Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Topçular, Boğaz Geçilemez Dediler!..

Topçular, Boğaz Geçilemez Dediler!..

Asırlarca Osmanlı Devletini yok etmek veya sömürgeleri altına almak özlemlerini bir türlü içlerinden çıkaramayan yedi düvel…

1914 yılında başlayıp bizim aklı evvel Enver Paşa ve şürekasının izni ile Karadeniz’e açılan Alman gemilerinin, Sivastopol’ü toplamaları ile harbe sokulmamız dolayısıyla…

Tam zamanı geldiği düşüncesine girmişlerdi ki. Boğazları zorlayıp süzülerek geçmek suretiyle İstanbul’u istila ederek dünyanın en güzel yerine kavuşmanın hayali yer etmişti…

Bu istem içinde harekât planı hazırlayan İtilaf devletleri…

Sadece kendi askerlerini değil… Uzaklarda ki sömürgeleri Avustralya’dan, asker toplamakla kalmayıp en kuvvetli büyük savaş gemilerini de fora ederek Eğe’yi geçmiş, Çanakkale boğazında kümelenmişlerdi.

***

3 Kasım 1914 günü alacakaranlıkta Bozcaada’dan Boğaz’ın ağzına doğru yaklaştılar. Buradan Abdülhamid II’nin “burada savaş çıkacağını” tahmin ederek yaptırdığı istihkâmlar’ımıza doğru ateş açtılar.

İngilizler Seddülbahir ve Ertuğrul tabyalarını, Fransızlar da Anadolu yakasında Kumkale ve Orhaniye tabyalarını havan topu ile dövdüler.

Bu hücum başlangıcında Cephaneliğimize isabet eden top mermisiyle on bir ton barut havaya uçtu, subay ve erlerimiz şehit düştü, İngiliz Donanma Komutanı Amiral Carden Çanakkale önlerinde gösteriler yaptı, düşman denizaltıları boğazı geçmeye kalktılar.

***

24 Kasım 1914 günü bir Fransız denizaltısı Boğaz sularında görülür görülmez ateş yağdırıp diskalifiye edivermişlerdi.

Bu sefer 02 Aralık günü İngiliz denizaltısı su altında derinden süzülerek Boğaz’a girmesi ile Yedi yüz elli metre ilerde bulunan Mesudiye zırhlısına torpil atarak gemimizi batırdı. Mesudiye de bulunan subaylardan on erlerimizden yirmi dördü şehit düştü.

19 Şubat 1915 günü düşman savaş gemileri öğleye kadar durmadan uzun menzilli bir bombardıman yaparak Boğaz’a iyice yaklaştılar…

Yaklaşmaları ile o ana kadar sessiz duran Tabyalarımız vinç yerine Allahın verdiği kuvvetle çok ağır bombayı sırtlayıp hayretler içinde top yuvasına koyan kahraman Mehmet çavuşumuz ile tam isabeti yapmayı başaran Seyit Onbaşı gibi nice Mehmetler her zorlukla karşılaşırken kükreyiverdiler.

Evet, akşama doğru, güm sesleri ile ortalığı gürültüye boğan toplarımız. Ertuğrul ve Orhaniye tabyalarından düşman gemilerine karşılık verdi. İsabetli vuruşlar alan düşman oldukça bocalayıp geri çekildi.

İtilaf devletleri, gemileri diledikleri gibi ilerletemiyor. Amaçlarına ulaşamamalarına hayıflanıyorlardı.

Kabahati Amiral Carden’e yükleyip görevden alarak yerine 17 Mart 1915 günü Robeck atandı. Yeni komutan 18 Mart 1915 günü donan­mayla Boğaz’a saldıracağını, yakında İstanbul’da olacağını Londra’ya bildiriyordu ama...

Hiçte umdukları gibi çıkmayıverdi.

Sonraki yıllarda İkinci Cihan harbinin kahramanı da denilen o zamanın İngiliz Deniz bakanı Churchill’in komutasındaki 700 ü aşkın savaş gemilerine ilaveten takviye olarak İngiliz ve Fransız savaş gemilerinden oluşan, o dönemin en büyük deniz gücü üç filonun başında ki Queen Elizabeth zırhlısı…

Ortasından aldığı tam isabetle yan yatıp batma yanında, diğer gemilerde…

Bir gün öncesi gece sessizce süzülerek yaklaşan ufacık Nusret gemisinin kahramanları.

Denize 26 mayın döşedikleri için bunlara çarpıp, dumanlar ve havaya fışkıran sular arasında denizin dibine demir attılar.

Bir savaş oyunu olarak da. Tepelerdeki tabyalardan ateş edildiğini gören düşman gemileri onlara doğru atış yapıp kıyılara yaklaşıp dövmeye çalışırken…

Sessiz duran ve gizlenmiş olan aşağıda ki topçularımızın birden ateşi ile de neye uğradıklarını şaşırarak denize dökülmeye başladılar.

***

Bu mağlubiyeti tatmış olan düşman tornistan edip kaçmıştı.

Düvellerin kafaları dank etmiş ve anlamışlardı ki. Türkler boğazlardan geçirmiyorlar. Geçirmeyecekler de.

O halde ne yapmalı idiler? Vaz mı geçmelilerdi düşündükleri hayalden?

Neler oluşmuş olduğunu da gelecek yazımda izleriz inşallah…

***

Sağlık ve esenlik içinde yaşam dilerken…

Sizlere Şair Yahya Saim’in bir dörtlüsünü sunmak isterim.

 

Çanakkale’den dönen topçular

 

Bunlar o destanın ilâhi sadasıdır.

Sus! Dinle yolcu! Şimdi geçerken o topçular.

Her bir tekerleğin sesi yorgun, fakat ağır.

Bir hitabedir ki söyler ateşten gurûpları.

Bunlar o destanın ilahi sadasıdır. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR