Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Bilimsel gerçekçilik üzerine

Bilimsel gerçekçilik üzerine

Bilimsel gerçekliğe inanıyor olabilirsiniz. Fakat sorulduğunda bilimsel gerçekliğin ne olduğunu tarif edebilir misiniz?

Mesela bilimsel gerçekliği dünyada bilimsel tarifler tarafından tanımlanan şekliyle görülen dokunulan varlıkların var olduğu ve bu bilimsel tariflerin içinde yaşadığımız dünya hakkındaki bilgilerimizi oluşturduğu şeklinde bir tarif yapabilirsiniz.

Ancak bilim adamlarının birçoğu içinde yaşadığımız dünyada görülmeyen, gözlemlenemeyen varlıkların da var olduğuna inanır ve bu varlıklar görülemez, dokunulamaz, koklanamaz ya da hissedilemez.

Bu iki birbirine zıt durum dolayısıyla dünyada var olup görünenler kadar var olup görünmeyen varlıklarında var olduğunu ya da olmadığını bilim felsefesinin şüphecilik tartışmalarına bırakıp gerçekten bize lazım olduğu için bilmemiz gereken şeylere dikkat kesilmemiz gerekir.

Yani adına bilimsel devrim denilen ve başlangıcında, bilim insanlarının dünya hakkındaki iyimser gerçekçi düşünce ile dünyamızın binlerce daha küçük parçadan oluşan gözlemlenebilir bir makine olduğunu ve gözlemlediklerimizin gözlemleyemediklerimizi açıklayan parçalar ve davranışlar olduğunu iddia ettikleri materyalizmin gerçek olup olmadığına odaklanmak gerek.

Çünkü on dokuzuncu yüzyılda bilimsel gerçek olarak bilinen pek çok şeyi değiştirecek keşiflerin ortaya çıkması ile gözlemlemlenebilen şeylerin gözlemlenemeyen şeylerden daha az olduğu, mikroskobik mekanizmaların özellikle de kimya, elementler ve bileşikler arasındaki fark ile kütle ve hacmin sabit bileşimi yasası ortaya konulduktan sonra atom bilgisi ortaya çıkmıştır ki eldeki bilgilerin çoğu hakkında şüpheler doğrulanmıştır.

Bu şüphelerden çok büyük bir kesiminin doğru çıkması sonucunda bilimsel gerçeklik tanımlaması ile ikna olmayan ve ortaya konan sonuçlar ile şüphelerinin ortadan kaldırılmadığını iddia edenler için sözlerinin doğruluğunu ispat için yeni yollar bulunmaya çalışıldı.

Özellikle insanların hayatlarını kolaylaştırmak ve refah içinde yaşatmak için yapıldığı iddia edilen keşif düzenlemelerin geri dönüşünün beklenen net ve kesin neticeleri vermemesi üzerine bilimsel iddiaların birçoğunun sonucunun iddia doğrultusunda gözlemlenemez olduğu ortaya çıkmıştır.

Bilimsel keşifler üzerinde ciddi bir kurgu eksikliğini ve sonuçlarının her zaman aynı aynı sonucu verecek şekilde tekrarlanamamış olmasının varlığından ötürü bilimsel olarak tarif edilen her şey hakkında şüphecilik doğal bir sonuç haline gelmiştir.

Bu sonuç doğal olarak bilim insanlarının bilimsel başlık altında yaptıkları ve birbirine benzemeyen hatta çoğunun sonuçta insanlığın aleyhine olduğu ispatlanmış olan sonuçların görülebilir zararlı etkilerinin temelindeki nedenlerle ilgili olarak farklı iddialar ortaya atılmasına sebep olmuştur.

Bu gün dünyada bilimsel gerçeklik olarak iddia edilen çalışmalara karşı iki güçlü ve etkili tartışma konusunun var olduğu görülmektedir.

Bunların birincisi ispat edildiği iddia edilen keşfin ilkelerinin belirsizliğidir.

Bu belirsizlik gözlemlenebilir sonuçlar göz önünde bulundurulduğunda ortaya konan fikir için iddia edilen zaman diliminde her zaman bir dizi alternatif açıklamaların yapılabildiğidir.

İkinci tartışma ise bilimsel olarak yapıldığı iddia edilen keşif ve icatların geçmişinde görülen hata ve eksikliklerden dolayı var olan karamsar sonuçların yeni keşif ve icatlar için de var olduğu iddiasıdır.

Daha kolay bir anlatımla bu iddia eğer geçmiş bilimsel olarak dayatılan keşiflere bakarsanız, hemen hepsinde yanlış ve insanlara zarar veren sonuçların çıktığını gördük, dolayısıyla sizin bilimsel olarak isimlendirdiğiniz bu yeni keşfinizin de yanlış ve zararlı sonuçları ileride ortaya çıkabilir şeklinde ifade edilebilir.

Maalesef bu gün pek çok ülkede insanlara zorla dayatılmaya çalışılan covid 19 aşıları ile ilgili olarak insanlarda ortaya çıkan karamsarlığın ve aşı karşıtlığının nedeninin bilimsel çalışmaların geçmişinin temiz olmaması sebebiyle yaşanan karamsar meta çıkarımının olduğunu görmekteyiz.

Bu konuda söylenmesi gereken şey bilimsellik iddiasında olan çalışmaların sonuçlarına bakınca birbiriyle yarışan ve genellikle bir ortaya çıktığında diğeri de ortaya çıkarak tabir caiz ise yan yana koşan iki iddianın bulunduğudur.

Bilim bir konuda bir iddiada bulunduğunda veya bir sonuca vardığını açıkladığında bu iki iddiadan herhangi birine sarılıp diğerinin terk edilmemesi veya bu anlamda ikisinin de doğru olmadığına karar verilmemesidir.

Yapılacak en doğru şey yapılan keşif ve icadın sorunlara en doğru bir cevap olup olmadığı konusunda karar verilebilmesi için ortaya konacak somut sonuçların her zaman aynı sonucu verecek şekilde tekrarlanabildiğinin ispatı ile insan ve çevre için geri dönülemez hayati zararların olmadığı konusundaki deneylerin yeterince çalışılıp çalışılmadığını ortaya koymaktır.

Yoksa henüz ne olduğu ve ileriki zamanlarda ortaya çıkacak muhtemel sonuçlarının ne olacağı belli olmayan sıvıların tek çözüm imiş gibi dayatılması sonucunda geçmişte özellikle Afrika ve Asya da yaşanan felaketleri devletlere, uygulayıcılara ve üreticilere herhangi bir sorumluluk yüklemeden kabullenmek olacaktır.


 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR