"Sorunları diyalog yoluyla çözmeliyiz"

"Sorunları diyalog yoluyla çözmeliyiz"

Sözde Ermeni tasarına çekimser oy veren Türk dostu Alman Milletvekili Oliver Wittke, "Türkiye çok sevdiğim bir ülke. Fakat zorlandığımız bazı konular var. Türkiye ile yaşadığımız sorunları diyalog yoluyla çözmek zorundayız" dedi

IBRAHİM BÜYÜKEKEN ALMANYA İZLENİMLERİ-2


 

Berlin'deki seyahatimizin ikinci gününde Eski Ulaştırma Bakanı ve Almanya CDU Milletvekili Oliver Wittke'yi ziyaret ettik. Oliver Wittke, eski ulaştırma bakanlığı yapmış bir isim. Türkiye dostu bir vekil. Sözde Ermeni Soykırımı yasası onaylanırken Alman Parlementosu'ndan çekimser oy veren tek vekil.  Oliver Wittke, Türk gazetecileri çok sıcak bir şekilde karşıladı. Oliver Wittke, 15 Temmuz darbe girişiminden, sözde Ermeni soykırımı yasa tasarısına kadar birçok konuda sorularımıza açıkca cevap verdi. Türkiye'de olup bitenleri yakından takip ettiklerini dile getiren Wittke, "Türkiye'de olup bitenler bize doğrudan yansıyor. Bu yüzden Türkiye'de olup bitenlerden haberdar olmamız gerekiyor. Türkiye 15 Temmuz gecesi büyük bir kabus yaşadı. Türk halkı askeri cuntaya izin vermedi. Türk halkı demokrasinin yanında oldu. Türkiye çok sevdiğim bir ülke. Fakat zorlandığımız bazı konular var. Bunları da diyalogla çözeceğimize inanıyorum" dedi.

dsc_3151.jpg

KUTUPLAŞMALAR TÜRKİYE'YE ZARAR VERİR

15 Temmuz'dan sonra yaşanan tutuklamaları ve ülkedeki kutuplaşmalar hakkında endişelerini dile getiren Wittke, şunları kaydettti: "Türkiye'de avukatların, hakimlerin, işadamlarının, gazetecilerin, öğretmenlerin tutuklanma gerekçelerini merak ediyoruz. Türkiye'nin bu darbe girişimini gerçekleştiren askerleri ve onlara emir veren komutanların tutuklamasını sonuna kadar destekliyoruz. Fakat suça bulaşmamış, bir cürüm işlememiş insanların tutuklanmasını anlamıyoruz. Bu durum ileride Türkiye'nin başını ağrıtabilir. Türkiye'de kutuplaşmaların ve ayrışmanın daha da artmasına neden olabilir. Doğu ve Batı Almanya'nın birleşmesi sırasında Almanya'nın da benzer sorunlar yaşandı. Biz suça karışmamış insanlara zarar vermemiş kimseyi tutuklamadık. Sadece bu insanlara kamuda görev vermedik.  Eğer biz birleşme sürecinde Türkiye'deki gibi bir tavır sergileseydik Alman toplumunda ciddi ayrışmalar meydana gelebilirdi.Almanya olarak birleşme sürecini başarılı bir şekilde tamamladık."

dsc_3190.jpg

AVRUPA BİRLİĞİ TÜRKİYE'YE MUHTAÇ

Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) üyeliği süreci ve müzakerelerin dondurulması hakkındaki soruları da yanıtlayan Wittke, "Almanya olarak Türkiye'nin AB standartlarını yakalamasını istiyoruz. Türkiye'nin AB'ye üye olup olmamasından daha çok AB standartlarında bir ülke olmasını arzuluyoruz. Türkiye AB kapısını tamamen kapatmamalı. Avrupa Parlamentosu'nun müzakerelerin dondurulması yönündeki kararı çok anlamsız. Avrupa Birliği Türkiye'ye muhtaç. Türkiye de AB'ye muhtaç. Her düzeyde birbirimizle görüşmeliyiz. Yaşadığımız sorunları diyalog yoluyla çözmeliyiz. Restleşerek sorunları çözemeyiz. Geçen ay Dış İşleri Bakanımız 5 defa Türk Dış İşleri Bakanını telefonla aradı. Fakat sayın Mevlüt Çavuşoğlu Dış İşleri Bakanımız telefonlarına çıkmadı. Bu Türklerin nezaket kurallarına ve geleneklerine yakışmayan bur durumdu" diye konuştu.

PKK'YI TERÖR ÖRGÜTÜ OLARAK GÖRÜYORUZ

Türk medyasında Almanya'nın ve AB'nin PKK'yı desteklediği yönündeki eleştirileri de değerlendiren Wittke, şunları söyledi: "Türkiye büyük terör kıskacı altında. Bir taraftan PKK diğer taraftan ise DAEŞ'in terör saldırıları yüzünden Türk halkı büyük acılar yaşadı. Türk kamuoyunda gelen eleştirileri anlıyorum. Fakat PKK'nın Batılı ülkeler tarafından desteklendiğine inanmıyorum. Almanya'da Yeşiller Partisi'nden bazı milletvekilleri PKK'yı destekliyor. Hatta Meclis'te PKK'nın terör listesinden çıkarılmasını dahi teklif ediyorlar. Fakat bu durum Türk basınında Almanya PKK'yı terör listesinden ç ıkaracak şeklinde yansıtılıyor. Hıristiyan Demokratlar Partisi (CDU) olarak PKK'yı terör örgütü olarak kabul ediyoruz. Almanya'da PKK yandaşları Öcalan posterleri açarsa tutuklanıyor. Belli şeyleri görmemezlikten geliyoruz. Maalesef çok keskin kararlar alamıyoruz. PKK'ya karşı mücadele ediyoruz. Türk istihbaratı ile ortak çalışmalarımız sürüyor. Suça karışmış PKK'lıları iade ediyoruz. Fakat Türkiye'nin her talep ettiği kişi iade edemiyoruz. Çünkü iadesi istenen kişinin suçunun kanıtlanması gerekiyor."

ALMANYA'DA GAZETECİLİK ULVİ BİR GÖREV

Konuşmasında Türkiye'de basın özgürlüğü alanında sıkıntılar yaşandığını öne süren Wittke, "Almanya basın özgürlüğüne büyük önem veriyor. Almanya'da bir gazetecinin yaptığı haberden dolayı tutuklanması imkansız. Bir gazetenin kapatılması da imkansız. Gazetecilik Almanya'da ulvi bir görevdir. Muhabirler iktidarı istediği gibi eleştirebiliyorlar, istedikleri gibi Federal Parlamento'ya girebiliyorlar. Ulaştırma Bakanlığı yaptığım dönemde benimle ilgili çok sayıda haber yapıldı ve görevi bırakmak zorunda kaldım. Eski Cumhurbaşkanımızla ilgili de çok ağır haberler yapıldı. Çok ciddi bir yanlışı olmamasına rağmen görevi bırakmak zorunda kaldı. İdeolojilerinden dolayı gazeteleri kapatmak doğru değil. Devlet bir gazeteyi kapatamaz. Türkiye Avrupa Birliği'nin bir parçası olmak istiyorsa basın özgürlüğüne önem vermelidir" şeklinde konuştu. Wittke, HDP'li milletvekillerin terörist cenazelerine katılmasının ahlaki olmadığını da belirterek, Alman milletvekillerinin onlara yardım etmesini de doğru bulmadığının altını çizdi.

ERMENİ TASARISINA KARŞI ÇIKTIM

Almanya Parlamentosu'nda sözde Ermeni Soykırımı Yasa Tasarına çekimser oy veren tek vekil olduğunu aktaran ve bu konunun muhatabanın Türkiye ve Ermenisten olduğunu kaydeden Wittke, "Ermeni Tasarısı Yeşiller Partisi tarafından Meclis'e getirildi. Ben bu karara karşı çıktım. Bu sorunun Türkiye, Ermenistan ve bilim adamları tarafından ele alınması gerektiğini söyledim. Bu mesele objektif bir şekilde aydınlatılmalı. Oylamada çekimser oy kullandım. Burada Yeşiller Partisi'nin oyununa geldik. Onların amacı sansasyon yaratmaktı. Biz CDU olarak evet oyu kullanmak zorunda kaldık. Türkiye'nin bu sorunla yüzleşmesi gerektiğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

TÜRK İMAMLARA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR

Avrupa ülkelerinde ve Almanya'da artan ırkçılık, yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığının kendisini endişelendirdiğini ifade eden Wittke, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "İslam bir barış dinidir. İslam dinin şiddetle anılmak istenmesine karşıyım. Müslümanlar arasında radikal kesim çok küçük bir azınlık. Bu konuda daha çok araştırmamız ve insanları eğitmemiz gerekiyor. Türkiye'den imamlar geliyor ve biz bu imamlara eğitimler veriyoruz. Onların Almanca öğrenmesini de istiyoruz. Türk imamların Alman toplumunu Kurban Bayramı ve Ramazan gibi dini bayramlar hakkında bilgilendermeleri gerekiyor. Türkiye'den gelen imamlara büyük görev düşüyor. İnanca değer veren bir partisiyiz. İnsanları eğitmeli ve bilgilendirmeliyiz. Avrupa ülkelerindeki populist sağcı politikacılar ırkçılığı ve İslam karşıtlığını körüklüyor."

İDAM YASASI AB KRİTELERİNE UYMAZ

Türkiye'deki idam yasası tartışmalarına da değinen Wittke, "Türkiye'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eğer idam yasası Meclis'ten geçer ve bana gelirse onaylarım diyor. Tabii ki Türkiye bağımsız bir ülke kendi tercihidir. NATO üyesi olan ABD'de de idam yasası var. Fakat Avrupa Parlamentosu idam yasasını kabul eden bir ülkeyi bünyesine alamaz. Türkiye'nin AB ile yoluna devam etmek istiyorsa idam yasası hakkında sağlıklı bir karar vermelidir" şeklinde görüş bildirdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.