Zikkeler, değmesin size!

İnsanların zaafları türlü-türlüdür...

***

Nefs terbiyesinde aslolan önce zaaflarına gem vurabilmektir...

***

Kimimiz yemeği, kimimiz şöhreti, kimimimiz makamı, kimimiz parayı, kimimiz şehveti ağır basar... Farklı zaafiyetleri vardır insanların... Dünya imtihanının en önemli bölümü de budur zaten...

***

“Herkes meşrebine uygun Âdem ile takılır” sözcüğünün de temelinde bu yatar aslında... Zaaf kardeşliği, bu coğrafyada, “Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş” atasözünü doğurmuştur...

***

Konuyu bir fıkra ile pekiştirelim...

***

Eskiden bir beldeye Kadı tayin olup gelmiş...

***

Aradan epeyce bir zaman geçmesine rağmen, Kadı Efendinin, halkın hiçbir düğününe, derneğine etkinliğine katılmadığı dikkat çekmiş...

***

Halk, hemen dedikoduya başlamış; “ Kadı Efendi gururlu, çok kibirli... Kendini beğenmiş bizleri küçümsüyor” diye...

***

Kadı Efendiyi seven ahaliden bazıları durumu Kadı Efendiye arz etmişler... “Aman Kadı Efendi bu hal sizde devam ettiği takdirde, bu lafların arkasından iftiralar ve tezviratlar başlar, bari bir düğüne katılsanız...”

***

Kadı Efendi şaşkın; “ Yahu benim bu tür yerlere katılmamam, gurur ve kibirden değil... Ben müziğe, çalgıya çengiye zaafım var, hele oynak havaları duyunca yerimde duramam, oynamaya kalkıveririm bu seferde adımız OYNAK KADI kalır..”

***

Sevenleri çareyi buluvermişler... “Efendim, bizim düğünler açık alanda değil, ağıl gibi izbe gibi kapalı yerlerde olur... Senin cübbe geniş oturduğun yere, cübbenin ucundan zikkeler (kazıklar) çakarız, kalkmak istesende kalkamazsın...”

***

Kadı Efendi naçar bu teklifi kabul eder...

***

Aynende dedikleri gibi düğünün yapılacağı ağılda Kadı Efendi oturduktan sonra, cübbenin kenarlarına zikkeleri çakarlar...

***

Lakin oynak havalara geçilince, Kadı Efendi'de de kıpırtılar, gaynaşmalar başlar...

***

Deveyi bile hoplatacak daha oynak havalara gelindiğinde, Kadı Efendi birkaç defa zorlayıp, zikkelerden cübbeyi kurtarıp, daracık yerde dönmeye başlar...