Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Sosyal Kimlik Ve Belediye

Sosyal Kimlik Ve Belediye

Konya’mızın sosyal kimliği yüzyıllardır süregelen birçok değerimiz gibi sadece kabuktan ibaret olmayan bir kavram olarak bizi, bizliği ve bize ait olmayı içeren sosyolojik ve psikolojik bir değer olarak süre gelmekte iken, 1984, 1989 ve 2004 belediye seçimlerinin sonuçlarının oluşturduğu kimlik bozulması sonucunda birçok güzel değer gibi yok olmak üzeredir.  
Yüzyıllar boyunca Konya’mızın tarihe mal olmuş geleneksel yapısında sosyal kimlikle bireysel kimliğin birbirinden farklı olmadığı, hatta bu iki kimliğin tümüyle birbirinden ibaret olduğu görülmüştür.
Her ne kadar insanlarda, gruplara ayrılma ve kendi grubunu diğer gruplardan daha üstün olarak görme yönünde bir eğilimin var olduğu iddia edilse de, dini ve tasavvufi kimliğin maddi kimliklerin hepsinden daha öncelikli olması nedeniyle, özellikle maddiyatın sebep olduğu gruplaşma ve ayrışmalar hemen hemen hiç görülmemiştir denilebilir.
1984 belediye seçimlerine kadar Konyalılar içinde bulundukları her tür mesleki kurum ve kuruluş başta olmak üzere, vakıf, dernek, kurs ve hatta partilerinde bile tüm masrafları kendi kazançları ile finanse etmişler ve yetim hakkı olarak gördükleri kamu malına el uzatmamışlar ve uzatılmasına izin dahi vermemişlerdir.
Belediye başkanlarının her tür baskıya açık olan ruh hallerinin, siyasi menfaat nedeniyle çevrelerinde biriken kişilerce oluşturulan sosyal kimlik baskısı sonucunda gurur ve kibirlerinin de pohpohlamasıyla tavan yapmış olması nedeniyle, grup içindeyken sergilediği davranışlar ile yalnızken sergilediği davranışlar arasında köklü farklılıklar oluşturduğu görülmüştür.
Değerler, inançlar, görüşler, tutumlar ve davranışlarda ortaya çıkan ahlaki ve siyasi erozyonlar toplumun geneli tarafından daha önceki geçmişleri bilinen kişilerin bile sorgulanmalarına sebep olmuştur.
Çünkü Konya’mızda siyasi ve ekonomik birlikteliklerin değişmesi sonucunda bir kişinin veya bir grubun davranışlarının bu derece değiştiği ya da bir bireyin veya bir grubun davranışlarının diğer birey ve gruplarda bu derece etkili olduğu ve değişimlere yol açtığı bu güne kadar görülmüş şeyler değildir.
Hâlbuki kapitalist laik sistem içerisinde idareci olarak yaşamak durumunda olan siyasi kimlikli Müslümanların bir şekilde mal ve zenginlik sahibi oldukları veya kamu malını yönetme yetkisine sahip oldukları zamanda, hangi amaç için yola çıktıklarını unutmamaları hatta farklı alternatifler üreterek sistemi ahlaki ve hukuki ilkeler doğrultusunda dönüştürmeye çalışmaları gerekmektedir.
Bunun içinde idare mekanizması içinde oluşmuş olan yönetim usül ve geleneklerinin İslami gelenek ve kurallara aykırı olmayan kısımlarını cari bırakarak, zulme kadar varan diğer uygulamaları sahip olduğu inanç ilkeleri doğrultusunda tashih sürecinden geçirmesi gerekirdi.
İşbaşındaki siyasilerin hemen hemen tamamına bakıldığında bu tür tashihleri yapmak bir tarafa, kendilernden öncekileri aratırcasına yaptıkları dış seyahatlerin kendileri için bir ibret olmadığı ve seyahatlerde dost edindikleri ehl-i Kitap’ın din anlayışına uygun bir belediyecilik anlayışını hâkim kılma pahasına geçmişimizde var olan ahlaki, hukuki norm ve değerler ile bağdaşması mümkün olmayan usül ve adetleri uygulama yoluna gittikleri görülmektedir.
Bu açıdan bakıldığında bugün Konya’da yaşananlar, birçok yönlerden Kur’an’ın indirilişinden önceki dünyayı, yani Kur’an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde anlatılan cahiliye döneminin tablolarını hatırlatmaktadır.
İnsanoğlunun tarih boyunca çetin bir iş olarak tarif edilen servet, kadın ve iktidarla imtihanı bu defa tarihte yaşananlara nispet edercesine sözde adalet, değişim ve özgürlük ilkelerinden hareketle ifrat ve tefrit noktaları arasında bir kez daha yaşanmakta ve Konya’mızda iktidar olma hırsı nedeniyle bir dengeye oturtamamış hayatlar garip bir dönüşüm yaşamaktadırlar.
Tüm bunlara bakınca hayatı dönüştürme iddiası ile yola çıkanların dönüşmüş hallerine bakıp üzülmemek elde değil.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR