Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Ciğerimiz Yanarken Kavruldu

Ciğerimiz Yanarken Kavruldu

Otuz yıldır ciğerimiz yanar, analar yaş akıtırken…
Bu günlerdeki olasılıkla ciğerimiz kavruldu, anaların gözlerinden kanlı yaşlar döküldü
Yine de ateş düştüğü yeri yakar. Ocaklar kan ağlarken metin durmalıyız söylemleri yerinde olsa da şu kartel medyanın magazin, haber, dizi, yazı işlemlerine devamına ne demeli ki?
Nasıl bir tedavi ile ciğerlerin iyi haline dönüşümü, analardan kanlı yaş gelmesini durduracağımızı bir türlü bilemedik! Ve anlayamadık, yapamadık
Demokrasi, insan hakları, yerel kitlelerin özgürlüğü istemlerine bile kolaylık sağlanması yolunda iken...
Bunları isteyenlerin bu istemleri sağlansa bile.
Yarasa’lık yapılışlarından kurtulamıyoruz.
Evet, Yarasa dedim. Çünkü mağaralarda yaşayan yarasalar kan içmeden yaşayamaz, karanlıkta bulduğu canlıların boğazına aniden saldırıp kan içerler.
Terör, militan ve başlarındakilerle bunları destekler iken meclise bile girenler bu yönde değil mi?
Davasını savunduğunu haykıran, sözde savunduklarına silah göstererek vampiri gibi kan içerek korkutup
Oy alarak o yüce meclise nasıl girebildiklerini cümle âlem bilmiyor mu?
Bunlar ve bilhassa siması bile içindeki fikirlerini yansıtan kadın “hükümet biziz, tanımazsanız çok şeyler olacak” sözlerini ben mi yanlış duydum da ilgililer ilgilen(e)medi!
Boşuna mı? Laf olsun diye mi söyledi? Böyle sananlar işte gördüler ki oluşumlar ciğerimizi yakmakla kalmayıp kavuruverdi.
Birde sözde “üzüldük” derken Terör diyemeyip “Savaş” kelimesi ile
“Savaş durdurulsun…” diyor.
Öyle ya “öldürsün kaçsın ama sen onlara dokunma serbest bırak” manasını arayamaz mıyız bu cümlede.
Bunların amaçları geçen yazımda da belirttiğim gibi Kürt kardeşlerimizin hakları özgürlüğü falan değil
Onları korkutmak, Türkiye’de anarşi ve terör yaratmak suretiyle bir diktatör Kürdistan kurmak.
Bu Kürdistan da başa geçmek suretiyle kendilerinden öte bir harem safhası içinde sülalesinin yaşamlarını rahatlatmak istemi!
Bir an düşünelim. Rüya görürcesine…
Diyelim ki Kürdistanı kurdular. Başa geçip devlet hükümet oldular. Aslında onlara bu yönde aldatmaca yapıp tahrik ve yardım esirgemeyen düveller onları da def edecekler ve ebeveynlerinin Türkiye’deki rahat yaşam günlerini arayacaklar ya! Ne ise hadi rüyaları hakikat oluverdi diyelim.
İnanın Kürt kardeşlerimiz bu gün gördükleri özgürlüğü asla göremeyip, onların diktatörlük içinde vampir gibi kanlarını emmekten geri kalmayacakları hiçte olasıksız değil.
***
Özgürlük diyorlar. Hangi özgürlük yok? Bendeniz düşüne düşüne bulamadım.
Doğumunu müteakip okula gidemiyor yükseklere çıkıp, memur, işçi, genel müdür, elçi, milletvekili, bakan, başbakan ve cumhurbaşkanı olamıyor mu?
Diğer taraftan Türkiye hudutları içinde istediği mal ve gayrimenkul, alma, istediği yede bina yapma, işyeri ve fabrika kurma yasaklığı var mı?
Bu hakları daha çoğaltabiliriz. Ayırmak istedikleri bizlerde olan ne biçim özgürlüklerden hangisi eksik?
Dil deniliyor yerel dile göre öğrenim isteniyor
Bendeniz çocukluğumun 1930’lu yıllarında itibaren bizzat gördüm Küçüklüğümde Konya Cihanbeyli, Kulu ilçe ve köylerinden gelen Kürt asıllı kardeşlerimiz Türkçe bilmeden şehir de alış veriş yapar kimse hatta devlet de “Sen neye Kürtçe konuşuyorsun. Yasak” demez ceza vermez kardeş gibi geçinirlerdi.
Keza Doğuda da öyle olduğunu orada vazife görenlerden yaşayanlardan duyardık bir hır çıktığını bu güne kadar görmüş değiliz ve bir yasak da yok.
Ha.. Öğrenim ve resmî dile gelince.
Her devlette çeşitli milletten olanlar var ama resmi dilleri okullarında tatbik dili tek devlet dilidir.
Amerika’da, İspanyol, Portekiz vb. halkından olanlar.
Eyalet bile oldukları halde ki zenciler bile Amerikan dili olan İngilizce tatbikatı bulunmakta değil mi?
Keza İngiltere, Fransa ve diğer devletlerde de aynı
Peki, bunlar neye ısrardalar. Daha bir ayrıcalık mı istiyorlar? TV’de bile dillerinde yayın var!
Dil vb. özgürlüğü bahane vampirlik şahane!
Bu konuya birde mücadele yönünü ele alarak devam etmek isterim inşallah.
Vatan için bekçilik yaparken kahpece saldıran vampirler yüzünden şehit olan canlarımıza Allah’tan rahmet diler, ailelerine sabır, milletimizin “Başı sağ olsun” derim.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR