Türkiye'ye gıpta ile bakıyorlar

Türkiye'ye gıpta ile bakıyorlar

30 yıldan fazla bir süredir Danimarka'da yaşayan Kasım Özcan, Avrupa'ya göç eden birinci kuşağın gurbeti vatan olarak kabul etmediğini, Türkiye'ye geri dönmek için can attığını söyledi

KERİM ATICI-RÖPORTAJ

 

YENİ NESİL DEĞERLERİ UNUTUYOR

1955 yılında Konya'da doğan ve 1980 darbesinin hemen ardından Avrupa'ya göç eden Meteoroloji Uzmanı Kasım Özcan, gurbetçilerin göç hikayesini ve yaşadıkları sıkıntıları gazetemize anlattı. Avrupa'ya gelen birinci kuşağın gurbeti vatan olarak kabul etmediğini belirten Özcan, "Birinci kuşak ana dilini ve kültürlerini terk etmez iken, üçüncü kuşak ne doğru dürüst ana dilini konuşabiliyor ne de büyüklerinin yaşatmaya çalıştığı dini ve kültürel değerleri tanıyor.

BUGÜN GÜÇLÜ BİR TÜRKİYE VAR

"Dün, köhne bir Türkiye vardı, bugün ise güçlü bir Türkiye var" diyen Özcan, "Geçmişte Türkiye'nin önü kapalıydı. Ülkede bol yasaklar vardı. Bölgede ve dünyada pek dikkate alınmayan bir ülke vardı. Türkiye hızla prangalarından kurtuluyor. Gurbetçiler bunu net bir şekilde görüyor. Değişim ve dönüşüm bizi mutlu ediyor" dedi. Kesin dönüş yapmayı düşündüğünü de belirten Özcan, "Avrupa'nın bugün Türkiye'ye gıpta ile baktığını da belirtti.

21-1.20140908100532.jpg

**Türkiye'den Avrupa'ya ilk göçler ne zaman başladı?

-Gurbetçilerin Avrupa macerası Almanya ile Türkiye arasında 1961 yılında imzalanan işçi alım anlaşması ile başladı. Başlangıçta para biriktirip en kısa sürede dönme niyeti ile yola çıkanlar, dönüşün hiç de kolay olmadığını kısa zamanda fark ettiler. İşçi alımı 1970'te durdurulduktan sonra işçiler ailelerini istek yöntemi ile yanlarına aldırdı. Avrupa ülkeleri daha önce konuk işçi olarak kabul ettikleri gurbetçilerin geçici olmayıp kalıcı olduklarına kanaat getirmiş, onları sosyal güvenlik kapsamına almış, onlara sağlık, sosyal, doğum ve çocuk yardımı gibi yeni haklar tanımıştır.

**Göçün nedenleri neydi?

-Gurbetçiler Avrupa'ya tamamen ekonomik nedenlerden göç etti. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra hızlı bir kalkınma sürecine giren Batı Avrupa ülkeleri büyük bir işgücüne ihtiyaç duydular. Bunu duyan çoğu işsiz özellikle kırsal kesimden gelen gurbetçiler Avrupa'nın çeşitli ülkelerine adeta akın ettiler. Kırsal alanlardaki hızlı nüfus artışı, kırsalda iş imkanlarının kısıtlı olması gurbetçileri göçe zorlayan en önemli nedenler oldu.

DEĞERLER UNUTULUYOR

**Avrupa'ya göç edenler hangi ilk etapta hangi sıkıntıları yaşadı?

-Göç edenler dil bilmediği için büyük sıkıntılar yaşadı. Hiçbiri yabancı dil bilmiyordu. Bunun yanında işbulma ve barınma sorunu da vardı. Daha sonraki yıllarda ise birinci nesil ile onların torunları arasında kuşak çatışması baş gösterdi. Çatışma yaşanıyor. Birinci kuşak gurbeti vatan olarak kabul etmiyor. Halbuki onların torunları için vatan, artık yaşadıkları ülkelerdir. Birinci kuşak asla ana dillerini ve kültürlerini terk etmez iken, üçüncü kuşak ne doğru dürüst ana dilini konuşabiliyor ne de büyüklerinin yaşatmaya çalıştığı dini ve kültürel değerleri tanıyor. Gurbet çok zor. Bunu kelimelerle anlatmak da çok zor. Doğup büyüdüğünüz topraklardan, sevdiklerinizden kopuyorsuzunuz, dilini ve kültürünü bilmediğiniz bir ülkede yaşamınızı sürdürüyorsunuz. Bu kolay olur mu hiç. Kuşu altın kafese koymuşlar yine de ah vatanım ah vatanım demiş. Bizimki de o hesap.

21-3.20140908100558.jpg

**Avrupa'nın gurbetçiye bakışı nasıl?

-Avrupa, gurbetçilere ilkin 'misafir işçi' dedi ve misafirperverliği fazlasıyla gösterdi. Avrupa gurbetçiye iş ve ev konusunda yardımcı oldu. Daha sonra ekonomik krizlerle birlikte işsizlik baş gösterdiğinde gurbetçiler krizin sorumlusu olarak gösterildi. Fatura işçilere kesildi. Bazı ülkelerde ırkçı saldırılarda görüldü.

TÜRKİYE'NİN ÖNÜ AÇILDI

**Sizce Türkiye değişti mi? Dünün Türkiye'si ile bugünün Türkiye'sinin farkı nedir?

-Dünün Türkiye'si köhne bir Türkiye idi. Geçmişte Türkiye'nin önü kapalıydı. Bol yasaklar vardı. Gündem başka ülkeler tarafından belirleniyordu. Güçsüz bir ekonomi vardı. Bölgede ve dünyada pek dikkate alınmayan bir ülke vardı. Şimdi ise belli bir sisteme oturmuş ekonomik yapısı, kalkınması, üretimi ve ihracatıyla gıcır gıcır bir Türkiye var. Son 10 yılda yapılan reformlarla Türkiye demokrasisi de güçlendi. Anlamsız yasaklar kaldırıldı. Türkiye çok daha özgürleşti. Türkiye, ulaşımda, sağlıkta, tarımda ve turizmde büyük atılımlar gerçekleştirdi. Türkiye ileri bir konuma geldi. Türkiye, kangrenleşen sorunlarını da çözmek istiyor. Türkiye hızla prangalarından kurtuluyor. Gurbetçiler bunu net bir şekilde görüyor. Değişim ve dönüşüm bizi mutlu ediyor.

DÖNÜŞ YAPANLARIN SAYISI ARTIYOR

**Bugün Türkiye'ye kesin dönüş yapmak isteyen var mı?

-Evet. Türkiye'ye dönmek isteyenler var. Bunların sayıları her geçen gün artıyor. Türkiye'deki kalkınma kesin dönüşleri artırıyor.

**Avrupalı Türkiye'ye nasıl bakıyor?

-Avrupalı bugünün Türkiye'sine gıpta ile bakıyor. Türkiye'yi kıskanıyorlar. Türkiye'nin son yıllarda yakaladığı ekonomik büyüme ve kalkınma trendini büyük bir takdirle izliyorlar.

**Gurbetçiler neden İskandinavya ülkelerini tercih etti?

-Gurbetçilerin büyük bir çoğunluğu İskandinavya ülkelerine tercihlerinden dolayı göç etmedi. Kendilerini bir bakıma tesadüfen burada buldular. Bu ülkelerde iş imkanlarının olduğunu gördüler ve buraya yerleşmeye başladılar. Yoksa İskandinav ülkelerinin demokrasisi daha ileri ya da bu ülkelerde sosyal haklar daha fazla olduğundan dolayı tercih etmediler. Çünkü gelenlerin çoğu (ilk nesil) demokrasiden ve sosyal haklardan haberdar değildi.

TÜRKİYE'YE DÖNMEK İSTİYORUM

**Uzun süredir Danimarka'da yaşıyorsunuz? Türkiye'ye kesin dönüş yapmayı düşünüyor musunuz?

-Eğer 10 sene önceki Türkiye olsaydı kesin dönüşü kesinlikle düşünmezdim. Bugün kesin dönüş yapmayı ciddi bir şekilde düşünüyorum. Bugünkü Türkiye'ye geri dönme ümidi ve beklentisi gürbetçiler arasında hızla artıyor. Her yıl geri dönenlerin sayısında artış görülmektedir. Önümüzdeki yıllarda dönenler arasında bende olabilirim. Benimle birlikte yani 1980'den sonra gelenler daha çok siyasi ve ekonomik nedenlerden dolayı göç etti. Bugün ise Avrupa'ya daha iyi bir yaşam kurmak için geliyorlar.

**Gurbetçiler Avrupa'da kültürünü yaşatabiliyor mu? Gurbetçi dilini ve kültürünü unutuyor mu?

-İlk nesil kültürünü unutmuyor. İlk nesil, bayramlarda, düğünlerde, taziyelerde gelenek ve göreneklerini hala yaşatıyor. Birinci kuşak dilini, dinini, değerlerini elden bırakmıyor. Aynı şeyleri ikinci ve üçüncü kuşak için söylemek mümkün değil. İkinci ve üçüncü kuşak hızla dilini ve değerlerini unutuyor. Geleneklerin yerini başka şeyler alıyor.

21-4.20140908100631.jpg

KASIM ÖZCAN KİMDİR?

1955 yılında Cihanbeyli Kelhasan kasabasında dünyaya gelen Kasım Özcan, ilkokulu Kelhasan'da, ortaokulu Cihanbeyli'de, liseyi de Konya Erkek Lisesi'nde tamamladı. 1980 yılında Ortadoğu Teknik Üniversitesi Meteoroloji Bölümü'nden mezun olan Özcan, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden hemen sonra Danimarka'ya gitti. 1991 yılında ise SHP'den Konya milletvekili adayı olan Özcan, halen Danimarka'da kendi işinde çalışıyor. Özcan, evli ve 4 çocuk babası.

merhabahaber.com

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.