Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

İçi  boşaltılmış  tesettürler

İçi  boşaltılmış  tesettürler

Muhterem okurlar mâlum yaz ayları içerisindeyiz. Yaz aylarında havanın sıcaklığı dolayısıyla hem memleketimizin büyük şehirlerinde ve özellikle denize kıyısı bulunan kentlerimizde yanı sıra Konya gibi mütedeyyin bir şehirde dahi esen ahlâkî ölçülere yakışmayan kılık ve kıyâfetler bilhassa hanımların edep ve haya sınırlarını aşan giyim tarzları bunlara ilâveten sözüm ona tesettürlü hanımların (!) aslında tesettürsüz durumları ne zamandır içimizi yaralıyor ve yazalım diye arzu ediyorduk. Nasip bugüneymiş. Bu sebepten bir süre kadınların tesettür konusuna değinmek istiyoruz. Yazılarımızla kiminin can damarına kiminin de nefsine dokunacağız. Hayrolsun diyerek başlayalım. 

Tesettür, ruh derinliği bulunması gereken bir kavramdır. Takva libâsı (elbise) ise en hayırlı olandır. O zaman nedir ‘takva libâsı’? Pek çok kadim müfessir bu husûsu; haya, hicap, sakınma duygusu olarak tanımlıyor. Takva libâsı, insanın dışıyla birlikte ruhûnu da örter. Bir insanın rûhu çıplak olduktan sonra giyinmesinin ne anlamı olur? Rûhu çıplak olanlar giyinik çıplaklardır. 

Peki acaba ruh çıplaklığı neden kaynaklanır?

El cevap: Her insan acıkan bedenini nasıl yiyecek ve içecekle beslerse, rûhun da beslenmeye ihtiyâcı vardır. Acıkan ruh mâneviyatla, hayırla, iyilikle, ibâdetle, takvayla beslenmezse ruh aç kalır, zayıflar. Ruh mâneviyatla beslenemeyince nefis devreye girer, maddeye kayar. Ruh beslenemeyip de çıplak kalınca, tesettürlerin içindeki hicap-ar-haya-utanma duygusu buharlaşıp yok olur, gider. Maddeleşen ruh süslenip-püslenmeye, takıp-takıştırmaya, erkekler tarafından ilgi çekecek şeyleri yapmaya başlar

Neticede böylesi tesettürler sâdece ‘ambalaj’ olarak kalır. İşte bu şekilde tesettürlerin içi boşaltılmış olur. 

Tesettürün içinin dolması için ‘takva rûhu’nun katılması lâzımdır. 

NE  YAZIK Kİ  BUGÜN  TESETTÜR  MODA  UNSURU  HÂLİNE  GELDİ 

Uzun senelerdir Tekbir-Stare-Sterms gibi bâzı firmalar tesettür defileleri yaparak ‘tesettür modası’ diye İslam’da olmayan yanlış ve hatâlı bir kavramı ve hatâlı tesettür şekillerini Müslümanların önüne koydular. Güya maksat (!) tesettürü yaygınlaştırmaktı. 

Şunu unutmayın eğer bir şey arkasında ‘iman eğitimi’ olmadan yayılırsa o şey doğru da olsa popülerleşir yâni şeklen yayılır. O işteki öz kaybolur, ruh yok olur. Tesettür husûsu aynen böyle oldu. Tesettür defileleriyle sözüm ona tesettür kitleleşti, sosyalleşti, yaygınlaştı ama içleri boşaldı. Kadın tesettürüyle değil giyimiyle daha görünür ve özenilir oldu.

Tesettürün rûhu; imanla, tevhidle, kulluk şuuruyla olan bağı hanımlara-kızlarımıza iyi işlenemediği, öğretilemediği için bunun bir nefis terbiyesi olduğu bilinci verilmediğinden dolayı bugün bu hallerdeyiz. Yanı sıra bugün tesettürler siyasallaştı, simgeleşti ve kariyerleşti. Günümüzde tesettür serbest olduğundan her alanda iyice yaygınlaştı hatta popüler bir değer oldu ama tesettürler özünden fersah fersah uzaklaştı. Böylece tesettürlerin içleri boşaltıldı tesettürler yalnızca şekle taşındı.  

Tesettür çizgisinin sınırlarından tâviz verdikçe yavaş yavaş nefsin istekleri hâkim oldu. Senelerdir Müslüman kadının bozulmasına kendilerini odaklamış bâzı ard niyetli mihraklar, bugün tam da Müslüman hanımı istedikleri çizgiye getirerek bu işi başarmış vaziyetteler. Bu tâvizkar tesettür anlayışına en çok gençler iltifat gösterdiler ardından orta yaştaki hanımlar da buna tâbi oldular.

BİZİM  YÜREĞİMİZ  YARALI

Egemen güçlerin bunca saldırısı ve zulmüne rağmen çarşılara, sokaklara baktığımızda başörtülü kızlardan geçilmiyor. Bardağın neresine bakalım? Hiç yoktan başı örtülü bayanların sayısı çok sayıda diye sevinelim mi; yoksa başörtüsü ruhundan giderek uzaklaştı, çarşılar başörtülü mankenlerin boy gösterdiği podyuma döndü, örtü sokağa (ayağa) düştü diye üzülelim mi? 

Diğer yazımızda kaldığımız yerden devam edeceğiz. Kalın sağlıcakla efendim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR