Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Bahar ve İşçi Bayramı, kargaşaya çevrilmesin

Bahar ve İşçi Bayramı, kargaşaya çevrilmesin

Üç gün sonra 01 Mayısta Bahar ve işçi bayramı kutlanacak.

Ama gelin görün ki sendikalar hatta muhalefet partileri illa taksim deyip izinsiz yerde toplantı yapmakta direnmekteler.

Hal bu ki bu günün kuruluşu adında da görüldüğü gibi işçi ve bahar bayramıdır kırlarda şenlik içinde geçmelidir.

Ama bizde hükümete bir karşılılık ve hak hürriyet terrakesiyle slogan nutuklar çekmek bu arada polisle karşılaşınca etrafı toz duman etmeye çalışılmakta.

***

Bilenler bilir yıllar evveli oluşan1 Mayıs’ı nerede? Son yılların ki nerede?..

Amacından saptırılmış, 1Mayıs’ların dili olsa da söylese!..

Onların yerine aklıselim, sağ duyulu yazarlar yazdılar, yazıyorlar ama, sözde hürriyet hamisi görünüp aslında ideoloji peşinde olanlar da daima tersini savundurlar!..

***

Dünün 1 Mayısı dediğimiz çocukluğumuzun yani otuzlu yıllardaki...“Bahar bayramı” nasıldı  

Bir göz gezdirelim.

***

Atatürk 1Mayas gününü Bahar Bayramı olarak ilan etmişti...

Sonra “Bahar ve işçi bayramı” adı verildi.

Düşüncesi o idi ki;

Resmi yerlerde çalışanların Hıdrellez şenliğinden mahrum etmemek yanında bir bahar şenliği düşünmüştü.    

Bunun yanında Moskova’nın başını çektiği, onun ideolojisini dünyaya yaymak isteyenlerin yine dünyaya tanıttıkları güne karşılık, ideolojik olmasın diye düşünüp…

 Dünyaya uyum olarak, 1 Mayıs’ı sadece işçi için değil, bütün halk için ilan ettiği  bir gün tatilli Bahar Bayramı...

***

Açın tarih kitaplarını, bakın 1960’lı yıllar öncesi takvimlere, gazetelere!..

Hepsinde o günü Bahar veya Bahar ve İşçi Bayramı olarak adlandırmışlar ve haberlerini o mealde vermişlerdir.

***

Bir kısmı ideolojilerini, diğer bir kısmı da manevi inançlara karşı olup, saptırdığı laik kavramını devam ettirebilmek için, Atatürkçülüğü herkesten çok kendilerinde göstermek ve kimseye kaptırmak istemeyenlere derim ki;

Atatürk, halkın şenlenmesi ve refahı için neler düşünmüş, neler yapmış?..

O yönlerini de bir öğrenseniz. Onun asıl yolundan gitseniz!..

***

Öğrenmek, bir yana duymak bile istemezler!

Çünkü onlar içten değil, kendi emellerine yaklaşmak için Atatürkçülük ve hürriyet ortaya atarak dillerine pelesenk ederler...

Olumsuzluk içinde bağrışır çağrışır kargaşa meydana getirmeye sebebiyet verirler....

***

Bizlerin yani otuzlu yılların çocukları, talebeleri...

Annelerinin soğan kabuğu ile kırmızılaştırdığı yumurta, bu gün yufka denilen şebit ekmeği, keş peyniri olan çıkıyı alıp arkadaşlarıyla kırlara gidip eğlendikleri...

Memur, resmi dairede işçi ve arzu eden ailelerin kırsal kesimlere gidip, yapamayacakları hıdrellez yerine bahar eğlencesini tattıkları...

İlköğretim, orta hatta lise öğretmenlerinin, öğrencilerini kumanyaları ile kırlara götürdükleri...

Gün olan 1 Mayısta ki Bahar Bayramı...

Kardeşlik dostluk eğlence içinde geçen ne güzel günler di o günler...

Arıyoruz... Arıyoruz bulamıyoruz...

60 ihtilalinin birçok şeyi kaybettirdiği gibi, Bahar kelimesini kaldırıp yerine İşçi bayramının kutlanması olarak başlattırdığı günlerden beri!

***

Şimdi İşçiler ve Memurlar hatta bazı öğretmenlerimiz.

Maalesef o gün ideoloji kliği ön plana almış, sendika veya birliğin arkasında hak aramak özgür yaşamak konulu miting, gösteri yürüyüşüne katıldıkları için, ailelerini, öğrencilerini, kırlara götürmeye vakit bulamıyor!..

Çocuklar, o soğanla kırmızılaştırılmış yumurta ve keş peyniri bırakın, yemyeşil çayırlıklı kırları bulamıyor, gidip oynaşamıyor bu 1 Mayıs günü!..

***

Atatürk’ün, iyi niyetle halkına bahşettiği o Bahar Bayramı’nın nasıl dejenere edilip, amacından saptırılıp katledildiğini...

Sadece günü katletmekle kalmayıp  yıllar önce yaptıkları provokasyonla 34 insanölüsünü kamyonlara üst üste yığılmasına sebep olduklarını...

Kadıköy de yaptıkları gibi ortalığı talan ve ziyan yanında Polisi ayaklar altına alıp çiğnemelerini,

Hınçlarını alamayanların refüj çiçeklerini bile sopalamalarını, koparmalarını

***

Bunları bilmeseniz bile geçtiğimiz 1 mayıslarda ki İşçi Bayramını gördünüz.

Bizdekini de, Dünyadaki kutlamaları da TV ekranlarında... Basın ve İnternet’te

Dünyada, hatta Moskova’da ki kutlamalar birlik beraberlik gösterisi içinde...

Ya bizde ki görüntüler...

İnsan hakları adı altında kendilerinin istediği ideolojiyi yerleştirmek isteyenlerin kırmızı bayrak, Apo posterlerini taşıyarak yakışıksız işlemleri...

Etrafa ziyan, polise taş ve sopa ile saldırmalar...

Ve bunlara uyanların yanında, demokrasi isteyen, bazı siyasi partilerin adları yazılı otobüslerle iştiraki!

***

Bu yanlış yolda olanlara derim ki...

Elbette işçi haklarını, özgürlüğü istemek, Hükümet icraatını, yanlış olabilen kanunları tenkit etmek hakkınız.

Hakkınız ama, neden bunu illa ki Bahar ve İşçi Bayramı olan, Atatürk’ün de arzu ettiği kardeşlik içinde kırlara çıkıp eğleneceğimiz veya dünyada ve bizde de çok yerde  yapıldığı gibi kol kola caddelerde neşeli bir hava içinde yürümek yerine,

Bu günün içine almak bir tarafa toplanma yeri için direnip birde ideolojik hareketlere, kanunsuz işlemlere ve tahribatasebebiyet verirsiniz?..

Yılın herhangi bir gününde defalarca yapabilirsiniz1 Mayıs gününü beklemek gerekmez ki!..

Her gün müsaade alıp, mitingler düzenler yürüyüş yapabilirsiniz...

**

1 Mayıs... Bahar Bayramı veya işçi bayramı kutlaması mı?..

İşçilerin Uluslar arası birlik ve dayanışma günü mü?..

Yoksa bazı kuruluş, sendika ve siyasi parti temsilcilerinin...

İşçilerin yanında işçi olamayan, çocukları öğrencileri ve diğer başka yerlerin mensuplarını toplayarak...

Kargaşa meydana getirip, huzursuzluğa sebebiyet verebilmek için kullanılmak istenen ve beklenen gün mü?..

***

Eğer hakikaten Atatürkçü iseniz?.. Onun geleneğini yıkmayıp...

Huzursuzluk yanında tahribat ve kan da dökmeden

Kardeşlik içinde Bayram...

Hem de hakiki Bahar ve İşçi Bayramı yaparsınız. Bu yıl inşallah

***

Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR