Spor şehri değiliz

Spor şehri değiliz

Konya'da yayınlanan METROPOL dergisinin Ekim sayısına konuşan TSYD Konya Şube Başkanı ve Merhaba Gazetesi Spor Müdür Recep Çınar, çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Gazetecilik, spor yazarlığı, Torku Konyaspor ve amatör sporla ilgili düşüncelerini açıklayan Çınar, “Maç bitti uzatmaları oynuyorlar” dediği yerel basının sıkıntılı bir süreçten geçtiğinin altını çizdi. Torku Konyaspor ve Konya amatör sporuyla da yakından ilgilenen Çınar, TSYD Konya'nın çalışmalarını da masaya yatırdı.  
 
HERKES YAZAR, HERKES YORUMCU
Spor gazeteciliği farklı bir alan. Hem okullu hem de alaylı olmak, spor gazeteciliği için büyük bir avantaj. Spor gazetecilerinin okullu ya da alaylı olması çok şeyi değiştirmiyor bizim mahallede. Kalem tutuyorsan ya da klavye kullanabiliyorsan, kelimeleri yanyana getirip cümle kurabiliyorsan ve sporu da biliyorsan, alaylı  veya okullu farketmiyor. Özellikle de iletişimin, sosyal medya'nın tavan yaptığı günümüzde herkes spor gazeteci, herkes spor yorumcusu. Aramızdaki tek fark, onlar bu işleri Facebook, Twitter ve buna benzer sosyal ağlarda, bizler ise gazeteler ve televizyonlarda yapıyoruz.  Bizler bu işi evimize ekmek götürmek, onlar ise keyiflerinin kahyasını mutlu etmek için yapıyorlar. Olay bu. 
 
img_2126.jpg
 
SPOR SADECE FUTBOL DEĞİL
Spor gazeteciliği yapacak insanın donanımı olmalıdır. Spor sadece futboldan ibaret değil. Yanılmıyorsam 60'a yakın spor branşı var. Hoş bu 60 branşın hepsi de spor değil ya, neyse. Dans, Biriç, Bilardo, Bocce, Bovling, Dart ve bunun gibi birçok oyun federasyonlaşmış. Ben bir spor yazarı olarak bunların kurallarını bilmiyorum. Zaten bilmek zorunda da değilim. Birisi bana “Bocce nedir?” diye sorsa, Google amcanın kapısını çalacağım. Bilmiyorum ki Bocce'nin ne olduğunu! Olimpik branşlardan, yani  boks, güreş, tekvando ve atletizmle ilgili bilgim yoksa, spor gazetecisi değil, boksörlerin kum torbası ya da pehlivanların antremanlarda salto attıkları minder mankeniyim. Özetlersem, spor gazetecisi bilgili, ilgili ve donanımlı olmak zorunda. Spor muhabiri kulaklarıyla değil, gözleriyle duyan, söyleyen ve yorum yapandır. 
 
TSYD SIRADAN BİR MESLEK ÖRGÜTÜ DEĞİL
Spor gazetecilerinin mesleki kuruluşu olan Türkiye Spor Yazarları Derneği 14 Nisan 1963 günü Spor Yazarları Derneği adıyla doğdu. Daha sonra gösterdiği etkinlikler ve ülke çapındaki yaygınlığı nedeniyle adının önüne Türkiye'yi koyma hakkını kazandı ve ayrıca spor kulübünü de oluşturarak adını büyüttü.  Konya şubesini ise 98 yılında kurduk. Nail Bülbül ve Galip Yenikaynak TSYD temsilci olarak görev yaptılar. Şube olunca Cihat Yazıcı, Sabit Horasan, rahmetli Orhan abi başkanlık yaptı. Bu görevi 5 yıldır ben sürdürüyorum. TSYD kurulduğu günden beri mesleki bir örgüt olmanın ötesinde Türk sporunun gelişmesine katkılar sunan önemli bir misyon kuruluşudur. TSYD'nin böyle de bir misyonu var.  TSYD gerek kurumsal gerekse üyelerinin bireysel çalışmalarıyla da spora hizmet etmek, katkılar sunmaktadır. TSYD'ye ye sadece meslektaşlarını maçlara akredite eden bir kurumdan öte  spora hizmet eden bir kurum gibi bakmalı. 
 
img_2150.jpg
 
Konya şubesinin önemine gelince, Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'ın “Konyaspor ve TSYD Konya için önemli kurumlar. Mesela TSYD son dönemlerde önemli bir ivme kazandı. TSYD'nin spor kulübü olmasını önemsiyorum. Sadece yazarak çizerek değil, sportif anlamda da Konya sporuna hizmet veriyor. Bu Türkiye'de bir ilk. TSYD Genel merkezinin sportif faaliyetleri var ancak onlardaki misyon biraz farklı. Konya TSYD'nin spor kulübündeki tek amacı spora hizmet etmek. Ayrıca Konya basınında önemli bir rol üstleniyor. Sıradan bir meslek örgütünden çok akil bir kurum noktasına geldi” sözleri TSYD Konya şubesinin nerelerden nerelere geldiğini özetliyor.
 
