Adalet

Ali Dikilitaş

Türkiye'de popüler bir değiş oluştu, herkes adaletin tecelli ediş şeklinden şikayet ediyor. 

Adalet için Ankara'dan Istanbul'a kadar yürüyenlere şahitlik ettik, TFF başkanı ziyaret ediliyor filan, acayip acayip işler.

Sana göre, bana göre, kime göre "adalet

Adaletin uygulanış seklinden bu kadar çok şikayet eden varken, ortada adalet ve adil olmakla ilgili sorun yokmuş gibi davranmak mümkün olmuyor.

Malum yazımızın konusu futbol, geniş ve çok büyük kitleleri peşinden sürükleyen futbolda da adaletin olduğunu söylemek mümkün olmuyor.

Kulüpler arasındaki bütçe ve ekonomik adaletsizlik hepimizin malumu, kişiler kendince bir adalet anlayışı savunuyor olsa da kulüplerin gelirlerindeki büyük fark bir şekilde sahaya da yansıyor. 

Kulüpleri batıran bilgisiz, futbola uzak kişilerin futbol yöneticiliği yapması ise başlı başına bir sorun.

Türkiye futbolundaki adaleti tecelli ettirmesi gereken kurum Türkiye Futbol Federasyonu.

TFF hakem kurulu VAR’a rağmen  büyük hakem hatalarına çözüm üretemiyor. PFDK kararları her zaman tartışılıyor. Milli takıma oyuncu seçmelerinde ciddi bir adaletsizlik hakim.

Türk futbolu gelişmiyor, Türk futbolu istikrarlı ve başarılı değil.

Türkiye futbolunda 3 İstanbul kulübünün gözle görülür bir hakimiyeti söz konusu.

Orta çağ Avrupasındaki Ruhban sınıfı tanımlamasına benzer şekilde 3 İstanbul takımı asilzade diğerleri gariban sınıfı. Bu mantalite Türk futbolunu ileriye götüremiyor. 

Basın ve medya organları da bu adaletsizliğe çanak tutuyorlar. Siz 3 takıma birer saatten 3 saat ayırırken,  5 sampiyonluk yaşamış diğer bir kulübe 10 dakika ayırıyorsunuz ve diğerlerine yalnızca 3 dakika  ayırabiliyorsunuz.

İstanbul takımları aleyhine yapılan hakem hataları olay olabiliyorken, Anadolu takımları aleyhine yapılan hakem hataları için hakemlerde insan deyip geçiştiriyorsak futbolda "adalet" kavramından söz etmek mümkün olmuyor.

İstanbul takımının futbolcusu direk kırmızı karta 1 maç ceza alıyor, Aynı davranışı 3 asilzade kulüp dışında bir takımın futbolcusu yapınca en az 2 maç ceza veriliyor.

Hakemler adaletsiz, PFDK'nın adaletli olduğunu söylemek mümkün değil. Basın yayın organları taraflı sonra da çıkıp "adalet" tartışmanın kimseye faydası olmaz.

Adalet herkese ve her kuruma eşit mesafede olmakla mümkün olabilir. Atalarımız çok güzel söylemiş "iğneyi önce kendine batır, çuvaldızı başkasına" diye.

Türk futbolundan başarı bekliyorsak öncelikle duygusal ve taraflı olmayı bırakıp adaletli olmayı öğrenmemiz gerekiyor.

Takımlar arasında ekonomik standart yok, hakem kararlarının standardı yok, PFDK verdiği kararlarda, içinde çelişki yaşıyor. Canı yanan basıyor yaygarayı, 

Süper ligde 19 kulüp  var, 1. Ligde 19 kulüp var, 2, lig, 3. Lig kurallar tüm takımlara eşit uygulanmalı. 

İstanbul’dan bir ekip, 2 yıldır top oynamayan güya yıldız futbolcuları komik paralara transfer ediyor. Türkiye liginde şampiyonluk yaşamış 4 takımın toplam borcu 20 milyar Türk lirası civarında. Bu ekiplerin borçları ile ilgili yaptırım uygulanmıyor, her şekilde önleri açılıyor. Anadolu kulüpleri borçlu olunca vur abalıya…

Türk futbolundan başarı bekliyorsak, öncelikle yapılması gereken adaletin tecellisinde kişi ve kurum ayırt etme alışkanlığından vazgeçmemiz gerekiyor. 

Bunları yazmak ve konuşmak işin en kolay kısmı, uygulamada aynı hassasiyet gösterilebilirse Türk futbolu belli bir standardı yakalayabilir.

Türk futbolundaki mevcut yapı ile uzun vadede sürdürülebilir başarıdan söz etmek mümkün değil. 

Hakemler Fenerbahçe'ye, Galatasaray'a, Beşiktaş'a ne karar uyguluyorsa, Konyaspor'a, Sivasspor'a, Antalyaspor’a aynı bakış açısından olmalı. PFDK takım ayırmaksızın kararlarında çelişkili olmamalı, sonra oturup konuşalım Türk Futbolu nasıl başarılı olur diye, Anadolu'dan yeni şampiyonlar çıkmadan, çıkışı olmayan labirentin içinde dolaşıyor gibi kısır döngünün içinde 3 takımı konuşmaya devam ederiz. Sonrada biz neden dünya kupasında yokuz deriz.

Türk futbolunun "adalet"e ihtiyacı var...