Nurten Selma Çevikoğlu

Nurten Selma Çevikoğlu

Yeni Yıl Kutlamaları

Yeni Yıl Kutlamaları

Yarın akşam dünyâda bizim de tâbi olduğumuz milâdi takvimi kullananlar yeni bir yıla girecekler. İnsanlar sevaplarıyla, iyilikleriyle, kötülükleriyle ve günahlarıyla bir yılı geride bırakacaklar. Hesap, kitap, muhasebe yapmadan sâdece günü kurtarma planında olup her günü mümkün oldukça güle oynaya geçirme gayretinde olan ‘vur patlasın, çal oynasın, dünyâya bir daha mı geleceğiz’ gibisinden ucuz sözlerle ne yaptığının farkında olmayan bir insanlık var bugün. İlâhi kültürü sıfırlayarak yaşayan sosyal kültürü önemseyen topluluklar yapılan yanlışlıkları hiç irdelemeye tâbi tutmadan sanki koro hâlinde ‘aldım, kabul ettim’ mantığıyla hareket etmekteler. Acaba bu değerler benim kültürel şablonuma uyar mı? Diye bir düşünceyi akıllarına hiç getirmeden yola devam ediyorlar. Böylelerinin akılları gözlerine inmiş. Akıl kalbe inseydi böyle olmazdı. Yüreklerse bin bir eğlenti ve sefâhatle yaralanmış, tâmiri zor bir durumda. Yüreklerin ve ruhların iyileşmesi de zaman, süreç ve eğitim istiyor. Keşke bize bu yollardaki zorlar kolay gelseydi.
Asıl bizim üzüldüğümüz konu, yaşadığımız asırdaki yılbaşı kutlamalarına neredeyse dindar bildiğimiz kesimin de tâbi olması. Uydum kalabalığa misâli Müslümanlar da kendi değerleriyle bağdaşmayan bu yozlaşmalara kapılıyorlar. Onca paralar dökülerek alınan çam ağaçları, üzerlerine yapılan süslemeler, sâdece güne has kesilen hindiler, hediyeleşmeler, düzenlenen içkili eğlenceler… Sonra bu rezilliklerin ardından gelen başka nâhoş durumlar. Gecenin bir vaktinde sarhoş sürücülere tahsis edilen özel polisler, alkollü sürücülerin kazaları, eğlenceden dönenlerin devam eden taşkınlıkları.. Nedir bu pervâsızlıklar? Yakışır mı bize?
Kurban Bayramında Müslümanların üzerine vâcip olan ve bir ibâdetin ihyâsı olan kurban kesme ritüeline ‘hayvan katliâmı’ diye yorumlayanlar ‘hindi katliâmı’na niye hiç sesleri çıkmıyor. İneklerin, danaların, koyunların canı kadar hindilerin ki kıymetli değil mi? Onların hukûku yok mu?
Yılbaşı gelmeden bir ay öncesinden başlayan hediye tanıtımları, reklamlar, broşürler, ilanlar insanları devamlı almaya teşvik edenler isrâfı yayanlar büyük vebaldeler.
Bâzıları ne var canım bunda bu kadar abartacak? Hepsi yeni bir yılı karşılamak için yapılıyor. Sevinçle, mutlulukla başlayalım ki bütün senemiz öyle geçsin, diyorlar. Mesele bu kadar basit ve mâsum gibi görünen gerekçelerin ardına sıkıştırılamaz. Bugünkü icra edildiği şekilde yapılan yılbaşı kutlamaları bizim değerlerimize birçok yönden ters. Bir defa kutlamalarda müthiş israflar yapılıyor. Onca ihtiyaç sâhibi insana hayır yapmak yerine keyfi alma kültürü, olanı saçıp savurma kültürü gelişiyor. Aynen ‘Sevgililer günü, Anneler günü, Babalar günü’ gibi Batı’da yaygın olan tüketim kültürü bize yerleştiriliyor. Sonra düzenlenen bizim örf ve kültürümüzle bağdaşmayan içkili, danslı, cazlı-sazlı eğlenceler… Bunlar uzun süredir icra edile edile artık millet alıştı. İlk çıktığında yaygaralar kopmuştu zaman içinde kuzu kuzu herkes sesini çıkartmaz oldu. İşte yanlışları gözümüzün önünde böyle göster göstere benimsetiyorlar. Biz Müslümânız bize yaraşmayan şeyleri yapmamız uygun değildir.
Aslında yılbaşı kutlamalarının neden yapıldığına bakmak gerekiyor. Hazreti İsâ (A.S.)’ın doğduğu gün olduğu iddia edilen (Aslında kesin târihi belli değildir, 25 Aralık deniyor) 31 Aralık günü milâdi takvime göre o günü kutlama niyetiyle Hıristiyan ve Yahudilerin yaptıkları bir sevinç gösterisidir. Bu normal, bunun kabul edilir bir yanı olabilir. Müslümanlar da karşılıklı saygı çerçevesi içerisinde ehli kitap olan Hıristiyan ve Yahudilerin bayramlarını kutlayıp onların sevincine ortak olabilir. Onlar da kutlu doğumda bizim Peygamberimizin doğum gününe ayni çerçevede yaklaşmaları lâzım değil mi? Siz hiçbir Hıristiyan ve Yahudi’nin Peygamberimiz aleyhisselâm’ın mevlid (=doğum) kandilini kutladığını veya kutlu doğum etkinliklerine katıldığını duydunuz mu? O zaman biz niye onların bir tür dînî etkinlikleri olan böylesi günlerinde her çeşit yaptığı taşkınlıkları yapalım. Ne yazık ki bugün bizim insanımız onların yaptığı dînî ritüelleri aynen onların yaptığı gibi kutlamakta bir sakınca görmüyorlar. Bu konuda Peygamberimiz aleyhissalâtu vesselâm’ın bir hadisi şerifleri var; ‘Kim bir kavme benzemeye çalışırsa ondandır.’ (Ebû Davud, Libas, 4) Ve yine İbni Ömer(r.a)’den gelen bir rivâyette Peygamber efendimiz aleyhissalâtu vesselam şöyle buyuruyorlar; ‘Bir kimse müşriklerin bayramlarına katılmak sûretiyle onlara benzerse, o kimse kıyâmet günü onlarla berâber haşrolunur.’ (Beyhâki, Es-Sünenü’l-Kübra) Bu sebeple Müslümanlar kendi inançlarını tehlikeye sokacak durumlara girmemeliler.
Romalılardan kalma eski bir putperestlik inanç ve âdetinin bir figürü olan ‘Noel Baba’ hâdisesi de neyin nesi! Noel Baba canlandırmaları yıllardır ilkokullara kadar indirildi. Bizim kültürümüzde böylesi putperest pagan kültürünü simgeleyen saçma bir ritüel yoktur. Bizde her şey akla ve mantığa uygundur. Bütün vecibeler, insan haysiyetine yaraşır ve onuruyla bağdaşır vaziyettedir.
Selam olsun Hakk’a tâbi olup Hak üzere yaşayanlara.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nurten Selma Çevikoğlu Arşivi
SON YAZILAR