Ben söylemiyorum. Tavşanlı maçında, Bahattin Karapınar’a yönelik tepkileri, küfürleri maçın önüne geçen Konyaspor taraftarı söylüyor bunu. Tavşanlı karşısında maçın büyük bir bölümünde futbol ahlakına ters düşen ve aslında taraftarlıkla bağdaşmayacak küfürler savurdular başkana.
Gitsin demiyorum, kalsın da demiyorum. Bahattin Karapınar ile ilgili son hükmü biz vermeyeceğiz çünkü. Sadece küfrün ağır kaçtığını düşünüyorum.
Bahattin Karapınar, taraftarın kin ve öfke kusan küfürlerine karşın gördüğüm kadarıyla istifa etmek için hazırlık yapıyormuş. Büyük ihtimalle bir genel kurul sonrası Konyaspor başkanlığını bırakacak.
Bırakacak da ne olacak Konyaspor’un hali, Sazı eline kim alacak, dümene kim geçecek? Konya’ya köprü, viyadük, alt-üst geçit, battı çıktı yaparak şehri, dünya şehri haline getirdiğini zanneden ve mevzu Konyaspor olunca üç maymunu oynayan zihniyet ile, milletvekili seçilince pılını pırtını toplayıp arkasına bakmadan Ankara’ya kaçan zihniyet ile nasıl var olabilir bu şehir?
Birilerinin oyuncağı değildir Konyaspor ve olmamalıdır da. Bahattin Karapınar sonrası göreve kim gelirse gelsin zihniyet depremi olmadığı sürece Konya’da kimse bu takımdan çıkıp bir şeyler yapmasını beklemesin.
Tavşanlı Linyit maçını izleyince bir kez daha acıdım Konyaspor’a içim ürperdi, üşüdüm.
İki yıl önce transfer edilen bir oyuncunun parasını ödemediği için transfer yasağı konan bir kulübün, geçen sezon Bank Asya’ya yükselen ve golcüsüne ayda sadece 5 bin lira para vererek futbolun ekonomisini doğru okuyan bir takıma karşı sahada yokları oynamasına, akıl ve mantık çizgisiyle açıklanamayacak bir acayip gol yemesine üzüldüm, içim yandı.
Her ne kadar ehliyetsiz ve 9/8 kusurlu olsa da bir başkanın taraftarlardan ağır küfürler yemesine üzüldüm.
Bir türlü takım görüntüsü vermeyen ve ligde golü bulunmayan Konyaspor’un bu ligde ne yapacağını, nasıl var olacağını kara kara düşünmeye başladım.
Koca bir coğrafyada şehrin takımı var olma mücadelesi verirken, taraftarın onu yalnız bırakmasına, birlik olamamasına üzüldüm.
Konyaspor için beraber üzüldüğümüz taraftarlar, en büyük acıyı bu dönemde onlar çekiyor. Başkanlar gider, futbolcular gider ama taraftar sahada sıradan bir takım haline gelmiş, hedeften çoktan çıkmış, hiçbir amacı ve yol haritası olmayan bir takım görünce kahrolur.
Sorun Bahattin Karapınar’ın bırakıp bırakmaması değil. Sorun Konyaspor’un nasıl ayağa kalkacağı, sıradan bir takım görüntüsünden kurtulup kurtulamayacağı.
Bizim düşündüğümüz kadar, Konya’yı köprü, viyadük cenneti yapan zihniyet düşünseydi ve sahip çıksaydı Konyaspor’a her şey ne kadar güzel olurdu değil mi?
ÖMER ALİ MEMUR MU?
Konya Şekerspor kulübü istikrarsız yapısı ve her sene farklı teknik adamlarla çalışması ile sürekli frene basma ihtiyacıyla Bank Asya 1.Lig’i düşünmüyor olabilir ve bu anlamda biz yıllarca kandırılmış da olabiliriz. Konya Şekerspor Kulübü, Recep Konuk’un önderliğinde ve emrinde, kulüp başkanının seçimle değil atama ile iş başına geldiği, bir türlü sıçrama yapamayan, TFF 2.Lig’e demir atmış bir kulüptür. Beğenin ya da beğenmeyin Şekerspor’un hiç kabul etmediğim durumu budur.
Ama bir dakika beyler futbol durağan bir oyun değildir ve memur zihniyetiyle asla yürütülemez. Ömer Ali’nin kadro dışı bırakılma gerekçesi, kadro dışı bırakılmasından çok daha enteresan. Koskoca! Şekerspor kulübü sezon sonu sözleşmesi bitecek ve kulüpten ayrılmak isteyen bir oyuncusunu baskı yaparak elinde tutmak istiyor, oyuncu da kabul etmeyince bunu kadro dışı bırakıyor.
Ömer Ali gibi bir oyuncunun böyle saçma bir nedenden ötürü kadro dışı bırakılması futbolu katletmektir. Şekerspor’u frenleyenler ve onu TFF 2.Lig’e mahkum edenler size sesleniyorum:
Açın oyuncunun önünü genç yaşında parlamasına izin verin, kaderiyle oynamayın Ömer Ali’nin. Gittiği takımlardaki başarısıyla övünün. Kıskançlık yapmayın ve futbolu katletmeyin.
Çünkü sizlere onun gönlünce, sizin gururlanacağınız başarıları yakalamasına aracılık etmek düşer. Başka her türlüsü futbolu katletmektir haberiniz ola!