Hüzeyme Yeşim Koçak

Hüzeyme Yeşim Koçak

Türkçe Konuşacaksak, Türk'çe Konuşalım

Türkçe Konuşacaksak, Türk'çe Konuşalım

Lisan konusu, Türkçe’nin tahribi, yeni yaraların eklenmesiyle de geniş çaplı bir mesele olarak önümüzde uzanıyor. Yanlışlar katlanarak devam ediyor.
Değerli öykücülerimizden Kâmil Yeşil, “İmlâ ve Noktalama Bilmeyen Nesillere Hazır Olunuz” yazısında; Talim Terbiye Kurulunun 2005 yılında kabul ettiği Dil ve Anlatım programındaki Kelimede Yapı Bilgisi, İmlâ, Noktalama ve Anlatım Bozuklukları, Cümlenin Öğeleri, Cümlenin Yapısı ünitelerinden vazgeçilmesinden hareketle; söz konusu başlığı atıyor.
“Bir millet düşünün ki konuştuğu, yazdığı ve millî birliğinin temeli olarak gördüğü bir dile ait özellikleri öğrenmiyor, öğretmiyor, bunu gereksiz görüyor.(…) Bu yapılan değişiklikler, yok saymalar öncelikle ilmî değildir. Talim ve Terbiye Kurulu’nun bu ilim dışı çıkmayı nasıl onayladığını bir türlü anlayamıyoruz. ‘Öğretmesi zor, öğrenci zevk almıyor, müfredat yetişmiyor’ gibi bahaneler geçerli olamaz.” diye feryat ediyor. (Türk Edebiyatı Dergisi, sayı: 463)
Herhalde Türkçe için de karanlık günlerdeyiz. Konuya dâir eski hassasiyetimizi kaybetsek de; sorunu dert edinen Türkçe sevdalılarına rastlıyoruz. Kıymetli çalışmalar yayınlanıyor.
Türkçe Konuşacaksak, Türk’çe Konuşalım kitabı; Selçuk Üniversitesi’nin değerli hocalarından Sayın Şakir Tuncay Uyaroğlu’nun, büyük emek ve göz nuruyla inşa ettiği böylesi devâsâ eserlerden. Eser, üçüncü baskısını yapmış, Şakir Bey üzerinde on iki yıl çalışmış ve onu sürekli geliştirmiş.
“Eserde yer alan cümle örneklerinden tamamı; kitle iletişim araçları (radyo, televizyon, gazete ve dergiler…) ile çeşitli eserlerden, reklam yazılarından, iş yeri isimlerinden, şarkı sözlerinden ve bazı bilgilerden derlenmiş.” (Söz başı’dan)
Neler yok ki kitapta. Geniş bir yelpaze çizen eserin ilk bölümü “Anlam kusurları ve dil yanlışlarından” oluşuyor. Uydurma kelimeler; “bankamatik, ceptocep, çaykolik, hakem triosu” gibi Doğu-Batı sentezleri(!); “korkunç güzel, dehşet güzel” gibi kötü alışkanlıklarımız; mutlaka düzeltme ve inceltme işareti kullanılması gerekenler; zarafet ve nezaket timsali ‘ince t’ ve ‘ince l’ sesi bulunan kelimeler. Doğru bildiğimiz yanlışlar; Yanlış-doğru cetvelleri; cümle ve anlatım bozuklukları, özellikle resmî kurumlarda karşılaşılan hatalı kullanımlara temas ediliyor.
Şakir Hoca çözümler de sunuyor. 2005 senesinde Türk Dil Kurumu’na bazı kelimeleri teklif etmiş. Mesela, “asparagas yerine uydurma haber; maç yerine müsabaka; minimal yerine en düşük; sabotaj yerine kundaklama” gibi. Bahsi geçen kelimeler de kabul görmüş.(sh. 279)
“Güldeste” bölümünde Şeyh Edebali’den, Osman Yüksel Serdengeçti’ye, Dilaver Cebeci’den Rudyar Kipling’den, Ayşe Şasa ve Arif Nihat Asya’ya kadar güzel şiir ve nesir örnekleri verilen kitapta Yazar, Konya’yı da ihmal etmemiş.
 “Belde-yi Muhayyere Konya” bölümünde Fazıl Hüsnü Dağlarca, İbrahim Demirci, Prof. Dr. Saim Sakaoğlu, Bekir Sıtkı Erdoğan gibi isimlerin eserlerine yer verilmiş. Ahmet Kutsi Tecer’in “Konya Destanı” şiirinden:
“Sabahtan vardım Konya’ya,
Baktım cihana uyanık.
Kimi binek, kimi yaya,
Baktım meydana uyanık. (…)
Konuşursan bir kelime,
Kavuşursun bin selama,
Lâfızda şive var ama
Fikirde mânâ uyanık.” (sh. 413)
“Sevgi Dili Türkçe” kısmında ise ilim, sanat erbabından çeşitli yazılarla kitap daha da renkleniyor. Beşir Ayvazoğlu’nun, “Ah Türkçe Vah Türkçe” isimli yazısından:
“Eskiden ‘entel’ taifesi çağdaşlığını ‘öztürkçe’ kullanarak ‘kanıt’lardı. Şimdilerde çağdaşlığın göstergesi İngilizce. Mesela adamlar tiyatro kurarlar, adı ‘Tiyatroskop’. Son zamanlarda ‘happening’ler, ‘workshop’lar gırla gidiyor.
Düşünün bir kere, gözlerini Galleria’da açıp Fame City’de Pin Bowling, Skee Ball, Boom Ball, Whac-a-Mole, Hoop Shot, Galaksie, Beat the Clock ve benzeri oyunlarla vakit geçiren ve McDonald’s’ta yahut Kentucky Fried Chicken’da karınlarını doyuran bacaksızlar büyüdüklerinde hâlimiz ne olacak?”(sh. 435)
Kitapta, “Selçuk’un Yüz Akları” kısmında ise; öğrencilerin seçilmiş kompozisyonlarından örnekler sergileniyor. Şair Seyhan Kurt’un, “Bir Çocuk Bakışında” şiirinden:
“(…) Bir çocuk bakışında;
    okyanuslar can veriyordu,
    dağlar boyun büküyordu,
    topraklar çatlıyordu,
    gökler kara kara
ağlıyordu.”
Merhum Nüvit Özdoğru’nun  Türkçemiz isimli kitabını çok sevmiştim. Aynı zevkle okunan, bir başucu kitabı, Sayın Uyaroğlu’nun ki. İletişim adresi: [email protected]
ENGELLİLER HAFTASI ve TEŞEKKÜR
10-16 Mayıs Engelliler Haftasını, çeşitli faaliyetlerle kutluyoruz. Temennimiz, onların en mükemmel şartlarda hayatlarını sürdürebilmeleri. Sevgi, güvence ve huzur içinde yaşamaları.
Bu vesileyle Spastik engelli arkadaşımız Hande Dağ’ın Yaşama Savaşım kitabına, maddî ve manevî desteğini esirgemeyen Büyükşehir Belediyesi Basın, Yayın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Ahmet Köseoğlu ve AK Parti Konya İl Başkanı Ahmet Sorgun’a en kalbî teşekkürlerimi ve minnetimi bir kez daha sunuyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Hüzeyme Yeşim Koçak Arşivi
SON YAZILAR