Anadolu Selçuklu sadece pilot takım değil, Konyaspor'un da muadilidir

Recep Çınar

Yazsam züfiyare, yazmasam bana dokunuyor...

Son günlerde hem yazılı, hem görsel, hem de sosyal medyada Konyaspor, Konyaspor'u yönetenler, teknik adamlar ve futbolcular “yargısız infaz”a kurban ediliyorlar...

Tabi ki Anadolu Selçukluspor' da...

Bu kulübü yönetenler ile teknik adamları da...

Anlamak mümkün değil...

Bazıları yazmış olmak, bazıları söylemiş olmak, bazıları da 'yeşillik olsun' diye bir bardak suda fırtına koparmanın hesabında...

Konyaspor'un ya da Anadolu Selçukluspor'un yarınları kimsenin umrunda bile değil...

Özellikle Anadolu Selçukluspor...

Ekonomik sıkıntılarla boğuştuğu bir gerçek...

Konyaspor'un sırtına kambur olduğu da...

Eyvallah...

Defalarca yazdım, çizdim ve bu konuda yazmaya da devam edeceğim...

Ama şunu da es geçmemek lazım...

Anadolu Selçukluspor'un Konya'nın geleceği, umut ışıgı ve parlayan yıldızı ve en önemlisi de muadilidir...

Meseleye sadece “pilot takımı” anlamında yaklaşmak, bizi doğrulara götürmez...

Herkes biliyor ki, Konyaspor'un 25-30 trilyon gibi bir borç yükünün altında ezildiğini...

Özellikle de bulunduğu ligde kaldığı müddetçe bu kulübün iki yakasının bir araya gelmeyeceğini sağın sultan bile biliyor...

O zaman?

Anadolu Selçukluspor'a Konyaspor'dan daha çok özen göstermeliyiz, daha çok üstünde durmalıyız, daha çok titizlenmeliyiz...

Konyaspor'un başına bir iş gelirse, bu şartlarda gelmesi muhtemel, dolayısıyla Anadolu Selçukluspor'u sadece “pilot takımı” gibi görmemek lazım...

Anadolu Selçukluspor, bugün itibarıyla Konyaspor'un bir muadili olarak görülmeli ve bu kulübe daha çok sahip çıkılmalı...

Anadolu Selçuklu'nun ilk haftasında yöneticisini, teknik adamını ve futbolcusunu eleştirmenin haklı bir tarafı olmadığı gibi, bu eleştirilerin çok alıcısının olacağını da sanmıyorum...

Bunu bilir, bunu söylerim...

Konya'yı seven, Konya'ya bağı olan Konyalı olan herkesin yapması gereken öncelikli vazife bu iki kulübümüzün arkasında durmasıdır...

Eğer birileri kendi sorumluluklarını unutturmak için yargısız infaz yolunu seçiyorsa, bu yol doğru bir yol değildir...

İki kulübümüze de sahip çıkmak, kulüplerimizin arkasında durmak Konya kimliğini taşımakla paralel fahri bir görevdir...

Bu şehirin nimetlerinden haklarına düşeni alan herkes, ama herkes, Üsdat Necif Fazıl Kısakürek'in deyimiyle “kim var” diye seslenildiğinde sağına ve soluna bakmadan “ben varım” diyecek binlerce insana bugün Konya'da ihtiyaç var...

Şehrin nimetlerinden yararlananlar “gelsin yükün altına başkası girsin” diye bakmamalı sağına soluna...

“Bu yükün ne kadarını ben kaldırabilirim” diye kendisine pay çıkartmalı...

Konya'yı yönetenler, Konya'dan para kazananlar, bu takımlar için neler yapılabileceği noktasında, özellikle de Konyaspor'un PTT. 1. Lig'den Süper Lig'e nasıl yükleseceği konusunda adımlar atmalıdır...

Konyaspor mali anlamda rahat bir nefes alacaksa bir an önce Süper Lig'e çıkmak mecburiyetindedir...

Konyaspor'da mevcut mali tabloyu, borç yükünü yönetebilmenin ve eritebilmenin tek yolu Süper Lig'e yükselmekten geçer...

Outurduğumuz yerden yönetimleri, teknik adamları ve futbolcuları eleştirmek, “Ali oynayasaydı, Veli kulübede otursaydı” gibi içi boş eleştirilerin Konyaspor'a bir katkı koyduğunu sanmıyorum...

Birkez daha altını çizerek söylüyorum; Konyaspor'un bu borç yükünden kurtulması, iki yakasının biraraya gelmesinin tek yolu Süper Lig'e çıkmaktır...

Anadolu Selçukluspor sadece bir “pilot takım” olarak değil, Konyaspor'un bir muadili olarak görülmeli ve bu iki takıma da Konya'dan nimetlenen herkesin sözde değil, özde sahip çıkmasının gerekli olduğuna inanıyorum...

Gerisi laf salatası.