmiştim, o tek simitin yerine ulaşmasına...

O gün akşama kadar tek lokma yememiş, iş çıkışı eve gelmiş, iki öğünü birden yapmıştım...

O zaman medya bu kadar güçlü değildi...

Sadece TRT 1 ve radyo vardı...

Halk “Kıbrıs Barış Harekâtı”nı sadece TRT 1'den takip edebiliyordu...

Tabi ki, radyo ve gazetelerden de...

Canlı yayın, olay yerinden muhabir filan yoktu...

Bugün canlı maç seyreder gibi harekâtı seyrediyoruz...

Neyse...

Esas konumuza gelelim...

Çokça haber izleyen biri değilim...

Afrin olayı nedeniyle haber kanallarındayım...

Bir asker...

Bir vatan evladı...

Tankın üzerine çıkmış...

Başında beresi, tam teçhizatlı ve tüm heybetiyle öylece duruyor...

Pekçoğumuzun gitmek için can attığı bölgeye doğru, tarihe not düşmek için ilerliyor...

Yüzünde korku, sesinde en ince bir kısıklık yok...

Aslanlar gibi kükrüyor...

Gururlu, ferasetli, kendinden emin...

Sanırsınız ki, tek başına bir bölük, bir tabur, bir alay, bir ordu...

Muhabir mikrofonu uzatıyor, bu yiğit askere...

“İstikametiniz neresi?” diye soruyor......

“Kızıl Elma” diyor mehmetçik...

Muhabir heyecanlanıyor ve devam ediyor...

“Annene babana, sevdiklerine diyeceğin bir şey ya da bir mesajın var mı?”

Aslan yürekli, inançlı, itikatlı mehmetçiğimizin verdiği  cevap...

“BEKLEMESİNLER”

Muhabir, “Türkiye'ye bir mesajın var mı” diye soruyor...

Mehmetçikten net cevap...

“BU VATANI BÖLEMEZLER”

Offfff...

Cevaba bak...

Bunu hangi ülkenin askeri  söyleyebilir, ya da hangi ülkenin böyle aslan yürekli askeri var?

Düğüne gitmiyor, çarpışmaya gidiyor ve “BEKLEMESİNLER” ve BU VATANI BÖLEMEZLER” diyor...

Gel de ağlama...

Gel de gururlanma...

Gel de “Allah sizinle olsun” deme.

xxx

Ve bir anne...

Oğlu telefonda kendisinden helallik istiyor...

“Annem bizi düşünmeyin, sadece dua edin” diyor...

Anne o kadar gururlu ki, “Sizi Allah'a emanet ediyoruz, temizlemeden gelmeyin” diyor...

Sonra da ekliyor, “Bütün evlatlarım bu vatana feda olsun.”

Anne ve oğlunun bütün bu diyalogları, bir televizyon kanalının canlı yayınında bütün dünyaya ulaşıyor...

Şimdi soruyorum; böyle bir ananın ve böyle bir evladın milyonlarca olduğu bir ülkeye kim, hangi hain, hangi kalleş diz çöktürebilir?

Kolay değil bu vatanı bölmek, parçalamak...

Kolay değil, bu muzaffer orduyu geçip, bu ülkenin içine sızmak...

Uzatmıyorum...

Bekliyoruz Mehmedim...

Sadece seni değil, cephedeki bütün Mehmetçiklerimizi de bekliyoruz...

Ne demek “BEKLEMESİNLER”

Sizler nasıl ki, “bu ülkenin bir karış toprağına halel gelmesin” diye gece-gündüz bu vatanı bekliyorsunuz, bizler de sizleri bekliyoruz...

Hem de zaferle dönmenizi bekliyoruz...

Ve sağ salim olarak.

NOT: Afrin'de şehit düşen kahraman üç vatan evladına da Allah'tan rahmet dilliyor, bu vatanın selameti ve bu vatan evlatlarının ocaklarına sağ salim dönmesi için de dua eden milletimize de yürek dolusu başsağlığı diliyorum.