Toplum korkuyor

Toplum korkuyor

Son günlerde artan terör olayları, ekonomik sıkıntılar ve siyasi tartışmalar toplumdaki gergin havayı zirveye çıkardı. Bir yandan terör saldırısı korkusu diğer yandan ekonomik sıkıntılarla boğuşan halk barut fıçısına döndü

Türkiye'de son zamanlarda artan terör olayları, yaşanan ekonomik sıkıntılar ve bir türlü sonu gelmeyen siyasi çekişmeler ülkedeki gergin atmosfer her geçen artıyor. Ülkedeki şiddet sarmalı her tarafı yayılırken, güvenlik güçleri her şüpheli pakete potansiyel bomba düzeneği olarak bakıyor ve üst düzey kontrol yapılıyor.  Polis merkezlerine olan ihbarlar da artıyor. Ülkedeki  korku havası insanların da psikolojisini bozuyor. Konya'da da geçtiğimiz günlerde Zindankale Katlı Otoparkı'nda unutulan bir poşet, bomba şüphesi ile ihbar üzerine su topu ile patlatıldı. Suruç'ta başlayan ve adam kaçırma, canlı bomba, silahlı saldırı, araç yakma, kamuya ait yerlere saldırı gibi terör olayları ile devam eden süreç Türk halkını tedirgin ediyor. Türkiye'nin bir yandan IŞİD, diğer yandan da bölücü terör örgütü PKK ile çatışmaya girmesi sivil halkı da tehdit eder hale geldi. Sosyal medyada da büyük bir bilgi kirliliği hakim. Sosyal medya üzerinden panik havası oluşturulmaya çalışılıyor.

HABERLERDE HEDEF GÖSTERİLİYOR

Yaşanan olaylarla birlikte yabancı kaynaklı haber ajansları Türkiye'nin sanki bir savaşın ortasındaymış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Türkiye'yi sürekli olarak anti-demokratik bir ülke olarak gösteren yabancı ajanslar, algıyı değiştirmeye çalışıyor. Türkiye'deki yayın organlarının taraflı haberleri de vatandaşları kışkırtmaya ve hedef göstermeye devam ediyor. Terör eylemlerinin yoğun olduğu illerde kamu görevlilerinin büyük bir kısmı izne ayrılırken, öğretmenler de bölgeye dönmek istemiyor. Bugüne kadar, Suruç patlamasından itibaren Türkiye'de 847 kişi PKK bağlantısı nedeniyle, 137 kişi de IŞİD bağlantısı nedeniyle gözaltına alındı. Sosyolog Doç. Dr. Özgür Sarı, toplumun bugünkü hale adım adım geldiğini belirterek, "Bugün toplumda var olan ayrışma, korku, tedirginlik daha önce de vardı. Ancak bugün gün yüzüne çıktı. Siyasilere çok kızıyorum. Bugünkü tabloyu çizenler siyasetçilerdir" diye konuştu.

ŞİDDET VE TERÖR AYRIDIR

Terör kelimesinin korku yayan anlamına geldiğini hatırlatan Sarı, "Bizler şiddet kavramını ve terör kavramını aynı kefeye koyamayız. Şiddet, alacak-verecek, kıskançlık vesaire gibi bir çok nedenden dolayı yapılabilir. Ancak terör eylemlerin ana amacı korku yaymaktır. Bunu bilgiyi de göz önünde bulundurup olayları iyi okumak gerekiyor. Bakın bugün toplumda gerçekten de onarılmaz yaralar açılıyor. Bugün bizi bu noktaya getiren siyasetçiler artık kötü üsluplarından vazgeçmeli. Eğer vazgeçmezlerse olaylar çok daha kötü bir hal alacaktır. Halk artık pazar yerleri ve otobüs merkezleri gibi kalabalığın yoğun olduğu mekanlara artık korku ile gidiyor veya gitmiyor. Bu tehlike çanlarının çaldığının bir göstergesidir" ifadelerini kullandı.

SOSYAL MEDYA KIŞKIRTIYOR

Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi sosyal medyada bir çok bilgi kirliliğinin bugün de olduğunu ve sosyal medya kullanıcılarının daha dikkatli olması gerektiğini kaydeden Sarı, "Gezi Parkı olaylarında da biz bunları yaşadık. Nasıl bir bilgi kirliliğinin bilinçli olarak oluşturulduğunu ve halkta nefretin nasıl uyandırıldığını gördük. Mesela Kabataş saldırısı diye bir şey uyduruldu. Ben şahsen bu sözde Kabataş olayına karışan kim varsa, gazeteci veya televizyoncu hepsinin cezalandırılması lazım. Bu bir nefret suçudur.  Bu süreçte asparagas haberlere vatandaşların kanmaması lazım. Medya okur yazarlığı diye bir ders var. Ben şahsen bu dersi herkesin almasından yanayım. Çünkü medyayı iyi okuyamıyoruz. 5 yıl önceki bir olay bugün tekrar paylaşılarak sanki dün olmuş gibi gösteriliyor. Dediğim gibi bu bir nefret suçudur, hedef göstermedir"

SURİYE'DE DE BÖYLE BAŞLAMIŞTI

Suriye'de iç savaşının da son günlerde Türkiye'de yaşanan olayların bir benzeriyle başladığını dile getiren Sarı, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: "Bu süreç çok önemli. Siyasilet süreci iyi yönetemezse Türkiye bir faciaya doğru gidiyor. Artık yapıcı olmak zorunluluktan da ötedir. 12 yıldır kaşlarını çatan bir iktidar var. Bir yönetici seçimlerden sonra 3 gün konuşmadı diye herkes rahatladı. Bunların bir son bulması gerekiyor. İlk hatayı Barış Süreci'ni halktan gizli yürüterek yaptılar. Hedef gösterdiler. Sonra hatalar zinciri oluştu. Partiler bugün, ben şu politikayı yürüteyim de şu partinin oyları düşsün şeklinde değil de, olaylar sivil hayata ne kadar az yansır bunu düşünmeleri lazım. Gezi Parkı'nda AK Parti kışkırtıcı bir rol üstenmişti. Şimdi de HDP aynısını yapıyor. Türkiye daha önce böyle bir ayrışmaya gitmemişti. Vatandaş serseri mayın gibi yaşıyor. Toplum nefret yayan siyasetçilerle bu dönemde karışlaştı. Ecevit ve Erbakan görüş açısından çok farklı olsalar da, ikisi de bir beyefendi üslubuyla siyaset yapıyorlardı. Bugünkü siyasetçiler konuşmuyor, resmen hedef gösteriyor. Eğer ki partiler bu davranışlarına devam ederse, Türkiye'yi maalesef  iyi bir gelecek beklemiyor."

BERKHAN PARLAK merhabahber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum