Yeniçeri: Türkiye’de Bazı İnsanların Varlığından Ancak Ölünce Haberdar Oluyoruz

MHP Ankara Milletvekili Özcan Yeniçeri, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, Türkiye'de yoksullukla yolsuzluğun bir arada yaşandığını söyledi. "Türkiye’de bazı insanların varlığından ancak ölünce toplum haberdar oluyor" diyen Yeniçeri, Türkiye’de yolsuzluk ile yoksulluğun bir terazinin iki kefesi gibi olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin yırtık lastik ayakkabıdan Ermenek'teki maden kazasında yaşamını yitiren Tezcan Gökçe'nin babası Recep Gökçe sayesinde haberdar olduğunu dile getiren Yeniçeri, "Yırtık lastik, Türkiye'de yaşayanların kaderi değildir. Ayaklarda hala yırtık lastiklerin olması Türkiye adına utanç vericidir. Dünden bugüne değişmeyen tek şey yolsuzluğun kokuşmuş iktidarların kültürü olduğudur. Ermenek’teki maden ocağını su basmasaydı ve on sekiz madenci ocağın derinliklerinde boğulmamış olsaydı, ocakta ölenlerden birisinin babasının ayaklarındaki yırtık lastiklerden de kimsenin haberi olmayacaktı. Türkiye’de bazı insanların varlığından ancak ölünce toplum haberdar oluyor. Sokaklar, varoşlar ve köyler tüyler ürperten sefil yaşantılarla ağzına kadar doludur. Sürekli televizyonlara bakanlar, AKP sözcülerini dinleyenler yoksulluğun geçmişe ait eski bir hikâye olduğunu sanıyorlar." dedi.

Yoksulluğun nedeninin yolsuzluk olduğunu belirten Yeniçeri, "Köylüsünün ayağında 8 liralık yırtık lastik olan bir ülkenin cumhurbaşkanının 185 milyon dolarlık uçakla uçmaya hakkı yoktur, 1 milyar 300 milyon liralık saray yapılamaz." ifadelerini kullandı. Yeniçeri sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Türkiye, ayakkabı kutularından dört buçuk milyon dolarların çıkabildiği bir ülke olmasaydı yırtık lastiklere kader deyip geçerdik. Yırtık lastikleri giyenlerle yedi yüz bin liralık saatleri kollarına takanlar bir arada olmasaydı aldırmaz geçerdik. Ancak Türkiye’de yolsuzluk ile yoksulluk bir terazinin iki kefesi gibidir; birisi yükselmeden diğeri alçalmıyor. Köylünün yoksulluğunun nedeni yolsuzluktur. Ayakkabısız köylü kırk ayaklı yolsuzluğun ürünüdür."

Yeniçeri, Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun, kamu düzeni konusunda terör örgütü ve uzantılarına, "Biz bu adımları atarız. Yol kesmeler, adam kaçırmalar, vergi toplamaları, çadırlarda yargılamaları bitirip kamu düzenine aykırı işler yapmamanın garantisini veriyor musunuz?" dediğini anlatarak, bunun suç olduğunu savundu. Hükümetin kamu düzenini HDP ve terör örgütü uzantılarına sağlatmaya çalıştığını dile getiren Yeniçeri, "Bu ciddi bir ihanettir, vahamettir. Devlet PKK'ya, eşkıyaya rağmen varlığını, düzenini sürdürebilen organizasyondur." diye konuştu.

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Yeniçeri, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin Tunceli'ye gideceğine ilişkin açıklama yapıldığının belirtilmesi üzerine, "İstediğimiz her yere gidiyoruz. Siyasal ve sosyal ortamı bozmadan, halkta gerilim ve çatışma üretmeden Türkiye'nin her yerine ayak basacağız. Öyle açıklama yapıldıysa doğru yönde atılmış bir adımdır." dedi.

Özcan Yeniçeri, iç güvenlik reform paketiyle vali ve kaymakamlara geniş yetki verilmesinin OHAL yorumlarına neden olduğuna ilişkin yorumlar yapıldığının, kendi değerlendirmelerinin ne olduğunun sorulması üzerine ise iktidarın istemediği emniyet müdürlerini önce pasif göreve kaydırdığını, yasa yürürlüğe girince de görevlerinin sona ereceğini söyledi. AK Parti'nin demokrasi algısının kendi yandaşları için geçerli olduğunu savunan Yeniçeri, "AKP zaten muhalefet için olağanüstü hal uyguluyor." dedi.

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan'ın Kandil'e, "2013 nevruz ruhuna dönülmesi" çağrısında bulunduğunun belirtilerek, buna ilişkin görüşü sorulan Yeniçeri, "Kandil'e yalvararak, Bayık'a selam yollayarak, İmralı ile pazarlık yaparak barış sağlayamazsınız. 2015 seçimlerine zarar gelmesin diye yürüttüğün pazarlıkları biliyoruz." diye konuştu. CİHAN