Türkiye'den hiçbir zaman kopmadık

Türkiye'den hiçbir zaman kopmadık

Türkmeneli Sağlık Konseyi Başkanı Aydın Beyatlı, Irak Türkmenlerinin Osmanlı'dan beri Türkiye'ye olan bağımlılığın sürdüğünü ifade etti. Beyatlı, “Irak'taki Türkmenler anavatanını hiçbir zaman unutmadı” dedi.

RÖPORTAJ: BERKHAN PARLAK

AMERİKA'NIN İZLERİ HALEN DURUYOR

Yurt Dışında Yaşayan Iraklı Doktorlar Derneği ve Türkmeneli Sağlık Konseyi Başkanı Op. Dr. Aydın Beyatlı ile Irak'ta yaşayan Türkmenler, Kerkük'ün siyasal durumu ve Türkiye-Irak ilişkileri hakkında konuştuk. Beyatlı, Türkiye'nin ve özellikle Konya'nın 1992 yılından itibaren sürekli yardım eli uzattığını söyledi. Beyatlı, “Irak'ta akan kan maalesef durmuyor. Amerika bölgeden çekilmiştir. Ancak Amerika Irak'ta büyük bir yara açmıştır” dedi.

EL KAİDE İLE PKK İŞBİRLİĞİ İÇİNDE

Irak bölgesinde uzun yıllardır süregelen terör olaylarının arkasında dış güçlerin olduğunu belirten Beyatlı, “PKK, önceki yıllarda bölgedeki amacına ulaşmış, alanını ve gücünü büyütmüştür. PKK yapılanması ile El Kaide'nin stratejik hedefleri birbiri ile uyuşuyor. Dolayısıyla PKK ile El Kadie'nin zaman zaman iş birliği içinde oldukları görülmektedir. Irak'taki iç savaştan en çok Türkmenler etkileniyor. Türkiye'nin desteğine her zaman ihtiyacımız var” diye konuştu.

foto-014.jpg

**2003 yılında Amerika, Irak'ı işgal etti. 2011'in Aralık ayında ise son askerini de Irak'tan çekmişti. Son 11 yılda Irak'ta neler yaşandı?

-2003 yılında Amerika, Irak'ı sözde demokrasi getirmek için işgal etmişti. Aslına bakarsanız Irak halkı da Amerika'ya inanıyordu. O yüzden Amerikan askerleri davul-zurna ile karşılandı. Ancak Amerika amacından sapmış, yıllardır süregelen sömürme politikasına devam etmiştir. Amerika 8 yılda Irak'ta sivil-asker karışık yaklaşık 1.5 milyon insanı öldürdü. Aradan 11 yıl geçmesine rağmen Irak'ta halen kan durmamıştır. Amerika, Irak'ta kan bıraktı, gözyaşı bıraktı. Dile kolay 1.5 milyon insan. Amerika bölgeye girdiği zaman Şii-Sunni, Türk, Kürt, Arap demeden herkese silah doğrultmuştur. Hükümetin desteklediği eli silahlı terör örgütleri Irak'ta istediklerini yapıyorlar. Kürt bölgesinde bir katliam yapıyorlar ve diyorlar ki bu katliamı Türkmenler yaptı. Aynı şekilde Türkmen bölgesinde bir katliam yapıyorlar ve bu katliamı Kürtler yaptı diyorlar. Bölgede bir kardeş kavgası istiyorlar. Böylelikle asırlardır omuz omuza savaşmış, iki halkı birbirine kırdırmaya çalışıyorlar. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkler de Kürtler de bu oyuna gelmemiştir. Bugün Irak'ın genelinde masum Irak halkını öldüren bir El Kaide görüyoruz. Bu terör örgütü hiçbir ayrım gözetmeksizin katliamlar yaparak hedefi saptırmaya çalışıyor. Ancak 2003'ten bu yana bir nebze de olsa Irak halkının rahata kavuştuğunu ve hatrı sayılır bir noktaya gelindiğini söylemek mümkündür.

MALİKİ ÜLKEYE KAOS GETİRİYOR

**Hükümetin el altından bazı terör örgütlerini desteklediğini söylediniz. Peki biraz da Irak'ın devlet yapısına bakarsak, bakanlıklardaki yapılanma nasıl?

-Mevcut hükümet kendi istedikleri adamları devletin kademelerine yerleştiriyor. Kerkük'teki 28 genel müdürlükten sadece 1 tanesi Türkmenlerin elindedir. Geri kalan 27 genel müdürlük Kürtlere verilmiştir. Yani açıkça görülüyor ki Türkmenlere yapılan büyük bir haksızlık vardır. Bu sorun zaman içinde mutlaka çözüme kavuşturulmalıdır. Hükümetin izlediği etnik köken ayrımcılığı hat safhadadır ve gittikçe daha da büyümektedir. Eğer ki bir huzur ortamı yaratılmak isteniliyor ise etnik ayrımcılıktan vazgeçilmesi gerekmektedir. Biz iktidara şu veya bu gelsin demiyoruz. Etnik köken ayrımcılığı yapmadan, bütün Irak halkının huzurunu isteyen bir yönetici istiyoruz. Irak'ın geneline gelecek olursak, iktidar koltuğunda oturan Maliki'nin özellikle Türkmen bölgelerinde ve tüm Irak'ta bir baskı rejimi uyguladığını söyleyebilirim. Bu nedenle de Maliki döneminde KDS arasında çok farklı ve vahim siyasal anlaşmalar yapılmıştır. Sadece yeni hükümet geldiği zaman ortama bir huzur ve barış havası hakim olacaktır. Kürtlere Lübnan'da olduğu gibi Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık Şii'lere tahsis edilmiş. Umut ederiz ki seçimlerden sonra Türkmenler hak ettiği yere gelirler. Yeni kurulan hükümet ile birlikte Türkmenlere meclis başkanlığı, Irak Cuhmurbaşkanı yardımcılığı ve Başbakan yardımcılığına mutlaka Türkmenler getirilmelidir. Türkmenler bu makama geldikten sonra, gerçekten bu makamda adaleti savunarak, Maliki'nin yaptığı gibi etnik köken gözetmeten ülkeyi huzura kavuşturmayı amaçlamaktadır. Maliki'nin nasıl yanlış bir politika izlediğini bakanlıklarda da görebiliriz. Bugün malesef Şii bakanlıktakiler, Şii'cilik yapmaktadır. Bunu kendileri de dile getiriyorlar zaten. Bağdat'daki bazı Kürt grupları da Bağdat'ta etnik ayrımcılık yapmaktadır. Bizim sadece bir tane bakanlığımız var. O da Devlet Bakanlığı'dır.

TÜRKMEN NÜFUSUNU AZALTMAK İSTEDİLER

**Biraz da doğduğunuz yeri, Kerkük'ü ele alalım. Kerkük'te son durum nedir?

-Kerkük'teki Türklerin durumu düne nazaran çok daha farklı konumdadır, diyebiliriz. Kerkük'te Türkmenler'in 30 Nisan'da yapılan seçimlere dört elle sarıldılar. Bu seçim bir sayım olarak görüküyor. Türkmenler'in bölgedeki sayısını ölçme olarak görüldüğü söylenebilir. Türkmenler seçime iki liste ile girdi. Kerkük'ün nüfusunu ele alırsak 2003'te 800 binin üstündeydi. Ancak Kerkük'ün nüfusu bugün 1 milyon 600 bine kadar çıkmıştır. Yani yaklaşık 2 katına çıkmıştır. Diğer bölgelerden Kürt nüfusu getirilerek nüfus iki katına çıkmıştır. Türkmenlerin Kerkük'teki nüfusu 2003'te yüzde 60 civarındaydı. Bugün ise maalesef yüzde 30'lara kadar gerilemiştir. Bu da dışarıdan Kerkük'e getirilen Kürtler ile mümkün oldu. Böylelikle Kerkük'teki demografik yapıyı değiştirme politikaları malesef başarıyı olmuştur, denilebilir. Bu tür haksız yapılan demografik yapı değişikliği ile halkları birbirine kırdırmak ve oradaki Türkmen nüfusunu azaltmak için yapılmıştır.

TÜRKMENLER ANAVATANINI HİÇ UNUTMADI

**Kerkük'teki yaşayan Türkmenlerin Türkiye'ye bakış açısı nasıl? Orada yaşayan Türkmenlerin Türkiye'ye bağlanma gibi bir istekleri söz konusu olabilir mi?

-Kerkük'teki Türkmenlerin Türkiye'ye olan bağı gönüldendir. Bizim Türkiye'deki ve dünyanın dört bir tarafında varolan Türkler ile bağımızı siyasal bir sınır mı kopartacak? Biz Osmanlı'dan bu yana Irak Türkmenleri olarak hiçbir şekilde kopmadık. Biz de kendimizi Osmanlı'nın torunları olarak görüyoruz. Bizim atamız bir. Biz neden Türkiye'den kopalım? Osmanlı bu toprakları bıraktıktan sonra bile Türkmenler, atalarını ve anavatanını hiçbir zaman unutmadılar. Orada 7 yaşından 77 yaşına kadar ben hepsine kefilimdir ki, hiçbiri atalarını unutmamıştır. Burada pek çok kişi bizi Irak'ta yaşayan Türkiye'nin casusları olarak görüyor. Yani onlar bile bizim ayrılmaz bir bütün olduğumuzu dile getiriyor. Ancak bugün anladılar ki Irak'ta yaşayan 3 milyon Türkmen'in böyle bir amacı olmadığını ve bizim sadece Türkmenlerin haklarını savunmadığımızı, bütün Irak halkının huzuru için çabaladığını görmekteyiz. Biz Irak ile Türkiye arasında bir kardeşlik köprüyüz. Bakıldığı zaman Türkiye'nin kesinlikle bir etnik ayrımcılık yaptığı söylenemez. Asıl gerçeklerden söz etmek gerekirse Türkiye Kürtlere karşı olan destekleri şu an Türkmenlerden daha fazladır. Ama bunun yanı sıra Türkiye'nin, Irak'taki Sunni Araplara karşı çok ciddi yakınlığından söz edilebilir.

YAHUDİLER TERÖR ÖRGÜTLERİ İLE İŞBİRLİĞİ İÇİNDE

**Bölgede Yahudilerin varlığından söz ediliyor. Kerkük'te ve Irak'ta yaşayan Yahudilerden söz edebilir misiniz?

-PKK'nın, El Kaide ile olan yakınlığından söz etmiştim. PKK'nın bu yakınlığı sadece El Kaide ile sınırlı değildir. PKK, Musul ve Kerkük'te büyük bir ağırlığı ve geniş bir istihbarat ağı olan Yahudiler ile iş birliği halindedir. Bugün Yahudiler, Irak'ın en güvenli bölgesi olan Arafa'da pek çok merkezlerinin olduğunu ve Irak'ın terörünü yöneten birimleri olduğunu görüyoruz. Yahudiler yalnızca PKK ile değil El Kaide ile de yakınlığı vardır. Bu da Irak'ın güvensizlik ortamını daha da körüklemektedir. PKK sadece Irak'ta değil, Türkiye'de de, Türkiye'nin huzurunu nasıl bozabilirim, diye düşünmektedir.

**2010 yılında sizin de hedef olduğunuz bombalı saldırıyı kısaca bizlere aktarabilir misiniz? O patlamada neler yaşandı?

-Bundan dört sene önce yine doktorlar ekibi olarak Kerkük'te bir araya geldik. Bu patlamalar olduğu zaman, nasıl bir acil birim kurabiliriz, nasıl bir acil sağlık yardımı kurabiliriz diye istişare ediyorduk. İşte tam biz bu konuları konuşurken, terör örgütü üyesi bir kadın 20 metre kadar ilerimde bombanın pimini çekti ve hepimiz havaya uçtuk. Bombadan 20 metre uzak olmama rağmen ben de yaralandım. 25 gün hastanede yattım. Toplantıda malesef çok sevdiğimiz, kendim için de ülkem için de, Türkmenler için de çok değerli arkadaşlarımız şehit oldu. O saldırıda toplamda 63 kişi şehit oldu. Ben de dahil 93 kişi yaralandı. Ama biz yılmadık Allah'ın da izniyle Irak'ı, Kerkük'ü kurtarmak için elimizden gelen ne varsa yapacağız. 4 senedir de Allah'a şükürler olsun yapıyoruz. Ben buradan Irak'a 6 profesör götürerek Irak'daki doktorlara eğitim verdik. Onlara canlı ameliyatlar yaptırdım. Yolumuzdan asla dönmedik. Bombalı saldırı 63 kişiyi şehit edip, bir çok kişiyi de yaralamış olabilir. Ancak asıl önemli olan içimizdeki vatan aşkını öldüremediler. STK'lar olarak hiçbir ücret beklemeden bu yardımı yapan sadece biz vardık orada. Biz bütün Iraklıları eşit olarak görmekteyiz ve hizmetimizi bu şekilde sürdürmekteyiz.

**Peki Konya ve genel olarak Türkiye, sizlerin beklediği yardımı yeterince yaptı mı?

-Eğer ki Irak'ta yapılan zulümden söz edilecek olursa, mutlaka Konya'nın yardımlarından da söz etmek gerekir. Konya 1992'den bugüne kadar Irak'da yaşananlara sessiz kalmamış ve sürekli bir yerlerden Irak'taki yardıma muhtaç kimselere elini uzatmıştır. O yıllarda Konya'daki gerek Sivil Toplum Kuruluşları gerekse kamu kuruluşları Irak'a bir çok yardım yapmıştır. Konya, Irak'ta Saddam'ın baskısının çok yoğun olduğu dönemlerde 10 defanın üzerinde ilaç toplama kampanyası düzenledi. Ben de buradar 40'ın üzerinde doktor götürdüm. Ancak Konya bütün bunlarda da yetinmedi. Selçuk Üniversitesi ve Necmettin Erbakan Üniversitesi'ne 280'e yakın Iraklı doktor getirildi. Ben de buna aracı oldum ve onların 3 aylık eğitimini yaparak, tekrar Irak'a gönderdik. Ancak Konya bununla da yetinmedi. Konya Büyükşehir Belediyesi, Konya'nın en büyük ikinci caddesine Kerkük Caddesi adını verdi. En önemli mahallelerinden birine de Telafer Mahallesi adını koydu. Tabi ki burada Büyükşehir Belediye Başkanı'na bütün Iraklılar olarak teşekkür etmeden geçmem doğru olmaz. Konya'nın yaptıkları bize büyük bir hizmettir. Bunu yardımı asla unutmayacaktır Iraklılar. Konya'nın bir çok yardım faaliyeti oldu. Bunlardan bir tanesi de 30 kadar kadınımızı 2 defa Konya'ya getirerek, burada eğitim kursları verdiler. Mollalarımızı 10 defa getirdiler, Kutlu Doğum Haftası'na iştirak etsinler diye. Ayrıca Konya Türkmen Ulusal Tiyatro Grubu'nu Konya'ya çağırdı ve oyunlarını sergilemesi istendi. Bütün bu yardımlar için, Iraklılar adına söylemeliyim ki, Allah özellikle Konya'dan ve Türkiye'den razı olsun.

AYDIN BEYATLI KİMDİR?

1957 senesinde Kerkük'te doğdu. İlk, ortaokul ve liseyi Kerkük’te bitirdikten sonra 1981’de Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Daha sonra aynı üniversitenin göz hastalıkları bölümünde uzmanlığını aldı. Ankara’dayken, Irak Türkleri Yardımlaşma Derneği yönetiminde bulundu. 1980 öncesi gençlik kollarında da görev aldı. Bunun ötesinde, siyasi çalışmaları 1974-75’ten sonra başladı. 2010 yılında Irak'ta yapılan bir yardım toplantısında, bombalı saldırının hedefi oldu ve 63 kişinin şehit olduğu saldırıdan yaralı olarak kurtuldu. Günümüzde Yurt Dışında Yaşayan Iraklı Doktorlar Derneği Başkanlığı'nı ve Türkmeneli Sağlık Konseyi Başkanlığı'nı yapmaktadır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.