13 BRANŞTA 167 LİSANSLI SPORCUMUZ VAR
TSYD Konya şubesi olarak sadece yazarak çizerek spora hizmet etmiyoruz. Bir yıl önce spor kulübümüz olsun, sporcularımız olsun, spora böyle de hizmet verelim istedik. Sağolsun yönetimdeki arkadaşlarım da bana bu konuda omuz verince TSYD spor kulübünü kurduk. 13 branşta faaliyet gösteriyoruz. Atletizm, Tekvando, Halter, Bisiklet, Masa Tenisi, Boks, Jimnastik, Bedensel Engelliler, İşitme Engelliler, Satranç, Su Topu, Su Altı Sporları ve Yüzme'de  branşlaştık. Bunlardan en aktif olanlar Tekvando, atletizm, bisiklet ve yüzme. Özellikle tekvando da işitme engellilerde dünya ve olimpiyat  üçüncüsü sporculara sahibiz. Atletizmde veteranlarımız var.  Toplamda 167 lisanslı sporcumuz var.  Bunların 112'si faal sporcu. Biz bu 167 sporcuyu ve antrenörleri bünyemizde bulundururken, bize en büyük destek sağolsun Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan'dan geliyor. Onun verdiği destekle yolumuza devam ediyoruz. İl Müdürümüz Ömer Ersöz, ASKF Başkanı Remzi Ay, Tekvando Federasyon başkanımız Metin Şahin ile Genel Koordinatörümüz Ramazan Erçin'e yürekten teşekkür ediyoruz. Bize maddi ve manevi destek veriyorlar. 
 
img_2138.jpg
 
SPORU SEVEN BİR ŞEHİR DEĞİLİZ
Genel olarak bakıldığı zaman, gerçekçi olmak gerekirse, şartların çok çok iyi olmasına rağmen, ne yazık ki spora yakın, sporu seven bir şehir değiliz. Başbakan'ın, Gençlik ve Spor Bakanlığı Müsteşarı'nın, Spor Genel Müdürü'nün şehrinin insanları nedense spor yapmayı da yaptırmayı da bir külfet gibi görüyorlar. Tesis noktasında ülkenin en zengin şehirlerinden birisi olmamıza rağmen, spor yapma noktasında çok fukarayız. Bizim şehrimizde ne hikmetse spora sadece futbol gözüyle bakılıyor. Yahu spor futboldan ibaret değil. Yürümek, koşmak, bisiklete binmek, yüzmek, hoplayıp zıplamak bile spor. İnsanlara sporu iyi anlatmalıyız. Bizim eksiklerimizden birisi de iletişimsizliktir diye düşünüyorum. Yukarıda söylediklerim sizin sorunuzun cevabı olmayabilir, ama bu bir gerçek. Konya'da spor ne durumda sorunuzun cevabını Süleyman Demirel'e sorulan bir soru ile yanıtlayalım. Demirel'e bir gazeteci sorar. Sayın Demirel Türkiye'nin durumunu tek kelimeyle özetler misiniz? Demirel: “İyi” der. Ama iki kelimeyle özetlemimi isterseniz “iyi değil” diyerek noktayı koyar. 
 
KONYASPOR BU ŞEHRİN DEĞERLİSİDİR
“Konyaspor” denilince ben biraz duygusala bağlarım olayı. Konya'da bazı insanlar gibi, iyi Konyalı ya da iyi Konyasporlu görünme gibi ikiyüzlü değilim. Mütevazi olmayacağım iyi Konyasporluyum. Dolayısıyla Konyaspor'un her zaman iyi olmasından, başarılı olmasından, Konya'yı en iyi şekilde temsil etmesinden yanayım.  Konyaspor bu şehrin bir değeri, bir markasıdır. Bunun kimse inkar edemez. Öyle olmasaydı, Avrupa'nın ve Türkiye'nin en güzel stadı  yapılmaz, 150-200 trilyon civarında riske girilmezdi. Devlet, Konya ve Konyaspor'u önemsediği için bu şehre böyle büyük bir eseri kazandırdı. Dolayısıyla Konyaspor bu şehrin dünya'ya açılan penceresidir.  Yeni bir stada yeni bir Konyaspor yakışırdı ve yönetenler biraz da risk alarak iyi bir takım kurdular. 
 
KONYALI BASKETBOLA UZAK DURUYOR
Konya'nın spor şehri olmasında önemli branş ve önemli bir kurum. Kombassan'la önemli bir ivme kazandı Konya basketbolu. Sonra Üniversite ile yeniden ayaklandı. Ancak beklenen ilgiyi göremiyor. Konyalı basketbola futbola olduğu gibi çok sıcak değil. Bu bir Konya gerçeği. Aslında futboldan daha keyifli, daha sinerjili, daha heyecan verici bir spor dalı. Ancak, futbol gibi bir cazibe merkezi olmadığı için, sponsorlar ya da reklam verenler tarafından çok dikkate alınmıyor. Dolayısıyla 3-5 fedekar insanın biraraya gelmesiyle günü kurtarmaya çalışıyor basketbolcular. Ekonomik anlamda bir istikrarsızlık sözkonusu. Ekonomisi iyi olmayınca da, bulunduğu liglere tutunmak için savaşan bir konumda Konya basketbolu.
 
merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.