Bahattin Karapınar doğruları söylemiyor

Recep Çınar
Katıldığı bir televizyon programında konuştu Başkan Bahattin Karapınar…  ‘Konyaspor sıkıntılı bir süreçten geçiyor, kimse bize destek vermiyor. Bu takım sadece bizim değil, Konya’nın takımı” gibi laflar etti o programda…
Konya’nın ileri gelenlerinden, kanaat önderlerinden, atananlarından, seçilenlerinden şikayetçi olduğunu anladım Bahattin Karapınar’ın…
Doğrudur yanlıştır, meselenin o tarafında değilim…
Ama bu kulübün başkanı, konuşmalarının büyük bir bölümünde doğruları söylemedi, söylemiyor, söylememekte de ısrar ediyor…
Ve insanların gözlerinin içine baka baka  söylüyor bunları…
Son genel kurulda, kulübü 25 milyon Türk Lirası borçla devraldıklarının altını çizen  Bahattin Karapınar, 3 gün önce katıldığı televizyon programında ise kulübü 27 milyon TL borçla devraldıklarını söyledi…
Hangisi doğru?
25 milyon mu, 27 milyon mu?
İkisi de doğru değil…
Doğrususu şu;  Mehmet Ali Kuntoğlu yönetimi, 8 milyon TL’lik vergi borcu hariç, bu kulübü 12-13 Milyon TL borçla devretti… 8 milyonluk vergi borcunu halen belediye taksitler halinde ödemeye devam ediyor…
Bu kulüpte yöneticilik yapmış Celal Candan, son genel kurulda hesapları istedi… O günden bugüne kadar aylar geçti, dağlardan taşlardan ses geldi, bu kulübün başkanından “tıs” yok… Kendine güvenen bir başkan bu hesapları kalem kalem gönderebilirdi…
Göndermediğine ya da sakladığına göre demek ki bir hesabı var…
Ve bir soru… “Ben kulübün gerçek borcunu söylesem, bu kulübe kimse yardım etmez” dedi mi demedi mi? 
Bu sözleri söylediğini biliyorum…
İnkar edemez…
Aynı programda, “Bu kulübe en çok para veren başkanım” dedi… Cebi sırtına dikili olan bir başkan olduğunu sağır sultan bile bilirken, yine doğruları söylemedi… O paraların size nasıl ulaştığını, kulübe nasıl giriş yaptığını sokaktaki vatandaş bilmeyebilir, ama bilenler biliyor…
Yine aynı programda, “Nerede koskoca Konya şehri” diye sitem ediyor… O zaman adama sormazlar mı… Seni sırtında taşıyan Hilmi Kulluklar, Ömer Atikerler, Süleyman Işıkçevirenler, Mustafa Küçüksökerler, Ekrem Coşkunlar, Abbas Kılınçlar ve daha niceleri, neredeler diye…
Yola çıktığın bu kadar insan seni terk etmişse, önce aynaya bakacaksın, suretini göreceksin… Arızayı bu insanlar yerine, kendinde aramalısın sayın başkan!
Bu insanlar kulübün ekonomisinin kötü olduğundan değil, senden kaynaklanan arızalardan dolayı işlerinin başına döndüler… Bunu sen de çok iyi biliyorsun… Burada da  eyyam yaptın, doğruları söylemedin Bahattin efendi…
Çünkü, doğruları söyleyecek yürek yok sende…
Ömer Atiker yiğitlik yapmasaydı, futbolculara “paranız bende” demeseydi, Konyaspor bugün Süper Lig’de olur muydu?
“Cevap ver” desem, veremezsin…

“Konyaspor’a tarihinin en çok para veren yönetimi ile çalışıyorum” derken, Ömer Atiker’e ve Süleyman Işıkçeviren’e haksızlık ettiğini düşünmedin mi?  O insanların bu kulüpten 3,5 milyon TL alacakları olmasını da bile bile…
Doğruları söylemiyorsun başkan…
Doğruları söylemediğini kendin de biliyorsun, ama ‘dam alçak, değnek kalkmaz’ hesabı…
Bu takımı ligde bırakacağını söylüyorsun…
Elbette bırakacaksın… Senin görevin bu… Sana rağmen, sen bu takımı bu ligde tutmaya mecbursun… Bir kalecinin görevi gol yememekse, senin görevin de bu kulübü bu ligde tutmaktır… Çünkü, bu kulüp buraya senin yanlış icraatların ve kaprislerin  yüzünden geldi… 
Sakın “takım sahipsiz kaldı, ben sahip çıktım” edebiyatı yapma, kimse yemiyor…
İnsanların duygularını sömürme…
Çünkü, doğru değil…
“Ailem izin vermiyor” diyerek, arkadaşlarını yarı yolda bıraktığını bu şehirde yaşayan herkes çok iyi biliyor…
Ve çamur atmaya devam ediyorsun…
Konyaspor’un başarılı olmasından rahatsız olanların varlığından söz ediyorsun… Ben sanmıyorum… Olsa olsa bu senden ve sana yakın olanlardan sirayet etmiştir… Çünkü, dışarıda kaldığın dönemleri de çok iyi biliyorum… “Bu kulübü ‘sarı kafa’lardan kurtarmak lazım” diyerek yaptığın kulisleri inkar edersen Allah çarpar seni…
Sarı kafalar kim mi?
Bahattin Karapınar kim olduklarını çok iyi bilir! 
Ve…
Gerçek başkan ol… Simitçiden sucuya, basından taraftara, şehrin valisine, şehrin belediye başkanına, şehrin komutanına, şehrin kanaat önderlerine laf yetiştiren Ziya Doğan’a sahip ol…
Ziya Doğan, ya genel direktör olsun ya da teknik direktörlük sınırlarını aşmasın… Bu takımın başkanı ve teknik direktörü belli olsun…  Öyle görünüyor ki, bu saatten sonra zor,  çünkü  davul da,  Ziya Doğan da, tokmak da…
Allah Konyaspor’un sonunu hayretsin...
Başka ne diyebilirim ki?