Yargıçlar vicdanlarıyla karar vermeli

Yargıçlar vicdanlarıyla karar vermeli

 İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, TBMM’de görüşülmekte olan Ceza muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde söz aldı.

Yokuş, Genel Kurulda Yargının bağımsız olmadığını, yargıçların vermiş olduğu kararların vicdanları ve iktidar arasında sıkışıp kaldığını ifade ederek, şu sözlere yer verdi: “Meclise gelen Yargı Paketi adındaki kanun teklifi bilindiği gibi torba kanundur. Adalet, Yargı, Hak ve Hukuk bir paket içine sığdırılamayacak kadar önemlidir. Ülkemizde adalet sistemine olan güven ne yazık ki gün geçtikçe düşmektedir. Yargı sistemimizin yeniden düzenlenmesi elzemdir. Ancak, Yargı sistemini torba kanun şeklinde düzenlemek sorunları çözmeyecektir. Ülkemizde adaletin sağlanmasını mümkün kılmak için eksiksiz işleyecek bir demokrasiye ihtiyacımız vardır. Gerçek demokrasinin temelini kuvvetler ayrılığı oluşturur. Adil yargılanmanın önünü ancak bu şekilde açabiliriz.” Yokuş, Uluslararası ticarette de adaletin ve hukukun önemli olduğuna değinerek, “Çağımızda, Devletler Arası Ticaret İlişkilerinde, "Adalet" birinci derecede önemli bir unsurdur. Adaletin ve hukukun adil işlemediği bir ülkeye yatırımcı gelmez, kredi verilmez. Bu tür ülkeler, milletler içinde en itibarsız ve güvenilmez toplumlar olarak anılırlar. Ayrıca adaletin olmadığı bir ülkede haktan ve hukuktan söz edilemez. Ülkemizde her gün “Yargı Skandalları" yaşanmaktadır. Türk yargısında çifte standart uygulanmaktadır. Mahkemelerin verdiği kararların büyük bölümü tartışılmaktadır. Yargı, aleni olarak iktidar yandaşlarını korumakta, halkın diğer kısmını ise maalesef cezalandırmaktadır. Eskiden Yüksek yargı organlarının başkanları, yargıçların "vicdanları ile cüzdanları arasına sıkışıp kaldıklarını" söylerlerdi. Bugün ise yargıçlarımız "Vicdanlarıyla, iktidar arasına sıkışıp kalmışlardır." Yargı, hür iradesi ile yasaların verdiği yetkiler doğrultusunda kararlar veremez olmuştur. Bazı mahkeme kararlarına baktığımızda gördüğümüz gerçek ne yazık ki şudur: Zorlama yorumlar ile ve yasalar geriye doğru yürütülerek insanlar suçlanmakta ve cezalandırılmaktadır.” “Öncelikle yargı organlarınca verilen keyfi tutuklama kararlarının çözüme kavuşturulması gerekir. Somut deliller olmadığı halde insanlar hakkında tutuklama kararları verilmektedir. Kişiler hakkında yapılan araştırmalar sonucunda, tutuklamayı haklı çıkartacak hiç bir delil ortaya konulamadığı halde çok sayıda kişinin tutukluluk hali keyfi olarak sürdürülmektedir. Bu durum kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlâli anlamına gelir. Üzerine atılı suça dair hiç bir delil bulunmayan insanların, tutukluluk hallerinin sürdürülmesi; Türk hukukunun temel değerlerine, Anayasada yer alan temel hak ve özgürlüklere, milletlerarası alanda geçerli ortak prensiplere dayanan kurallara, evrensel ilkelere insan hak ve özgürlüklerine aykırıdır. Toplum vicdanını yaralayan bir olay olduğunda yazılı ve görsel medyanın gücü ve baskısı ile savcıların karar değiştirdiğine şahit olmaktayız. Yargı bir karar verirken, yazılı ve görsel medyanın etkisinde kalmadan, toplum vicdanını yaralamadan kararlar vermelidir. Yargı bağımsızlığına gölge düşürmemek için, Hukukun doğru işlemesi gerekir. Bu da Anayasa ve evrensel hukuk kurallarını uygulamakla mümkündür.” Yokuş, yargıya güvenin azalmasının yeniden tesisi için hukuk üstünlüğün olması gerektiğini ifade ederek; “Adalet Mülkün ( Devletin ) Temelidir." Anlayışını kendisine yol olarak seçmiş olan bir milletin, bugün yargıya güveni yok olmuştur. Ülkemizin geleceği için "Hukukun Üstünlüğü" anlayışını yeniden tesis etmek, ülkeyi yönetenlerin boynunun borcudur.”

HABER MERKEZİ

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.