Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Siyasetin yumuşak karnı kalkınma

Siyasetin yumuşak karnı kalkınma

Osmanlıdan bu tarafa bu ülkede iktidar olmak isteyen her siyasi partinin en temel 2 özelliği ön plana çıkmıştır veya çıkarılmıştır.

Bu iki kavramın ilki kendisinden önce yönetimde olanları yetersizlik ve başarısızlıkla suçlamak ikincisi ise memleketi diğerlerinden daha çabuk ve daha ileri seviyede kalkındırmaktır.

Seçmenine bu iki sözü vermemiş hiçbir siyasi parti yoktur bu ülkede.

Bu iki konuda öylesine büyük ve iddialı sözler verilmiştir ki, insanlar bu sözlere inanmasalar bile oy verir hale getirilirler.

Sözlere kanıp destek verenlerin de hali birbirine taban tabana zıt 2 ayrı garabettir.

Birinci grup seçimde söylenen sözler ve yapılan vaatleri neredeyse seçimin ertesi günü unutmaya niyetli olan kesimdir.

İkinciler ise seçimden seçime kandırılmayı kabul eden yani kandırılmayı dert edinmeyen kesimdir.

Aldanmadım diyenler ise bambaşka bir âlem.

Bir daha asla veya elim kırılsaydı diyenler bu gruptandır. Ama seçimde mazeretleri de hazırdır.

Mazeretleri de malum şeyler. “Ehveni Şer”.  Yani daha iyisini buluncaya kadar eldeki bulunanlarla idare etmek gerek avuntusu.

Aslında “Reel Politik” adlı bir mazeret daha var sıkça duyduğumuz.

Her ikisinin de kaynağı aldanmışlık, çaresizlik ve teslimiyetçiliktir.

Ama geçmişten bu güne tabelaları da mutlaka “Terakki” kelimesi ihtiva eder.

Osmanlı dönemine baktığımızda ilk parti “ittihat ve Terakki.”

Cumhuriyet döneminde ise ilk parti “Terakkiperver Fırka”

Bu günde değişen bir şey yok.

Kalkınma ister memleket ölçeğinde olsun isterse de aile ölçeğinde olsun siyasetin her zaman yumuşak karnı olmuştur.

Bunun için de siyasette mutfakla gelen mutfakla gider sözleri konuşulur oldu yine bu günlerde.

Bu nedenledir ki kalkınma esasen ülke için söylense de esasen kalkınma mutfaktan yani aileden başlar ve aslında aileden başlamayan kalkınma gerçek kalkınma değildir.

Diğer deyişle siyasetin yumuşak karnı olan kalkınmanın hem başladığı hem de bittiği yer mutfaktır.

Yani ülke kalkınması denilen işlerin mutfakta bir karşılığı yoksa işler kısa zamanda siyaset ve siyasetçiler için sarpa sarar.

Bu nedenledir ki boş tencerenin götüremediği bir iktidar görülmemiştir bu güne kadar.

Siyasetçiler boş tencerenin karşısında ayakta kalabilmek için bu güne kadar pek çok argümana sarılmış olsalar da sonuç değişmemektedir.

Mesela kalkınma nedir deseniz genellikle sizin duymak istediğinizden başka şeyler söylenebilir.

Ya da İlerleme nedir diye sorsanız alacağınız cevap yine sizin beklediğiniz cevap olmaz.

Nasıl bir kalkınma modeliniz var dediğinizde genellikle alacağınız karşılık sizi tatmin etmez.

Kalkınma için ne gibi bir sanayileşme stratejiniz var ve bunu gerçekleştirmek için, teknoloji ve bilgi birikiminiz var mı diye sorsanız da cevap yukarıdaki karşılıklardan farklı olmayacaktır.

Dahası iktidar olduğunuz dönem sonunda ulaşacağınızı söylediğiniz ileri toplumlar arasında nasıl bir cemiyet yapısı öngörüyorsunuz dediğinizde ise ayakların titrememesi çoğunlukla mümkün değildir.

Bütün bu sorular ve cevaplarından kurtulmanın en kolay yolu ise kalkınma yalanına her seçim döneminde yeniden inanmaktan geçmektedir.

Kalkınma, ilerleme ve çağdaş medeniyet seviyesine ulaşma olarak formüle edilen uyuşturucuyu al ve en az 5 yıl rahat et.

Nasılsa önümüzdeki 5 yıl için seni aldatma amaçlı yeni bir formül önüne getirilecektir.

Neden ve nasıl böyle oluyor sorusunun tek bir cevabı var.

Doğru cevap bu güne kadar bunların veya aklımızdaki tüm soruların cevaplarını yanlış yerde arıyor olmamızdır.

Zihni tembelliğe bürünen ve kendisine verilenle avunan bir toplumun yumuşak karnın olan mefhumlar değişse de sonuç değişmeyecektir.

 

FARKINDA MIYIZ?

Siyasi bir kavram olan reel Politik sözü teslimiyetçiliğin, İslam fıkhından 20 yüzyıl politikasına transfer edilen ehveni Şer mefhumu ise, basiretsizlik, şuursuzluk ve aldanmışlığın maskesidir.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR