Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

İnsanın yaşam hakkı kıymetlidir

İnsanın yaşam hakkı kıymetlidir

Şu güzel Rebiyülevvel ayında Gül kokan satırlarla sizlerle berâberiz. Sevgili Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselâm’ın doğduğu kutlu bir zeminde ‘Mevlîdi Nebî’nin aydınlık çehresinde, O’nu tanıma yolunda ilerlemeye çalışıyoruz. O En Güzel Ahlâkî vasıfları yaşantısı boyunca hayâtına râm eden, İnsanlığın İncisini yazmak büyük bahtiyarlık bizler için. Yine coşkudayız, yine heyecanlıyız zira O aleyhisselam geliyor satırlarımıza, inşaALLAH aynı heyecan sizleri de sarsın diyerek başlayalım. Önce salâtu selam gönderelim O Peygamberler Sultânına, allahümme salli alâ seyyidina Muhammed.

İçinden hiç çıkmayacağımız ebedi hayatta eyvahlar etmemek adına, dünya günlerinde İki Cihânın Efendisini kendine en yakın yoldaş ve arkadaş seçenin bahtı iki cihanda açıktır. O’nun düsturlarını hayat yolumuzun pusulası yaparsak emin olun aldanmayız çünkü şaşmaz ölçüler O’ndadır aleyhissalâtu vesselam. Uzun zamandır davranış ölçümüzde mihengi, hayat ölçümüzde ahengi kaybettik. Çünkü gönül dünyâmıza O’nu buyur etmedik. Bu sebeple bugün ruh bahçemiz yıkık ve viran haldedir. Eğer yeniden ruh bahçemizde, gönül dünyâmızda güller, sümbüller açtırmak istiyorsak ki, bu yaşıyorsak irâdemiz dâhilindedir, daha henüz iş işten geçmemiştir, o halde O Güzel Peygamberin dünyâsını kendi dünyâmıza taşımamız gerekiyor. Haydi, davranalım dostlar, şu mübârek Rebiyülevvel ayının kutlu ikliminde O’nu okuyalım, öğrenelim. Meselâ, bu hususta –reklam gibi olmasın ama- bu fakir kardeşinizin YÜZAKI yayıncılıktan çıkan, O’na olan muhabbeti anlatan ve hayâtını tanıtan yeni kitabım; ‘MUHAMMEDİ MUHABBETLE O’NUN YOLUNDA’ eserimizi kütüphanenize dâhil ederek, bu ayda onu okuyabilir O’nu farklı boyutlarda tanıyıp, Peygamberimize olan sevgi ve muhabbetinizi artırabilirsiniz.

Sevgili Peygamberimiz aleyhisselâm’ın insan hakları üzerindeki davranışlarını inceliyorduk son yazımızda. Hiç şüphesiz insanın en değerli hak ve hürriyeti, onun en tabi olan yaşam hakkıdır. Yüce dînimiz bir insanın hayat hakkını, bütün insanların hayat hakkına denk tutmuştur. Delil âyetlere bakalım:

“İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları'na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler.” (Mâide, 32) Diyânet Vakfı meal açıklaması; ‘Târih boyunca dünyada İsrailoğulları savaşlar, ihtilaller, çeşitli para oyunları ve entrikalar çıkarmış, bu gibi olaylarda büyük rol oynamış, milyonlarca canın ve hesapsız servetin zâyi olmasına sebep olmuşlardır.’ Diğer bir âyeti kerimede ise: “Kim bir mümini kasden öldürürse cezâsı, içinde ebediyen kalacağı cehennemdir. Allah ona gazap etmiş, onu lânetlemiş ve onun için büyük bir azap hazırlamıştır.” (Nisa, 93)  Uyarılara bakar mısınız? Ne büyük cezâlar ve çok net.

Başka âyeti kerimelerde aynı hususta şunlar emredilir: “De ki: Gelin Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım: O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın, ana-babaya iyilik edin, fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin -sizin de onların da rızkını biz veririz-; kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın ve Allâh'ın yasakladığı cana haksız yere kıymayın! İşte bunlar Allâh'ın size emrettikleridir. Umulur ki düşünüp anlarsınız.” (En’am, 151) “Haklı bir sebep olmadıkça Allâh'ın muhterem kıldığı cana kıymayın. Bir kimse zulmen öldürülürse, onun velîsine (hakkını alması için) yetki verdik. Ancak bu velî de kısasta ileri gitmesin. Zâten (kendisine bu yetki verilmekle) o, alacağını almıştır. (İsra, 33) 

Demek ki, âyeti kerimelerde bu kadar açık belirtilen yaşam hakkı emniyeti, İslam dîninde çok ehemmiyetlidir. İnsan canı değerlidir, kıymetlidir. Ama ne yazık ki, bugün -af buyurun- insanın tavuk kadar değeri olmadığını dünyâdaki yaşanan hâdiselerden görüyoruz. Hele şu intihar edenler yanı sıra intihar bombacıları… onlar sanki kendi canlarını yok etme hakkına sâhipmiş gibi kendi canlarına kıyıyorlar. Anlaşılır değil. Neticede bu şaşkınlar, ruhları dumûra uğramışlar kendi hayatları dahi kendilerine değerli gelmiyor. Ne hazin bir aldanış!

İnsanlığın En Kâmil Şahsiyeti Peygamber aleyhissalâtu vesselam dünden bugüne hakiki bir İnsan Hakları Beyannamesi olan Vedâ Hutbesinde bu hususta bizlere şunları söylüyor; ‘Ey İnsanlar! Bu (hac) günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise ve bu şehriniz (Mekke) nasıl mukaddes bir şehir ise; canlarınız, mallarınınz ve namuslarınız da öyle mukaddestir, her türlü tecâvüzden korunmuştur. Muhakak ki siz, Rabb’inize kavuşacaksınız ve o zaman bütün bu işlerden sorulacaksınız’ (Buhârî, Meğâzî 77, Müslim, İmâre 36) buyuruyorlar. Dolayısıyla insanın hayâtı, malı-mülkü, namusu-şerefi-haysiyeti kıymetlidir, onlara dokunulamaz. 

Efendim işte en güzel ölçüler, tercih insanlığın. Rasûlullah aleyhisselâm, ‘hayâtın mihenk taşıdır’ diyoruz tekrâren. Hep birlikte şefaate erişmek dua ve niyâzıyla… Hayırla kalınız.

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR