Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Yüce Yaradan'ın* Sorup Sormayacakları!

Yüce Yaradan'ın* Sorup Sormayacakları!

Önceki yazımda konu ettiğim “Sarf ve kullanırken İpin Hesabını Düşünmeyenler”i izleyen ismi mahfuz bir okuyucumuz hayli esinlenmiş olacak ki, bir yerlerden aldığı veya kendince bilinen “Yaradan’ın* sormayacakları” başlıklı yazısını maille göndermiş.
Dini konularda “Ben bilirim havası” içinde olmayıp kanaat serdetmeyi elverişli bulmamakla beraber, ders alınabilecek güzel bulduğum bu gönderiyi yazarlık kuralı ve söz verdiğim içinde sizlerin bilgisine sunmak istedim.
***
Yaradan, “Nasıl bir arabaya sahip olduğunu?” sormayacaktır. “arabası olmayan kaç kişiyi taşıdın arabanda” diye soracaktır.
Yaradan, “evinin büyüklüğünü, nasıl bir evde yaşadığını?” sormayacaktır. “evinde kaç karnı açı doyurduğunu?” soracaktır.
Yaradan, dolabında asılı olan “elbiselerinin sayısını” sormayacaktır. “İhtiyacı olan kaç insanı giydirdiğini?” soracaktır.
Yaradan, “ne kadar para kazandığını?” sormayacaktır. “Ne kadarını alın terinle kazandığını?” ve “Ne kadarını, ihtiyacı olana verdiğini?” soracaktır.
Yaradan, “hangi mesleği edindiğini?” sormayacaktır. “İşini, en doğru şekilde yapıp yapmadığını?” soracaktır.
Yaradan, “kaç arkadaşın olduğunu?” sormayacaktır. “Senin, kaç kişiye arkadaş olduğunu?” soracaktır.
Yaradan, “hangi muhitte oturduğunu?” sormayacaktır. “Komşularınla, nasıl geçindiğini?” soracaktır.
Yaradan, “teninin rengini” sormayacaktır. “Senin, iç karakterini” soracaktır.
Yaradan, “Alt-Üst geçitleri nasıl yaptığını?” Sormayacaktır. “Asıl vazifen olan işlemlerin törenlerinde, parayı nerden buluyorsun?” diye soracaktır.
Yaradan, “kısa zamanda yaptık” övgü beyanlarınızı sormayacaktır”. Devamla söylediğiniz övünmeleri belirtirken, “kırk yıl da yapılanı dört ayda yaptık” demenizle “evvelkilerin Kul hakkını neden yediğinizi?” soracaktır.
Yaradan, üst alt geçitleri yapmada “neden geciktiğinizi?” sormayacaktır. “asıl önemli acil yerler varken neden kolay yerleri seçtiniz” diye soracaktır.
Yaradan, kaldırımları “neden yeniden düzenlediğini?” sormayacaktır. “Neden eşya, araba vb. ile işgal ettirilmesine göz yumduğunuzu?” soracaktır.
Yaradan, “Belediyecilere neden öğretim seminerleri düzenlediğinizi?” sormayacaktır. “Şehirde pek çok yerde ve belediyelerde salonlar varken neden uzaklardaki turistik beş yıldızlı otellerde yaparken, belediye mensubu haricinde olanları da neden misafir ettiniz?” diye soracaktır.
Yaradan, “halkı eğlendirmelerinizi” sormayacaktır. “Neden, eğlenceleri bol ücretler ödeyerek getirttiğiniz sanatkârların şarkılarıyla, Mevlana kültürü ve dinlenme yerleri için yapılan yerlerde göbek attırmaya sebebiyetinizi?” soracaktır.
Yaradan “Ziyafet ve iftar verişlerinizi” sormayacaktır. “Bu ziyafetlerin giderini nereden verdiniz?” diye soracaktır
Nihayet de Yaradan, “ruhunu teslim etmenin neden bu kadar uzun sürdüğünü?” soracaktır.
Nedenin geçerliyse…
Yaradan seni cennetteki sevgi dolu evine yönlendirecektir. Cehennemin kapısına değil.
***
Sayın okuyucunun isteğini yerine getirmiş oldum.
Değerlendirme sizlere ait.
***
Sağlık ve esenlik içinde sevdiklerinizle yaşam dileğimle…
---------------
(*) Yazı da “Yüce Yaradan” doğrudan isimlendirilmiş. Bendeniz Rahmetli Üstat Necip Fazıl’ın dergi ve gazetesinde, peygamberimiz (SAV) de dâhil asıl isim yazmayıp “O” diye yazmış olmasından da esinlenmekle ve ayrıca ne kadar dikkat etsek de gazete kâğıtlarının olmadık yerlerde bulunup kullanılabileceği var sayımı olarak aslını yazmamaktayım. Değiştirmemden dolayı okurdan ve sizlerden özür dilerim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR