Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Bir yakınma

Bir yakınma

Bu gün değişik bir konuya girmekteyim. Aslında her gün karşılaştığımız sohbetlerimizde konuştuğumuz ama yazmaya hiç de gerek görmediğimiz hakikat olan bir konu.
           Mailime gelen bir yakınma yazısının içeriği bendenizde de konu etme duygusunu uyandırdı.

***

İnsanların, kendilerince değer verdikleri asıl işinden başka değişik merakları, çeşitli düşünce ve bu düşüncelerden doğan içlerine işlemiş yönler de var sayımlıdır. 
           Devlet, ticaret, sanayi, serbest meslek, sanat ve diğer mesleklerde bir yere gelmiş olanlar bu işlerinden başka işlemlere de girişim yapabilirler. 
           Bu ikinci hatta daha fazla da olabilen işlemlerinden maddi gelirleri yerine kendilerinden gider meydana getirdikleri halde.

Yılmayıp devam ederken başarı kazandıklarında haz içinde olurlar.


***

Yalnız bu çeşit işlemi yapanların asıl amaçlarında değişik eğilimler de olup buna ulaşmak isteyenlerde eksik olmaz. Ve bunlar daima popüler görünüme girerler.

Siyasetçi ve popüler kişi olma yanında maddi olmasa bile yaşamında faydalar sağlayabilmek amacı bulunabilir.

Bunların dışında yukarıdakilerin aksine, bazı kuruluşlar ve bilhassa Belediyeciler imiz gibi yaptıklarını geniş kitlelere duyurup reklam veya propaganda havası içinde… 

Medyanın yazılı görüntülü haber ve mülakatlarına itibar etmeyip sessizce işlem yapanlar daha fazladır ama… 

Kimseler pek duymadığı için az gibi görünürler.

Bilhassa fakire yardımlarda kişilerin evlerine paketlerle giriş ve beraber yiyiş gibi yardım faaliyetlerinde yanlarına medya alıp TV. ler de, basında endam etmezler. 

Hatta yardım yapmak istedikleri kimseleri utandırmamak için “Bugün sizle bir yemek yiyelim demiştik..” gibi sözlerle beraber olurlar ki bu yıllar evvel anane halindeydi…

Bu çeşit kişi olma vb yönünde olanlar yanında. Bir diğerleri de.

Sırf insanlara, vatanına hizmet aşkı içinde olup bir şey beklemeyenler de vardır.

Son grup ekseriyettedir ama kendilerini reklam etmedikleri, sık sık haber verme işlemleri olmayınca yok gibi görünürler.

*** 

Diğer bir çeşit yön vardır.. Sağlık hizmeti için dispanser yapar çalıştırır, müzelik eşyaları toplayıp sergiler, Tema gibi ağaçlandırma için çırpınır vb.

Bunların yanında resim, şiir, yazıp da kitap haline getirip maddiyat temin etmeden dergi ve gazetelerde bedelsiz yayınlayanlar da eksik değildir.

***

Teknik ve bilhassa bilgisayar vasıtası ile dünya insanlarına çektikleri güzel fotoğrafları, sanat harikalarını görüntüleyip bedelsiz dağıtanlar da çoğalmıştır.

İşte bunlardan bir tanesi de Konya doğumlu İstanbul’da İngilizce öğretim üyeliği yapan bir dostum vardır.

Dünyayı gezerken çeşitli resim sanat eseri ve müzikleri toplayarak kurduğu grup olarak İnternet vasıtasıyla herkese takdim eder.

Bakın bu değerli arkadaş mailinde neler söyler ne bekler…

Onun belirttiklerini özetlerken verdiğim cevabı da sunmak isterim.

***

“2002 yılından beri 1500 un üstünde çok değerli grup arkadaşıma elektronik posta
Yoluyla sadece ülkemizi tanıtma (İngilizce sunularımla), yoğun iş ve hayat tempomuz içinde güzel vakit geçirtmek ve mesleğim olan öğretmenlik gereği de olsa gerek bunu bilgilendirerek yapmak için Power Point sunular hazırlıyorum ve sizlerle paylaşıyorum.

Ancak grubumuz 2500’ün üstünde üyeye sahip olmasına karşın ne yazık ki listemdeki arkadaşların birçoğundan beğeni ile izlemelerine karşın ne bir teşekkür ne de herhangi bir yorum alabiliyorum. Ve bu da beni üzüyor

Hazırladığım ve sanal ortamda ücretsiz olarak paylaştığım sunumlara, birçok önemli şahsiyetten gelen güzel e-mailler, bazı belediye başkanlıkları ve kurumlardan aldığım ödüller dahi beni tam olarak mutlu etmiyor ne yazık ki. 

Zira sizin de hissedeceğiniz gibi;

Her güzel bir iş yaptığını bilen insan, takdir edilmediğinde üzüntü duyuyor. Ve içinde artık bu güzellikleri oluşturmak için bir heves kalmıyor…”

***

Dostumun (ismin yazılımını istemedi) dertlenmede yaptığı işlemden takdir alamaması duygusunun ifadesi.

Gelelim bendenizin ona mail yoluyla gönderdiğim cevabî teskin yazıma.

***

Muhterem Dostum

Söylemleriniz çok yerinde. Yerinde ama maalesef pek çok kimse okur, görür, bunların arasında takdir eden etmeyen, tenkit eden elbette bulunabilir.

Takdir edenler bir tarafa takdir etmeyip tenkit edenler bile zahmete katlanıp bir şey yazmaz iletmez ler ama…

Yanındaki dostlarına veryansın la söyleyebilirler.

Siz hakikaten büyük bir zevk içinde sunumlar yapmaktasınız.

Bu sadece gelir getirme değil getirmiş olabilirliği bir yana getirmese de, yapmak aşkı içinde olduğunuz işlemler takdirlerin içindedir.  

Sadece sizde mi? biz yazarlar daha doğrusu Anadolu basını yazarlarının tamamı. "Azığı kendinden yazarlardır.” Sadece gazeteye uğrarsa o günkü gazeteden alabilir.

Yazılar için çok nadir takdir ve hemen hemen hiç diyeceğim kadar tek tük tenkit ama bu tenkit yazı için değil de partisine dokunulmuş sa feveranını içerir olmakta.

Üç Anadolu Gazetesinin ayrı ayrı İnternet Web sayfasında elliden başlayıp 3000 ne yaklaşan “okundu” kayıtlı okuyuculardan yorum yapan tek tük olanı bulunur.

Ama karşılaşıp sorduklarınız veya çeşitli iletişim vasıtaları ile yaptığınız sohbetiniz de "çok güzel eline sağlık" diye hararetle desteklerler.

Hâlbuki yazarlarda kendilerini okuyanlardan öncelikle tenkit edenlerden yanıt bekler. Hatasını bulmak ister. Okunmasından gurur ve haz duyar.

Ona ne kadar ücret ödeseniz o hazzı tattıramazsınız...

Yazılarımı alan Google ve Facebook de Yayınlamakta. .

Bu bakımdan uzatmadan söyleyeyim ki bu çeşit çalışmalar.   

Nedense ihmal neticesi bekledikleri ilgiyi görememe durumunda olmaktadır.

Siz de, bizler gibi yılmayın

Biz gibi yazarların yazı yazabilmek için araştırma, bilgisayar, yazıcı, İnternet bağlanma, telefon, kâğıt, kalem, elektrik, yol gideri hatta gazeteyi para ile alış vb. gibi giderleri cebimizden yapmamıza rağmen... 

Aşkla devam ettiğimiz gibi sizde devam için kendinize ısrar ediniz.

         

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR