Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Millet, Tek İlaha İnanmaktır

Millet, Tek İlaha İnanmaktır

Hatıralar canlanıyor yazı serisi

“Milli Görüş” kelime manalarından da anlaşılacağı gibi “Milletin görüşü” demektir. Burada iki tarifi daha yapmak gerekmektedir. Millet ve görüş kelimeleri…

Zamanımızda “millet” kelimesi yanlış olarak “ulus” kelimesi karşılığı kullanılmaktadır. Siyasetçiler ve yazarlar bu kelimeyi kullanırlarken “Türk ulusu” demek yerine  “Türk milleti” demektedirler.

Millet kelimesi, soy, sop, ırk manalarını taşımaz. O, inanç birliğini ifade eder. Tek tanrıya inanan ve ondan başka ilah bulunmadığını kabul eden insanların oluşturduğu topluluğun adıdır, millet kelimesi… Bu ifadenin Arapça (orijinal) karşılığı ise dünya kurulalıdan bu yana yürürlükte olan ve ifadesini Kur’an-ı Kerim’de bulan “…millet-i İbrahim-i hanifa…” dır. Yani Hazreti İbrahim’in temiz milleti, manasını taşımaktadır.

 Yani “La ilahe ilallah. Muhammedür Rasulullah” tır. (Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed Allah’ın elçisidir) inananların oluşturduğu düzenli bir topluluktur.

Malumunuz düzensiz ve gayesiz (amaçsız) topluluğa da “halk” adı verilmektedir.

İlk manasını, Hazret-i İbrahim’in bir Peygamber olarak “tevhid dininin yani tek ilah inancının sembolü olmasında almıştır. Onun için tarihten bu yana tek ilahlı dinlere “İbrahim-i dinler” veya “millet” adı verilmektedir.

Bu anlam da, zamanımızda Hıristiyanlık dini; “Allah, Ruh-ul Kudüs ve Allah’ın oğlu İsa denilerek, Teslis yani üç ilahlılık” şekline döndürülmüş, adına Musevilik denen ve güya Musa (a.s) dan gelen din de tahrif edilerek içinden tek Allah inancı çıkartılmış ve bunun yerine Yahudi Hahamların güçlü oldukları safsatası yazılmıştır.

Bu ifadeleri özetleyecek olursak; Müslümanların “tek Allah” demelerine karşılık, Hıristiyanlar “üç Allah” demişler. Yahudiler ise din içerisinde Allah’ın hükümranlık haklarını çıkartarak “Hiç Allah” diyerek, tek Allah inancından ayrılmışlardır.


5.sultan-fati̇h.jpg

İLAH KELİMESİNİN MANASI

Konuya bütünlük kazandırması için “Kelime-i tevdih” içerisinde geçen “ilah” kelimesini de açıklamamız lazımdır.

Arapça zengin bir dildir. Bazı kelimeler iki, üç veya dört mana taşıdığı gibi her hareket ve durumun ifade edildiği kelimeler vardır. Mesela bizim deve dediğimiz hayvanın, duran haline verilen isim farklı, yürüyen deveye verilen isim farklı, koşan deveye verilen isim farklı olmaktadır. Dil bilgileri, bu özelliklerinden dolayı Arapçaya,  “gelecekte ilim dili olmaya namzet dil demektedirler” demektedirler.

İlah, kelimesi şu dört ayrı manayı bünyesinde taşımaktadır. Biz Müslümanlar, “La ilahe illallah…” derken işte bu dört manayı da aynı anda ifade etmekteyiz.

İlah kelimesinin ilk manası, “Kendisine kulluk edilecek tek varlıktır” ifadesidir. Bu ifade karşımıza, her gün en az 40 kere tekrarladığımız Fatiha suresinde “…İyyake nağ budu… Yalnız sana kulak ederiz…” ayeti olarak karşımıza çıkmaktadır.

İlah, kelimesinin ikinci manası, “Kendisinden yardım istenecek tek varlık” olmasının ifade edilmesidir. Bu da yine Fatiha suresinde “…Ve iyyake nesteiyn… Ve yalnız senden yardım bekleriz…” olarak karşımıza çıkmaktadır.

İlah kelimesinin üçün bir manası, Allah’ın “Rızası kazanılacak tek varlık” olmasıdır. Bu anlam da Müslümanlar arasında çokça kullanılan “Ente maksudi ve rızake matlubi – Benim maksadım (gayem, amacım) sensin, benim için önemli olan senin rızandır” ifadesinde karşımıza gelmektedir.

ZULÜMLERİN DAYANDIĞI TEMEL

Bir dördüncü ilah manası; “kendisinden başka kanun, yasa, kural koyucu olamayan…” demektir.

Peygamberimiz döneminde Mekke’de İslam’a karşı çıkanlar da Allah’ın varlığını, O’na kulluk edileceğini, yardımın ondan isteneceğini ve rızası kazılacak varlığın Allah olduğunu biliyorlardı. Ancak taptıkları putların, Allah’a ulaşmada kendilerine aracı olduklarına inanmaktaydılar. Onun için bunlara “Münkir – Allah’ı inkâr eden” denmiyor, “Müşrik – Allah’a şirk koşanlar” deniliyordu.

Bu adamların Peygamberimizle ve Ashabıyla mücadele etmesine yol açan en önemli husus, İlah kelimesinin dördüncü manası sebebiyleydi. Çünkü Müşrikler; “Mekke’nin kanunlarını biz yaparız ve bu kanunlarız Mekkelilere mutluluk getirir” demekte, buna inanmakta ve Allah’ın bu sahada ki hükümranlığını kabul etmemekteydiler.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi
SON YAZILAR