'Uyuşturucu Operasyonu Yapmak, Pkk İle Mücadele Etmek Suçsa Bu Suçu İşledim'

'Uyuşturucu Operasyonu Yapmak, Pkk İle Mücadele Etmek Suçsa Bu Suçu İşledim'

Gazete kupürlerini ihbar kabul eden İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın emniyet mensuplarına yönelik operasyonunda hakkında arama kararı çıkarılanlar arasında bulunan eski İzmir KOM Şube Müdürü Taner Aydın, avukatlarıyla birlikte emniyete...

Gazete kupürlerini ihbar kabul eden İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın emniyet mensuplarına yönelik operasyonunda hakkında arama kararı çıkarılanlar arasında bulunan eski İzmir KOM Şube Müdürü Taner Aydın, avukatlarıyla birlikte emniyete gitti. Aydın, teslim olmadan önce basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Uyuşturucu operasyonu yapmak suçsa, PKK ile mücadele etmek suçsa ben bu suçu işledim. Bunların bombalarını yakaladım, teröristleri yakaladım. Hakkari'de ben iki yıl görev yaptım. Benden önce Hakkari'de kırsala beş tane katılım yakalanırken ben 400 tane çocuğun kırsala katılımını önledim. Eğer bu suçsa ben bu suçu işledim." dedi. Aydın'ın teslim olmasıyla birlikte operasyon kapsamında hakkında arama kararı bulunan üç emniyet mensubu kaldı.

7 Ocak tarihinde, eski Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın bacanağı C.H.'nin de şüphelileri arasında bulunduğu, limanda rüşvet ve yolsuzluk operasyonunda görev alan polislerden olan eski KOM Şube Müdürü Taner Aydın, hakkında yakalama kararı bulunduğu dinleme operasyonuyla ilgili emniyete giderek teslim oldu. Emniyete girmeden önce basın mensuplarına konuşan Aydın, meslek geçmişi hakkında bilgi verdi. 1996 yılında İstanbul'da göreve başladığını, 10 yıl istihbaratta çalıştıktan sonra gönüllü olarak Hakkari'ye gittiğini, iki yıl istihbarat müdürlüğü yaptıktan sonra 2010 yılında İzmir'e istihbarat müdür yardımcısı olarak atandığını belirten Aydın, "2013 yılında istihbahattan ayrılarak kaçakçılık birimine verildim. 17 Aralık'tan sonra müdürlerimiz görevden alındı. 7 Ocak günü liman yolsuzluk operasyonu yapıldıktan sonra öğle saatlerinde görevden alındım. Müdüriyet emrine çektiler, iki ay herhangi bir görev vermediler, oradan polis okuluna sürgün olarak gönderdiler. Ben bunu sürgün olarak görmüyorum, bu görevdir. Orada bir ay çalıştım, daha sonra çok basit mevzudan açığa alındım, dört aydır açıktayım." dedi. Son operasyon kapsamında hakkında yakalama kararı çıkarıldığını öğrenerek emniyete geldiğini ifade eden Aydın, kaçmasını gerektiren bir durumun olmadığını, Türkiye Cumhuriyeti kanunları ve mahkemelerin vermiş olduğu kararlara uygun hareket ettiklerini söyledi. Aydın, "O yüzden burada suç oluşacak bir durum olmadığını bildiğimizden, hattâ ola ki bir suç işlesek bile biz bu devletten kaçmayız, her zaman gelir devletimize teslim oluruz, çünkü biz devletimize, hukuka güveniyoruz. Her ne kadar şu anda yaşanan süreç hukuki olmasa da yine de devletimize güveniyoruz. Hukuk topal da kör de olabilir ama sonuçta doğruyu bulacaktır." şeklinde konuştu.

'İSTİHBARAT BELGELERİ DEVLETİN NAMUSUDUR'

Hakkında yakalama kararının çıkarıldığı operasyonla ilgili de bilgi veren Aydın, şunları söyledi: "Mart ayında Star Gazetesi'nde bir telefon dinleme listesi yayımlandı. Bu liste gazetecilik açısından başarıdır, gazetecilere diyecek bir şey yok ancak bu liste, İstihbarat Daire Başkanlığı'nın yaptığı çalışmalarda denetleme raporlarından çıkmış bir listedir, birebir kopyasıdır. Bunun basında başka bir yerde çıkması, TCK 258. maddeye göre suçtur. Bu konuda defaatle suç duyusunda bulunmamıza, müfettişlere belirtmemize rağmen her ne hikmetse buradaki her şey doğru kabul edilerek birçok polis suçlu ilan edilmesine rağmen bu belgenin yayımlanmış olmasından dolayı henüz bir dava açılmış değil, kimse suçlanmıyor. Müfettişlerimize ben bu konuda bu evrakların yayınlanmasıyla ilgili kimlerin yapabileceğiyle ilgili bilgiler verdim. Bu kurumun başındaki insan, bu belgeleri korumakla görevli insan İstihbarat Daire Başkanımız'dır. Eğer o belgeyi korumuyorsa, istihbarat belgeleri devletin namusudur, biz namusumuzu korumak zorundayız."

