Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

REBİYÜL EVVEL AYINA GİRDİK

REBİYÜL EVVEL AYINA GİRDİK

Efendim Rebiyülevvel ayının ilk cumasındayız. Hepinizin bu muhteşem aydan en kâmil şekilde istifâde etmenizi yürekten temenni ederiz. Kutlu olsun Mevlid ayımız. Hoş geldin Yüce Rasûl’un doğduğu Rebiyül evvel ayı. Bu güzel ay, bütün Müslümanlara İslâm’ı daha şuurla yaşamaya, Peygamber aleyhisselâm’a lâyık bir ümmet olmayan yaraşır şekilde O’nun sünnetlerini hayâtımızda sergilemeye vesile olsun diyerek başlayalım.

Kâinâta gelmiş en mükemmel insanın, Son Peygamber Hz. Muhammed Mustafa aleyhissalâtu vesselâm’ın doğduğu bir kutlu doğum ayındayız. Bizler Sevgili Peygamberimizi seviyoruz hem de çok, O’nu sevmememiz mümkün mü? O bize cennet vizesidir. O bizim dünyâda en kâmil bir şekilde yaşamamız için örnek alacağımız tek rehberdir. Hayat O’nsuz olmaz. O dînimizin yegâne Öncüsü, Tebliğcisi, Hakk’ın emirlerini bize ileten en doğru habercidir. O’nun vasıflarını anlatmakla bitiremeyiz.

Evet, biz O’nu seviyoruz ama kuru kuruya seviyoruz demek yetmez. Seven sevdiğini ispat eder. Nasıl olacak bu peki? O’nun davranışlarını örnek alarak, sünnetlerini yaşayarak olacak efendim.

Ümmeti olarak O şerefli Peygambere çok şey borçluyuz. Biz bu yüce dîni önümüzde tüm umdeleriyle hazır bulduk. Onu elde etmek için hiçbir bedel ödemedik. Bize yüce dînimizi bırakabilmek için O güzeller güzeli Peygamber nice zorluklarla karşılaştı, onulmadık eza ve cefâya katlandı da zerre kadar yolundan şaşmadı, yılgınlığa düşmedi. Bize düşen bilhassa O’nun doğduğu şu bereketli ayda böylesi bir peygambere olan muhabbet ve bağlılığımız gösterebilmektir.

Asrısaadet devrinde Efendimiz aleyhissalâtu vesselâm’ın sahabe arkadaşları O’na olan sevgi ve bağlılıklarını çeşitli şekillerde izhar etmişler hatta İslam uğruna canlarını vermekten zerre çekinmemişlerdir. Bugün ümmeti olarak bizler, O’nun emir ve davranışlarına aykırı pek çok vasıflara bürünmüş durumdayız. Halbuki ümmet olarak dînimize olan sorumluluğumuzun ifâsını gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu hususta neler yapılabilir? Bunu yapmamız bir vazifedir zira bugün bâzı aklı evvellerin Kur’an var, hadislere de ne gerek var? Gibi garâbet fikirleri piyasada dolaşıyor. Ancak biz ümmeti olarak dinimizin Şerefli Önderi Peygamberimiz aleyhisselâmı müminlere unutturmayacağız, O’nun yolundan ayrılmayacağız, O’nu bilhassa çocuklarımıza, gençlerimize, yeni nesle tanıtacağız Cenâbı Hakk’ın izni ve inâyetiyle inşaALLAH.

Peki, neler yapabiliriz? Dedik.

Bireysel olarak kendimiz O’nun hayâtını bu güzel ayda okuyabiliriz. Reklam yapmak gibi olmasın ama benim Peygamberimizle ilgili iki kitabım var onları da okuyabilirsiniz meselâ; ‘Aşk Çağlayanı’ ve ‘Muhammedî Muhabbetle, O’nun Yolunda.’(Yüzakı Yayıncılık) Okuduysak doğru anlatımı olan değişik kaynaklardan siyer okumaları yapabiliriz. Mesela eğer tespit ettiğiniz kitap kalınsa bu ayda bitiremezseniz güne yayarak bir sene boyu kendiniz için siyer okuma takvimi oluşturabilirsiniz. Mesela; Kadı İyaz’ın ‘Şifâ-ı Şerif’ olabilir. Osmanlı döneminde câmilerde okunan bir şifâyâb kitap. Biz okuduk, çok faydalandık. Yine Rebiyülevvel ayında hayâtımıza her gün bir sünneti ihya etmeyi koyabiliriz. O’na salavat getirmeyi âdet edinelim. Meselâ; her namaz sonu bir tesbih salavat çekebiliriz. Günde beş defadan beş yüz olur, fena mı? Ben yapıyorum hiç de zor değil. O’na olan muhabbetimiz artar. Hatta kapayın gözlerinizi O’nu karşınızda hayal edin salavatları çekerken. Müthiş bir potansiyel güç alıyorsunuz. Deneyin, inanın mümine çok faydalı bir ruh olgunluğu ve dinginlik sağlıyor.

Aile hayâtımıza da O’nu getirmeliyiz. Siz çoluk-çocuğunuzun önüne doğru bir misal koymazsanız onlar tutuyor futbolcuları, şarkıcıları, artistleri veya farklı siyâsileri rol-model olarak alabiliyor. Haftada bir akşamınızı dînimizin tek Önderi sevgili Peygamberimizi konuşmaya O’nu anmaya ayırın. Perşembe-Cuma-Cumartesi gibi hepinizin müsait olduğunuz bir gün olabilir bu gün. O günde önce 3 ihlas-bir Fatiha gönderin efendimizin rûhuna sonra üç kez sesli salavat getirin hep berâber aranıza O’nu dâvet edin. Sonra önceden seçtiğiniz herkesin seviyesine uygun O güzel peygamberi anlatan bir kitap okuyun. Bu hadis okumaları da olabilir. O gün çocuklarınız bir şiir, bir ilâhî hazırlayıp okusunlar. O gün O’nu anma gününüz olduğu için ikramda olabilir. Bu işin zevkine varınca âile olarak O’nu konuşacağınız günü özlemle beklesiniz. Birlikte umre hayalleri yapın oralara gitme isteği oluşturun. Gece rüyâlarınız O’nunla süslenir. Ne güzel olur!

Sosyal hayat içinde de bize bu güzel dîni bırakan Peygamberimize olan görevlerimiz var. Toplum olarak O’nu doğru anlatan, tanıtan konferanslar, paneller, bilgi şölenleri düzenlenmeli, çeşitli yarışmalar tertip edilmeli, hayâtı en ince detaylarına kadar tekrar tekrar işlenmeli. Şimdiye kadar hep yapıldı hamdolsun ama yetmez artırılarak her sahaya yayılmalı bu çalışmalar. Sâdece din kurumlarında değil resmi her kurumda her platformda Kâinâtın Örnek Nebisi bizzat en azından O’nun doğduğu bu ayda tanıtılmalı. Her yerde O konuşulmalı. Hayâtın her alanına O gelmeli. O’nun prensipleriyle amel edilmeli. Hatta bütün insanlık O Kutlu Peygamberi tanımalı, örnek almalı diyoruz efendim, yanlış mı düşünüyoruz. Zira O aleyhissalâtu vesselam bütün insanlığa gönderilmiş Hak peygamberdir.

Allahümme Salli Alâ Seyyidina Muhammed.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR