Nevzat Laleli

Nevzat Laleli

Bağımsızlar Harekâtı

Bağımsızlar Harekâtı

Hatıralar canlanıyor yazı serisi

Odalar Birliği Genel Başkanlığı’ndan polis zoruyla ve kanunsuz bir şekilde ayrılan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız, AP (Adalet Partisi) den yaptığı üyelik başvurusu da Süleyman Demirel tarafında veto edilince, 12 Ekim 1969’da yapılacak Milletvekili seçimlerine hazırlanmaya başladı.

Erbakan’ın parti kurarak seçimlere girme zamanı yoktu. Bağımsız olarak girse o da çok büyük bir zorluk taşıyordu. Bir parti aldığı oylar nispetinde milletvekili çıkartırken, bağımsız bir aday kendi başına çok daha fazla oy alması gerekiyordu.

Ancak bir inanç hareketinin kaybedecek zamanı yoktu. Toplum içinde kendisine yer açabildiği kadar yer açmalıydı. Bu inanç ve azimle çalışmalarına başlayan Erbakan, adaylığını nereden koyacağını düşünmeye başladı.

Kendisi Adana’nın Kozanoğuları sülalesinden idi. Ağır ceza reisi olan babası Mehmet Sabri Erbakan Sinop’ta iken orada doğmuştu.

Hocamız Adana ile ilgili bir hatırasında; “Baba tarafıma Nazırzade denirdi. Devlet-i Osmaniye’nin Bakan ve Bakan yardımcılıklarını yürütmüşlerdi. Soyadı kanunu çıkınca Nazırzede kelimesi Türkçeleştirilerek Erbakan olarak yazdırmışlardı, demişti. Anne tarafıma ise Öküzoğulları sülalesi derlerdi. Bir savaş esnasında bizim sülalemiz Padişah’a (Devlet-i Osmaniye) bir öküz derisi dolusu mücevherat vermekle emr olunmuşlardı”

Bu arada Kayseri’de iken Cumhuriyet İlkokulu’na başlamış ancak babasının Trabzon’a tayini ile ilkokulunu Trabzon’da bitirmişti. Erkek lisesini İstanbul’da 1943’de tamamladı. Teknik Üniversitesi Makine Mühendisliği mezunu idi ve çok sevdiği Hocası MZK (Mehmet Zahit Kotku) Hazretleri İstanbul Fatih’deki İskender Paşa Camisi’ndeki imamlık görevini sürdürüyordu.

11.prof.-dr.-necmettin-erbakan.jpg

BELDE-Yİ MUHAYYERE

Adaylığını hangi şehirden koyması gerektiğine ait çalışmalarını ve istişarelerini sürdürürken Muhyidd-i Arabi Hazretleri’nin Futuhatı Mekkiye isimli kitabında belirttiği bir husus, dikkatini çekiyordu.

“Peygamberimiz Hazret-i Muhammed Mekke’den Medine’ye hicret etmeden önce kendinse hicret edebileceği üç şehir ismi verilmiş ve bu şehirlerden birine hicret edebileceği bildirilmişti. Bu şehirlere “Belde-i Muhayyere” denilmiş. Bunlar, Medine (Yesrip), Şam ve Diyar-ı Rum’da (Rum memleketinde) Konya… Daha sonraları, Hükümet Meydanı’nda yapılan bir Konya mitinginde bu açıklamayı kendisi de yapmıştı.

Peygamberimiz, Mekke’ye yakın olması, orada akrabalarının bulunması, fakir insanların çokluğu ve daha önemlisi orada kendine biatli insanların bulunması sebebiyle Medine’yi tercih etmiş ve Medine’ye Hicret etmişti.

Ancak yukarıda ki şehirlerin ruhaniyetleri (kudsiyeti) de olduğu açıktı. Nitekim Selçuklular, Konya’yı bu sebepten dolayı Konya’ya Payitaht (başkent) yapmışlar, Mevlana Hazretleri, bu sebepten dolayı Belh ve Semerkat’tan kalkarak Konya’ya gelmiş ve yerleşmişti.

Tasavvuf hareketinde söylenegelen bir söz ise bu düşüncesini pekiştiriyordu. “Ahir (son) zamanda Konya’dan çıkacak bir İslami hareket, bütün cihanı saracaktır.

İstişareler de bu yönde olunca kararını vermiş ve Milletvekili adaylığı Konya’ya gelerek İl Seçim Kuruluna Bağımsız aday olarak başvurmuştu.

Erbakan’ın Konya’dan milletvekili seçilebileceğine kimse ihtimal vermiyordu. Bunu Demirel de bir konuşmasında; “Bir evvelki seçimlerde Elmalılı Hoca Konya’dan bizim Senatör adayımız idi. Ancak seçilemedi. Erbakan Hoca da seçilemez” diyordu.

Hatta rahmetlik İbrahim Amcam bir heyetle Ankara’ya giderek, Başbakan Süleyman Demirel ile görüşmüşler ve ona; “Biz Konya’da İmam Hatip Okulu istiyoruz” demişler, Demirel’de onlara; “Siz kim oluyorsunuz da benden bunu istiyorsunuz? Siz bir güç olsaydınız Elmalı Hocayı seçerdiniz” diyerek onları yanından kovmuştu.

MİLLİ GÖRÜŞ HAREKÂTI

1969 Bağımsızlık harekâtının üç yönü bulunmaktadır. Bunlardan ilki Erbakan Hoca’nın Konya merkez ve ilçelerindeki çalışması… Konya’da kurduğu takımla ve hazırladığı seçim karargâhı ile sanki bir parti gibi çalışıyordu.

İkincisi ülkenin birçok yerine kendisi gibi Bağımsız Milletvekilleri bularak seçimlere girmelerinin teminine çalışıyordu. Nitekim Elektrik Yüksek Mühendisi Osman Kirişcioğlu Ankara’dan, Makine Yüksek Mühendisi Rifat Boynukalın İstanbul’dan ve diğer arkadaşları da bir başka illerden aday olmuşlardı. Takriben 20 – 25 kadar ayrı aday bağımsız milletvekili adayları olarak bu seçimde halkın huzuruna çıkmışlardı.

Üçüncüsü de bu hareketin bir reaksiyon hareketi değil bir aksiyon hareketi olmasının temin edilmesiydi. Bu cümleden olarak gittiği her yerde ve yaptığı konuşmalarda sanki bir ders veriyor ve “sağcı görüş, solcu görüş ve bir de bizim milletimizin kendi görüşü olan Milli Görüşü diyordu.  Bu görüşün nasıl en üstün bir görüş olduğunu, milletimizin bin yıl bu görüşle Dünya’ya hâkim olduklarını, dünya ve ahret saadetinin ancak Milli Görüşle sağlanabileceğini anlatıyor, anlatıyordu.

Bağımsız milletvekili hareketine, başta Hocamız olmak üzere hemen birçoğunun mühendis olması sebebiyle aynı zaman da “Mühendisler harekâtı” da denmekteydi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nevzat Laleli Arşivi
SON YAZILAR