Dr. İbrahim Büyükeken

Dr. İbrahim Büyükeken

Suriye'deki yangın dünyayı yakacak!

Suriye'deki yangın dünyayı yakacak!

2010 yılında Tunus'ta başlayan Libya, Mısır, Yemen'de devam Arap Baharı rüzgarı Suriye'de zemheriye döndü. Sözde Arap ülkelerine demokrasi gelecekti. Diktatörler gidecek, Arap halkları özgürlüklerine kavuşacaktı. Arap Baharı rüzgarı Suriye'de ters yönde esti. Suriye  5 yılda yangın yerine döndü. Suriye'deki yangın öyle kuvvetliydi ki; sadece komşu ülkeleri değil tüm dünyayı sardı...

**

Suriye'deki iç savaştan en çok etkilenen 3 ülke oldu. Türkiye, Irak ve Lübnan.  Türkiye savaşa girmemesine rağmen bu savaş yüzünden 300'ten fazla insanını terör olaylarında kaybetti. Lübnan da bu savaşın diğer kurbanlarından. Irak ise IŞİD terörü yüzünden hem topraklarını hem insanları kaybetti. Dünya inatla Türkiye'nin feryadını görmemekle ısrar etti. Türkiye bir taraftan mülteci akınıyla bir taraftan terör olayları yüzünden zor günler geçirdi...

**

Batılı ülkeler her konuda olduğu gibi mülteciler ve IŞİD terörü konusunda ikiyüzlü bir politika izledi. 3 ay önce mülteci sorunuyla yüzleşen Batılı ülkeler geç de olsa Türkiye'yi anlamaya başladı. Türkiye'ye ahlaksız tekliflerde bulundu. "Suriyelileri salmayın, müzakerelere yeniden başlayalım" teklifinde bulundular...

**

Avrupa asırlar sonra yeni bir Kavimler Göçü'ne şahitlik etti. Macaristan, Hırvatistan gibi ülkeler sınırlarını tel örgülerle kapatmaya çalıştılar. Suriyelilere göç yolunda olmadık zulümler yapıldı. Medeni dünya (!) Aylan bebeğinin cansız bedenin kıyıya vurmasıyla timsah gözyaşları döktü. Göstermelik kararlar aldılar ama nafile. Tek çözüm Suriye'deki yangını söndürmekten geçiyor...

**

Batılı ülkeler sadece mülteciler konusunda değil terör olaylarında da ikiyüzlülüğün dibine vurdu. Terör örgütleriyle dirsek teması halinde oldular. Yıllarca bölücü terör örgütü PKK'ya arka çıktılar. Her türlü lojistik desteği sağladılar.  Paris'i PKK'nın üssü haline getirdiler. Ülkelerindeki radikal örgütlere müsamaha gösterdiler. IŞİD'e katılımlara bile bile müsade ettiler...

**

Batılı hükümetlerin yaptıkları yanlışların bedelini masum insanlar ödüyor. Ankara'da 102 insanımızın saldırısına sert bir tepki göstermeyen Avrupa dün gece terör gerçeğiyle acı bir şekilde yüzleşmek zorunda kaldı. Terör örgütü IŞİD Avrupa'yı kalbinden vurdu. 170 masum insan hükümetlerinin yaptığı yanlışın bedelini canlarıyla ödemek zorunda kaldı...

**

Paris'teki terör saldırılarına tüm dünyanın ortak tepkiyi vermesi gerekir. Fakat bu saldırı Müslümanlara mâl edilemez. Hele ülkelerini terkeden, IŞİD zulmünden kaçan Suriyeli mülteciler hiç bir şekilde suçlanamaz. Saldırılar özellikle ırkçı ve İslam düşmanı gruplara büyük bir malzeme olacak. Saldırı Avrupa devletlerinin göçmen akımını durdurması için bir gerekçe olacaktır..

**

Atalarımız "Körle yatan şaşı kalkar" diye boşuna dememiş. Yıllarca Türkiye de dahil olmak dünyanın birçok bölgesinde terör gruplarına silah satan, onlara lojistik destek veren Fransa, bu saldırıdan gerekli dersi çıkarır mı bilmiyoruz. Teröre destek verirseniz, bir gün o beslediğiniz terör gelir sizi kalbinizden vurur.  Fransa, Rusya hatta Türkiye yanlış politikalarının bedelini ağır ödemek zorunda kaldı..

**

IŞİD terörü artık sadece Suriye'nin, Irak'ın sorunu değil. Gözü dönmüş bu haydutlar artık Türkiye'nin, Fransa'nın, Rusya'nın, ABD'nin ve tüm dünyanın ortak meselesidir. Geçtiğimiz haftalarda IŞİD tarafından Mısır'da Rus yolcu uçağı düşürüldü. 200'den fazla Rus vatandaşı hayatını kaybetti. Ankara'da ve Suruç'ta canlı bomba saldırılarında 140 insanımız hayatını kaybetti. Paris'te 170 insan can verdi. Bütün bu saldırılar önümüzdeki günlerde yeni saldırıların habercisi olacaktır. Dünyada huzuru ve adaleti tesis edilmediği sürece daha çok canlar yanacaktır. IŞİD terörünü bitirmenin ve mülteci akınını durdurmanın  tek çözümü "Suriye'deki yangını söndürmekten geçiyor."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Dr. İbrahim Büyükeken Arşivi
SON YAZILAR