Üreticide can kalmadı!

Köylülerin topraklarını endüstriyel şirketlere kiraladığını, küçük ve orta ölçekli üreticinin de elinde ürününün olmadığını belirten Adnan Pirinç, "Dünyada olduğu gibi Türkiye'de de bu yıl üretim az. Bir de rekolte düşük. Geçen yıl 100 kilo ürün veren ağaç bu yıl 10 kilo veriyor" dedi

Sebze ve meyve fiyatları cep yakıyor. Vatandaşın evdeki hesabı çarşıya ve pazara uymuyor. Neredeyse çoğu üründe geçmiş yıllara oranla ciddi fiyat farkları oluşuyor. Pazarların en pahalı ürünleri arasında patates, soğan ve limon yer alıyor. "Pazar daha ucuz olur" anlayışı ise bu yıl kabul görmüyor. Market fiyatları ile pazar fiyatları hemen hemen aynı oranlarda yer alıyor. Patatesin kilogram fiyatı 4 TL'ye kadar yükseldi. Soğanın kilogram fiyatı kalitesine göre 2,85 liradan başlayıp, 4 TL'ye kadar çıkıyor. Limon 6,75'ten, kıl biber 5 TL'den, acı biber 8 liradan, köy biberi 3,75 TL'den, domates kalitesine göre 3 ile 4,95  lira arasından, armut 4,95, nar 5,95, ayva 4,25 liradan satışa sunuluyor. Kiraz fiyatlarında da düşüş gözlemleniyor. Geçen hafta kilogram fiyatı 6 liraya satılan kiraz bu hafta pazarlarda kalitesine göre 3-4 liraya satılıyor. Üstelik semt pazarlarında elma bulma konusunda da sıkıntılar yaşanıyor.

KÖYLÜLER TOPRAĞINI KİRAYA VERDİ

Pazarın harareti, fiyatların ise yüksekliği ile ilgili açıklamalarda bulunan Konya Sebze ve Meyve Komisyoncuları Derneği Başkanı Adnan Pirinç, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de üretimin geçen yıla oranla azaldığını ve ciddi rekolte kayıplarının yaşandığını söyledi. Küçük ve orta ölçekli üreticilerin bu yıl yeterince üretim yapamadığını hatırlatan Başkan Pirinç, endüstriyel şirketlerin toprakları köylülerden kiraladığını ve üretimi kendilerinin gerçekleştirdiğini dile getirdi. Tekelleşmeye benzer bir üretim sisteminin ortaya çıktığını aktaran Pirinç, "Üretimin büyük firmaların kontrolünde olması, iç piyasayı daralttı. Küçük ve orta ölçekli çiftçinin elinde ürünü yok. Avrupayı bu konuda örnek alamadık. Tüketime yön veren mega hâllerin oluşturulması lazım. Konu ile ilgili isteğimizi defalarca dile getirdik. Hatta konu ile ilgili pilot şehrin Konya olmasını da talep ettik. Bakanlık girişimlerde bulundu bir türlü düğmeye basılamadı. Türkiye'deki 200 hâli topla, Paris'teki bir hâl etmez. Tüketicinin ne istediğini bilmek lazım" şeklinde konuştu.

KÜÇÜK ÜRETİCİNİN CANI ÇIKTI

"Küçük ve orta ölçekli üretici küstürülüyor mu?" sorusunu da yanıtlayan Pirinç, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Üreticiler küstürülmekten de öte bir durum yaşıyor. Küçük üreticinin canı çıktı. Mecalleri kalmadı ki üretim yapsınlar. Ortada bir sistem yanlışlığı var. Zamanında tarım alanları bölündü, yanlış adım dedik. Aradan zaman geçti bu projeden vazgeçtiler, geç kalındı. Üretilenin paraya çevrilmesi gerekiyor. Bu şartlarda, hâllerin modern olmadığı bir süreçte küçük ve orta ölçekli üretici, yetiştirdiği ürününü nerede satacak? Limonda bir çürüme var. Fiyatı sürekli artıyor, sebebi bilinmiyor. Köylünün zarar etmemesi lazım. Barkod uygulama sistemi gündeme geldi, çok güzel bir uygulama ve sonuna kadar da destekliyoruz. Fakat şuanki hâllerde bu sistemi uygulamak imkânsız. Bizim hâllerimiz fiziki ömrünü tamamlamış. Bu sistem için gerekli alt yapıyı da kaldırmaz. Geçiş dönemindeyiz. Sera mallarının yerini tarla ürünleri alacak.  1 hafta 10 gün fiyatlar bu aralıklarda yükselir daha sonra düşer."

EMRE ÖZGÜL