Bu belgeler yayımlandıktan sonra haberlerin yapıldığını, son bir aydır Twitter adreslerinde, internet adreslerinde gözaltına alınacağı, tutuklanacağı şeklinde yazılar yazıldığını söyleyen Taner Aydın, bunların hepsinin bir algı operasyonu olduğunu çok net şekilde gösterdiğini belirtti. Bu operasyon olmadan önce bir gazetede operasyon olacağı, üçüncü dalgada gözaltına alınacakların olacağı yazıldığına dikkat çeken Aydın, "Görülüyor ki bir algı operasyonu yapılmak isteniyor ki başından haber yapılıyor. Siz hiç polis operasyonlarını bir iki ay önceden medyada dinlediniz mi? Bunlar örnek operasyonlardır. Polis akademisi, hukuk fakültelerinde önümüzdeki dönemde bir operasyon nasıl yapılmaz, hukuk nasıl ayaklar altına alınmaz, bunları insanlar ileride buradan göreceklerdir." şeklinde konuştu. Yapılan operasyonda çarpık durumlar olduğunu dikkat çeken Aydın, "Mesela o listelerde görev almış personelin listesi çıkartılıyor, bunlardan bir kısmı benim de içinde olduğum bir kısmı örgüt kurmak, örgüte üye olmak, yönetmekle suçlanırken bir kısmına hiçbir işlem yapılmıyor. Burada bir çarpıklık var. İşlediğimizin suç olmadığını biliyorum, suç olsaydı diğerlerini de kayıramazlardı. Oradaki listeden isimler çıkarılabiliyorsa demek ki ortada suç yok. İsimlerimizin önceden belirlendiğini ben bariz bir şekilde görüyorum. 2013 yılının yaz aylarından itibaren kimlerin görevden alınacağı, yerlerine kimlerin geleceği belirlenmişti, 17 Aralık'ı, 7 Ocak'ı fırsat bilip bu değişiklikleri yapıyorlar. Haklarıdır yapsınlar, sonuçta devletin görevlisiyiz, nerede görev verirlerde orada görev yapacağız ancak insanları suçlamak için özel bir gayret gösterip onun yaptığı tüm operasyonları inceleyip hiçbir şey bulamamalarına rağmen çok basit idari mevzulardan insanları casuslukla, örgütle suçlamak çok ayıp şeydir, hukuka sığmaz." şeklinde konuştu.

'BENİMLE AYNI İŞLEMİ YAPAN MÜDÜR İZNE AYRILDI'

Geçen hafta İzmir Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde operasyonu yapan Savcı Okan Batu, Terör Şube Müdürü Fatih Çankaya ve İstihbarat Şube Müdürü Kudret Dikmen'in bir toplantı yaptığını hatırlatan Aydın, "Bu toplantıda normalde Kudret Dikmen, benim ve arkadaşlarımızın pozisyonu aynıyken akşam Kudret Dikmen izne ayrılıp ilimizden ayrıldı. Benimle aynı işlemi yapmış olan birisine savcı bey ne dedi de bu insan izne ayrıldı? Ben hukuka nasıl güveneceğim? Böyle bir şeyin olmaması lazım, eğer bir suç varsa, hep beraber yapmışsak o da buraya gelsin ya da biz de gelmeyelim." dedi.

