Sadık Küçükhemek

Sadık Küçükhemek

30 Mart Mahalli Seçim

30 Mart Mahalli Seçim

Türkiye seçim sathına girdi, önümüzdeki pazar günü 30 Mart’ta mahalli seçim yapılacaktır. Bütün partiler bu seçimde başarılı olmak için bütün gayretleriyle çalışıyorlar. Mitingden mitinge koşuşturuyorlar. Muhalefet, hükümete 27 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ile yükleniyor, hükümet, yolsuzluk ve rüşvet bahane bunun bir darbe teşebbüsü olduğunu anlatıyor, buna yeltenenlerden hesap sorulacağını ifade ediyor.

Hayırlısı olsun, inşallah seçim sakin bir şekilde yapılır da kimsenin burnu kanamaz; temennimiz budur. Hükümet, dikkatli olması gerekir, milli iradenin önünü kesmek için her türlü yol denenebilir. Hükümetin bu seçimde başarılı olacağı kesin bir şekilde anlaşılacak olursa akla hayale gelemeyen yollar denenebilir; bu sebeple hükümet gereken tedbiri alması gerekir.

Gerçekten her taraftan kuşatılmış durumdayız. Mesele Türkiye’de şu parti veya bu parti iktidara gelsin diye mücadele etmekten ziyade kukla bir hükümet istenmektedir. İster sosyal medya üzerinden yüklenilsin ister gezi olayları üzerinden yüklenilsin, ister 27 Aralık yolsuzluk ve rüşvet operasyonu üzerinden yüklenilsin, Türkiye’nin tarihteki yerini tekrar alması istenilmemektedir. Nitekim Gezi olaylarında duvara şu slogan yazılmıştı: “Zulüm 1453'te başladı.”

Twitır, Facebook kısacası sosyal medya üzerinden bütün değerlerimizi yıkmak istemektedirler, insan onur ve haysiyetini zedelemektedirler, haremimize girmektedirler, iftira kampanyası ile devlet büyükleri küçük düşürülmek istenmektedir. Hükümet bunun için kısmen yasak getirmektedir. İç ve dış güçler hemen harekete geçiyor: Hükümete sosyal medyayı yasaklayamazsın, özgürlükleri kısıtlayamazsın diye saldırmaktadırlar.

Sosyal medya haber alma, yayma, bilgi edinmeden ve iletişimden ziyade Batı kültür ve medeniyetinin yayılması ve enjekte edilmesi için ortaya konmuş bir vasıtadır. İnternet, Twitır, Facebook bunun için vardır; haber almak, yaymak ve haberleşmek, ilim irfan öğrenmek için değildir.

Malum çevreler, Twitır yasaklanamaz, özgürlükler kısıtlanamaz diye bas bas bağırınca Ahmet Hakan’ın 06 Ocak 2006 tarihinde Hürriyet Gazetesi’nde “Üç Saptama” adlı yazısı aklıma geldi, diyanet bölümünde şöyle diyordu:: “Diyanet İşleri Başkanlığı’nın “Diyanet Televizyonu” projesi varmış… Bu televizyon için hazırlıklara şimdiden başlamış. Diyanet İşleri Başkanlığı yetkililerine “yol yakınken dönün” çağrısı yapmak isterim.

Çünkü televizyon denilen alet, başta din propagandası olmak üzere her türlü propagandaya yapısal olarak hiç elverişli değildir. Televizyonu icat eden zihniyet, sadece aleti icat etmekle kalmamış, bu aletin kullanım dünyasını, yani kültürünü de oluşturmuş. İşte o kültürün içinde “propaganda” yoktur. Bu “teknik gerçekliğe” karşın televizyonu propagandaya alet edebilirsiniz. Ama yaptığınızın adı “ben yaptım oldu” olur. Hedeflerinize ulaşamazsınız. Yani demem o ki Diyanet İşleri, televizyon işine girişerek israf etmiş olur. Bilmem anımsatmama gerek var mı: İsraf haramdır”

Ben de Sayın Ahmed Hakan’a 23.01.2006 tarihli Diyanet Televizyonu isimli yazımda

Şöyle cevap vermiştim. Siz de “sıfır”ı kullanmayın. Bu İslâm Medeniyeti’nin bir ürünüdür, deriz.

 Hâkim güç medyasını gelişmekte olan ülkelere satacak biz de onu eğlenmek için kullanacağız, öyle yapmıyor muyuz? Onlar icat ediyor, biz de kucak dolusu para veriyoruz, aldığımız aletlerle oyun oynuyoruz, pornomuza dokunmayın diye bas bas bağırıyoruz. Twitır ABD’de yasalarına uyuyor da bizim yasalarımıza niçin uymuyor?

Değerlerimizin gözümüzün önünde erozyona uğratıldığına seyirci kalmayacağız; mücadele edeceğiz. Televizyonu, Twitır, Facebook’u sen keşfettiysen biz de sıfırı keşfettik bu sebeple kendi kültürünü bize dayatamazsın, artık biz aslımıza dönmek istiyoruz. 30 Mart Mahalli Seçimi bu sebeple önemlidir. Bilmem anlatabildim mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Sadık Küçükhemek Arşivi
SON YAZILAR