Yanlış referans

Yanlış referans

Ülkenin neslinin ve halkının, batının eğitim sistemi referans alındığı için yorulduğunu dile getiren ÖĞ-DER Konya Şube Başkanı Yavuz Aydın, “Batıda ne var ki yüzümüzü oraya çeviriyoruz. Kendi dinimize baksak bize yeter” dedi

Şuurlu Öğretmenler Derneği Konya Şubesi (ÖĞ-DER) tarafından organize edilen 5. Konya Yerel Eğitim Şurası programı, Konya Ticaret Odası (KTO) Konferans Salonunda düzenlendi. Programa, Konya Öğ-Der Şube Başkanı Yavuz Aydın, Prof.Dr. Abdullah Özbek, Eğitimci Yazar Ramazan Aksoy, Doç.Dr. Yağmur Küçükbezirci, Eğitimci Yazar Hasan Uzun, Oturum Başkanı Eğitimci Yazar Mehmet Çorak ve Eğitimci Yazar Kamil Özer, çok sayıda öğretmen ve davetli katıldı. 2 oturumdan oluşan programın ilk oturumunda Toplumsal Yapımızda Aile ve Eğitimin Rolü konusu işlendi. 2. Oturumda ise Dizi ve Filmlerdeki Rol Modellerin Çevreye Etkileri ele alındı.

BATININ DEĞERLERİ ÜSTÜN KILINIYOR

Programın açılış konuşmasını yapan ÖĞ-DER Konya Şube Başkanı Yavuz Aydın şunları söyledi:
“Neden böyle bir şuraya ihtiyaç duyuyoruz? Biz yıllardır portatif eğitimle batıyı örnek alarak, batının modellerini taşıyarak batının değerlerini, üstün değerler olarak alıp geldik, neslimizi nefsimizi ve bütün halkımızı bunlarla yorduk. Okullar bizim öğretmenlerimiz bizim araç ve gereçlerimiz bizim öğrencilerimiz ve yavrularımız bizim ama bunların en önemlisi Cenab-ı Hakkın insanı sorguya çekeceği, soracağı zihinsel yapısını hayal dünyasını aklını zihnini nesi varsa batının değerleriyle hem dünya hem ahiret mutluğunu yıllardır vermeye çalıştık. Rahmetli Necmettin Erbakan hocamızın da dediği gibi öğretmenlik kutsi, çok öncü, çok değerli bir meslektir ama sorumluluğu da yüksek derecededir. Ne var batıda? Her şey dinimizde mevcut.”

EN KÖTÜ YANLIŞ DOĞRUYA YAKIN OLAN YANLIŞTIR

Programın ilk oturumunda Aile ve Eğitim ilişkisi, toplumların dönüşümünde aile ve toplum olumsuzlukları dile getiren Prof.Dr. Abdullah Özbek, “ Aile kelime anlamı itiberi ile sığınacak yerdir. İnsanoğlunun korunmaya ihtiyacı var bütün hayvanların korunakları var kiminin yer altında kiminin yer üstünde. Çocuklarımıza yeryüzünün gözlemini, yaratılış yasalarını öğretmemiz gerek, iyi öğretmeliyiz. Düştüğümüz zaman bir yerimizin acıması yaratılış yasası, suyun buhar olması güneşin gücü. Cenab-ı Hakkın yarattığı nimetleri çocuklarımıza göstermemiz, görmeleri gerek. Sebep- Sonuç ilişkisi büyük bir kanundur. Bu kanunun çocuklarımıza öğrettiğimiz zaman neden batıya muhtaç olduk neden bu kadar tüketiciyiz demeyiz. Reklamlarda insanlığı ele almış durumda kime sorsak reklam yapmadan yaşayamayız diyorlar. Birde bugünlerde aile konularına çok fazla girmeyin diyorlar. Gdo’lu ürünleri aile ile bağdaştırıyorlar ne alakası var. Aile ve soyumuz nereye gidiyor. Hz. Peygamber(s.a.v) Efendimiz “Soyumuzun nereye gittiği önemli ama soyla övünülmez” diyor. Aile kavramı nasıl çözümlenir; Hayatta her şey çifttir. Güzel ve çirkin gibi, bu hayatın yasasını çocuklarımızın görmesi lazım. Artı ve eksi yan yana gelmezse ampul yanmıyor, ama bunlar artı gibi artı eksi gibi eksi olacak” şeklinde konuştu. Eğitimci-Yazar Ramazan Aksoy ise şunları söyledi: “Zorlayarak ahlağı öğretmek pek mümkün değil, bir müddet sonra işin boyası ortaya çıkar. Ahlakın önemli olan tutum davranış olarak kendini iyi ortaya çıkan bilecek şekilde olmasıdır. Değerler eğitimi altında ahlak eğitimi günümüzde çok kullanılıyor aslında bütününe baktığımız zaman çok büyük oranda irade eğitimi. İnsan kendi seçimlerini yaparken kendi idaresiyle yapar. İrade eğitimi kendiliginden bir müddet sonra doğal olarak ahlak eğitimine dönüyor. Seçme yönünde iyi ve kötüyü, doğruyu ve yanlışı güzel ve çirkini, faydayı ve zararı, adalet ve zulmü tercih edebiliyor. En kötü yanlış doğruya yakın olan yanlıştır.”