'İÇERİDEKİ KAHRAMANLAR UYUŞTURUCU VE TERÖRLE MÜCADELE EDENLERDİR'

Dosyayı inceledikten sonra her zaman içinde olmaktan gurur duyduğu emniyet teşkilatından ilk defa dün utandığını dile getiren Aydın, "Mahkeme kararı alarak uyuşturucu kaçakçılarını, terör örgütlerini dinledik. Niye? Bir çocuk sokakta uyuşturucudan ölmesin diye dinledik. Biz teröre operasyon yaptık. Ne yaptık? Bir bomba yüklü aracı patlamasın diye çalıştık, bulduk, patlamasını önledik. Belki bunlar bilinmiyor. Benim arkadaşlarım iki sene dağ başında yattı, terörist geçecek diye bunları yakalamaya çalıştı. Uyuşturucu için günlerce Afyon, Yalova yollarında yattılar, bir çocuk zehirlenmesin diye çalıştılar. İçerideki kahramanlar bunlardır, yaptıkları hiçbir hukuksuzluk yoktur. İllegal dinleme diyorlar, illegal dinleme, mahkeme kararı olmadan yapılan dinleme illegal dinlemedir. Emniyet teşkilatında şu anki sistemde kimse illegal dinleme yapamaz. TİB denenen bir kuruluş var, bu kuruluşa mahkemeden aldığımız kararı göndeririz, onlar hukuka uygunsa işleme koyarlar. Bugün Türkiye'de yargı bağımsızlığı ayaklar altına alınmıştır. Neden? Mahkemenin verdiği kararı polis müfettişi sorgulayabiliyor. Bu çok vahim bir durumdur. Polis müfettişleri bir hakimle ilgili, HSYK'nın görevi olmasına rağmen 10 tane hakimi çağırıp ifadesini alabiliyor. Böyle bir hukuk devleti olabilir mi? Biz bugün hakimleri, görevini yapmış polisleri sorguluyoruz." dedi.

'İSTİHBARAT ÖNLEME YAPSAYDI DİYARBAKIR'A O HEYKEL DİKİLMEZDİ'

17 Aralık'ta öyle ya da böyle Türk insanının, milletinin ceplerinden, cüzdanlarından paralarının çalındığını, 17 Aralık'tan sonra ise insanların inançları, imanları, vicdanlarının çalındığını belirten Aydın, "Geldiğimiz noktada dün Van'da bir teğmenimiz, Lice'de bir uzman çavuşumuz şehit oldu. Niye şehit oldu bu insanlar? Bir sürü mayınlama eylemleri var, bunları niye görmüyoruz? Bir heykel dikiliyor bir teröristin, sonra da yıkılıyor, olaylar oluyor. İstihbarat bu işe yarar. Bu heykel bir günde gelip dikilmedi, belki aylarca altyapı çalışması vardır. İstihbarat, önleme çalışması yapar, bu heykelin oraya dileceğini bulur, o heykeli oraya diktirmez. Bayrağımızın indirileceğini tahmin eder, bununla ilgili çalışma yapar, o bayrağı indirtmez. Bayrak indikten sonra, devletin yolu kapandıktan sonra, oraya heykel dikildikten sonra sizin devlet olma vasfınız sorgulanmaya başlar." diye konuştu.

'ŞEHİTLERİMİZİN AİLELERİNDEN, BONZAİDEN ÖLENLERİN YAKINLARIN ÖZÜR DİLİYORUM'

Diyarbakır'da ve Lice'de şehit olanlara Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır dileyen Aydın, şehit ailelerinden de özür diledi. Aydın, şöyle devam etti: "Biz daha fazla çalışıp bu insanların şehit olmasını engelleyebilirdik. Sokakta bonzaiden ölenlerin ailerinden özür diliyorum. Daha fazla çalışıp bunu önleyebilirdik. Onun dışında hırsızlardan polisler hiçbir zaman özür dilemezler. Bugün polise hırsızdan özür mantığı, yarın teröristten de özür diletecektir. Ben yaptığım hiçbir işten pişman değilim. Edirne'den çıktığım kadar temizim. Metris'te vatan evlatları bugün cezaevinde yatıyor, İran ajanlarını yakaladıkları için, yolsuzluklara dur dedikleri için. Eğer yolsuzluklara dur dediğimiz için, terörle mücadele ettiğimiz için yatacaksak burada yatarız, biz bu devlet için canımızı vermeyi baştan kabul etmişiz. Cezaevinde yatmak nedir ki? Gider yatarız."

Konuşmasının ardından yürüyerek emniyete giren Aydın, sorulara cevap vereceğini belirterek, "Ülkemize inşallah daha güzel günler gelecektir, bu hukuksuzluklar sona erecektir. 30 yıl önce darbe yapan insanlar, bugün hasta yataklarında kameralarla ifade veriyorsa bugün bu hukuksuzlukları yapanlar, gizli darbe işlemleri yapanlar da gün gelir hukuk karşısında ifade verirler, kendilerini savunurlar diye düşünüyorum." diyerek teslim oldu. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.