Türkmendağı'nda "ABD-Rus anlaşması" iddiası

Türkmendağı'nda "ABD-Rus anlaşması" iddiası

Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün: "Suriye'deki belirli bölgeler, paylaşılmış gibi görünüyor."

Stratejik Düşünce Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün, "Suriye'deki belirli bölgeler, paylaşılmış gibi görünüyor. Bunların içerisinde Türkiye'nin hemen yakın sınırındaki Doğu Akdeniz Bölgesi, Esed ve Rusların kontrolüne bırakılmak isteniyor. Demek ki burada Rusya ve ABD arasında bir anlaşma var" dedi.

Prof. Dr. Akgün, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Suriye'nin Lazkiye kentinin kuzeydoğusunda bulunan Bayırbucak bölgesinde Türkmenlerin aylardır direndiğini anımsattı.

Türkmenlerin yaşadığı bölgenin Türkmendağı adıyla anıldığına dikkati çeken Akgün, buranın Şam ve Lazkiye'ye hakim noktada bulunduğuna işaret etti.

Akgün, stratejik olarak Türkmendağı'na hakim olunamadığında, Rusya'nın Lazkiye'deki deniz ve hava üslerine karşı bölgenin korunamayacağını ifade ederek "Son aylarda Esed ve Rus güçlerince o bölgenin yoğun saldırı altında tutulmasının ve acımasızca silah kullanılmasının ardında Akdeniz'e yakın bölgelerin sorunsuz şekilde Esed'e teslim edilmesi amacı yatıyor" diye konuştu.

- "Sünni Arap dünyası ile Türkiye'nin bağları kesilmeye çalışılıyor"

Türkmenlerin, Selçuklu ve Osmanlı döneminden itibaren bölgede varlığını sürdürdüğüne dikkati çeken Akgün, şöyle devam etti:

"Haçlı seferlerine karşı savaşmak üzere gelen Türkmenler, bin yıldır o bölgede yaşıyor. Türkmendağı, bu anlamda tarihsel ve stratejik olarak önemli bir yerdir. Sembolik bir anlam da taşıyor. Türkmendağı, maalesef düşme aşamasına gelmiştir. Buradaki sorun, Türkiye'nin sözde müttefiki Amerika gibi Batı dünyasının Özgür Suriye Ordusu içerisindeki Türkmenlere yardım etmemesidir. Suriye'deki belirli bölgeler, paylaşılmış gibi görünüyor. Bunların içerisinde Türkiye'nin hemen yakın sınırındaki Doğu Akdeniz Bölgesi, Esed ve Rusların kontrolüne bırakılmak isteniyor. Demek ki burada Rusya ve ABD arasında bir anlaşma var. Diğer bölgeler de PYD üzerinden kontrol edilmek isteniyor. Böylece Suriye'nin geleceğinde, Sünni Arap dünyası ile Türkiye'nin bağları kesilmeye çalışılıyor."

- "Türkiye'nin yaptıkları yıllar sonra anlaşılacak"

Akgün, Türkiye'nin Türkmenleri korumak için büyük çaba sarf ettiğini vurgulayarak "Türkiye, Rusya gibi ticari ortaklığımızın olduğu bir ülkeyle bile ilişkilerini bozmayı riske ederek orayı korumaya çalıştı ama maalesef buna gücümüz yetmedi. İnsani olarak oradaki Türkmenlerin Türkiye'ye sığınması ve bunların barınması bizim tarihsel vazifemizdir. Maalesef, bu kadar büyük güçlerin abandığı bir yerde Türkiye olarak oradaki kardeşlerimizi koruyamadık. Bizi aşan bir durumdu" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin üzerine düşen insani duyarlılığı fazlasıyla gösterdiğini dile getiren Akgün, şunları söyledi:

"Rusya, İran ve ABD'nin bütün gücüyle geldiği noktada Türkiye'nin yapabileceği, oradaki gruplara insani olarak yardımlar yapmaktır. Türkiye'nin ne yaptığı uzun dönemde, yıllar sonra çok daha iyi anlaşılacaktır. İnsani yardımlarını sonuna kadar yapmıştır. Bugün, Türkiye'de 2,5 milyon Suriyeli yaşamaktadır. Bundan da kimse rahatsız değil. Güvenlik sorunu da yok. Neredeyse 21. yüzyılın ensar-muhacir ilişkisi içerisinde kardeşçe, bir arada yaşıyoruz. Bu, Türkiye adına tarihte yer alacak şeref sahifesidir. Önümüzdeki yıllarda Suriye'de kim iktidara gelirse gelsin şunu görecektir, bu savaş sürecinde Türkiye'nin gösterdiği insani duyarlılıkla Suriyelilerin kalpleri, gönülleri kazanılmıştır. Kim gelirse gelsin, Suriye ile Türkiye arasındaki bağlar, inanılmaz derecede güçlenmiştir. Yaklaşık 100 yıldır kopuk olan bağlar yeniden kurulmuştur. Sadece Türkiye'de doğan 100 bine yakın bebek var. 800 bine yakın okul çağındaki çocuk Türkçe biliyor. Yarın ülkelerine dönseler bile Anadolu ile Şam arasında derin bağlar olacaktır. Uzun dönemde verimli işler çıkacaktır. Yapmamız gereken, sivillere sahip çıkmak ve onları zalim Esed rejiminin elinden kurtarmaktır. Yapabileceğimizin maksimumunu yaptık. Rusya'nın uçağını düşürmek dahil, oradaki sivil Türkmen halkın daha fazla zulüm görmesini engellemek için alabileceğimiz en önemli riskleri aldığımıza inanıyorum. Tarih, bunu böyle yazacak."

- Cenevre görüşmeleri

Akgün, Suriye'deki krize siyasi çözüm bulmak amacıyla Birleşmiş Milletler öncülüğünde İsviçre'nin Cenevre kentindeki görüşmelere PYD'nin davet edilmemesinin en önemli nedenin Türkiye'nin karşı çıkması olduğunu belirtti.

Suriye'deki ılımlı muhalefetin de PYD'nin davet edilmemesinde etkili olduğunu aktaran Akgün, şunları kaydetti:

"Türkiye'nin burada karşı çıktığı şey, Kürtlerin Suriye'nin gelecek rejiminde temsil edilmesi değildir. Kürtler, Suriye toplumunun bir parçasıdır. Onlar, çoğulcu, demokratik bir Suriye'de mutlaka yerlerini almalıdır. Esed gibi bir zalimle işbirliği yapan PYD gibi terör örgütünün haksız yere yeni oluşumda aşırı bir rol verilmesi, tarihe ve o insani mücadeleye haksızlık olurdu."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.