DİZİLERİN OLUMSUZ ETKİSİ ÇOK FAZLA

2. oturumda dizi, film rol modellerinin çevreye etkisi konusuna değinen Doç.Dr. Yağmur Küçükbezirci ise , toplumun geleceğini çocukların belirleyeceğini ama televizyonun bunun önüne geçtiğinin altını çizdi. Dizi ve filmlerin gençler üzerinde büyük etkiler oluşturduğunu kaydeden Küçükbezirci, “Bazı diziler de toplumumuzu farklı etkiliyor. Ensest ilişkilerin gerçekleştirdiği diziler. Bu dizilerde aileler birbirlerinden boşanıp, boşandıktan sonra birisi diğerinin eşiyle diğeri de, diğer kişinin eşiyle evleniyor ve televizyonlar topluma bunu normal bir şeymiş gibi yansıtıyor. Milli değerlerimizi de etkileyen televizyonlardır” şeklinde konuştu.

DİNİN ÖNÜNE GEÇEN DURUMLAR VAR

Televizyon ve medyanın dinimizin önüne bile geçtiğini söyleyen Eğitimci Yazar Hasan Uzun da şöyle konuştu: “Ne din, ne sanat. Televizyonun yerine geçemiyor. Bunların hiç biri televizyon kadar etkili olamıyor. Sen olsan bari şarkı çıkmıştı Youtube’de 2 ayda 220 milyon defa izlendi. Bunun televizyon izlenme sayısıda var. Toplam 500 milyon defa izlendi diyebiliriz. Türkiye genelinde 80 milyon insan yaşıyor. Okuma yazma bilen 65-70 milyon insan var. Kura'n-ı Kerim acaba 2 ayda 500 milyon defa açmışmıyızdır. Açdıysak Maide suresini 500 milyon defa okumuşmuyuzdur. Dinin önüne geçen bir durum var. Televizyon bir büyücü . Bir büyülü kutudur. İnsanlar çizgi filmlerde her şey bir anda donuyor, sessiz hareketsiz kalıyor. Çocuklar doğarken daha 2-3 aylık iken kendilerince televizyon izleyebiliyorlar. Fakat batı ülkelerinde 3 yaşından küçük çocukların televizyon izlemesi yasaklandı. Bunun sebebi 3 yaşından küçük çocukların beyninin sürekli akan görselleri yetişmemesi. Zeka gerilenmesine sebep olması tespit edildi. Biz ne yapıyoruz hadi bakalım yemeğini ye, eğer yemez ise video açarak dikkatini çekmeye çalışılıyor. Bir yandan başka gıdalar veriliyor. Televizyon ve internet vasıtasıyla, çocuğun zihnine göndermiş oluyoruz. Televizyon ne konuşacağımızı ve ne düşüneceğimizi belirliyor. Bizim asıl gündemimiz Kur'an ve sünnet olmalı. Bütün olaylara bu çerçeveden bakmamız gerekiyor. Televizyon belli bir gündemi ortaya atarken asıl gündemleri arka plana atmıyor mu?”

ÇAĞRI MEREDOV-HÜSEYİN BOSTAN

 

4-1_880x440-005.jpg

4-2_880x440-007.jpg

4-3_880x440-006.jpg

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.