Şivililik heyecanı başlıyor

Şivililik heyecanı başlıyor

Konya’da her sene üç ayların başlangıcında çocuklar iki sevinci bir arada yaşıyor. Gecesinde fenerler ve yakılan ateşlerle eğlenen çocuklar sabahleyin torbaları elinde 'şivlilik' diye bağırarak mutluluk topluyorlar

Receb ayının ilk Perşembe günü Regaip gecesinin gündüzünde çocuklar sabah ilk iş olarak poşetlerini kapıp yollara koyulurlar.  Kapı kapı 'şivlilik' diyerek gezen bu çocuklar evlerine bir poşet mutlulukla geri döneceklerdir. Konya’ya özgü bir adet olan şivlilik  bu yıl 30 Mart Perşembe günü kutlanacak. Konyalıların 'İlk Namaz' olarak da adlandırdığı bu güne marketler de hazırlanarak ‘Şivlilik reyonları’ oluşturdu. Günler öncesinden şivlilik ve fener alayı ile ilgili hazırlıklarını yapan marketlerde hareketlilik yaşanıyor. Şivlilik" adeti, üç ayların verdiği manevi havayı çocukların neşesiyle  şehri şenlendiriyor. Bu adetin sadece Konya'da olması bile ayrı bir mânâ taşıyor. İsmi bayram olup, çocuklara tatilden başka bir anlam taşımayan günlere rağmen çocukluğu yaşatan ve sevdiren bir gün şivlilik. Kırık leblebi, leblebi şeker, iğde, kuru üzüm, peynir şekeri, nadiren gofret dağıtıldığı dönemlerden bugün envai çeşit çikolata, bisküvi ve gofretin dağıtıldığı dönemlere gelindi. Şivlilik gününden önceki gece yine çocuklar için unutulmayacak anılara sahne olacak bir gece olarak kutlanıyor. “Fener alayı” gecesinde de çocuklar ellerine aldıkları fenerler ve dillerindeki çeşitli maniler ile üç ayların başlangıcında renkli görüntüler oluştururlar.

ÇOCUKLAR MUTLU OLUYOR

Eski şivlilik anılarını anlatan Mustafa Şen isimli bir vatandaş, şivlilik adeti hakkında şu bilgileri verdi: “Eskiden poşetimizi alıp kapı kapı gezip şivlilik topladık. Şimdi de dağıtılan şeyler çocuklardaki sevgiyi değiştirmedi.  Bir gün önceden hazırlıklar yapılır ve sabah erken saatlerde yola çıkılır.. Hazırlık demişken bendeniz 3 poşet hazırlayıp yola koyuluyordum. Eskiden ambalajlı ürünler nadiren dağıtılıyordu. Birinci poşet leblebi, iğde, üzüm gibi şeyleri, ikinci poşet gofret, diğer poşet ise ambalajlı ve daha çok sevindiğimiz şeyleri koymak içindi. Kazanç / Zaman oranını yüksek tutmak için apartmanların olduğu bölgeleri önceliğimize alıyorduk. Bir apartmana girdiğimiz zaman koşar adımlara 20-30 kapıdan şivlilik toplayabiliyorduk. Zamanla site kültürüne hapsolduk. Kapıcı, site girişine oturup apartman adına bir şey dağıtıverdi! Ama insanımız bir çocuğu sevindirmenin kıymetini bilir. Dağıtacağı şivliliğe 10 kuruş daha fazla verir daha çok sevindirir. Çocuk gözü ile daha çekici gelen şeyler bir anda çocuklar arasında yayılıverir. Şuradaki kırmızı evde şunu dağıtıyorlarmış, koşun! Onları sevindirmek o kadar kolay ki... Hazırlanan şivlilikler, genellikle evin hanımı tarafından, kapı önünde gezen irili ufaklı çocukların torbalarına bırakılır. Mahallede adeta bir şenlik olur. Akşam evlerine dönen çocuklar en sevdiği şeyleri bir kenara ayırarak damaklarını tatlandırırlar. Marketi gezip poşeti doldursanız sahip olamayacağınız bu lezzet Konya'da her yıl yapılır.”

ŞİVLİLİK ÖNCESİ FENER ALAYI

Şivlilik gününden önceki gece yine çocuklar için unutulmayacak anılara sahne olacak bir gece yaşanır. Fener alayı olarak adlandırılan bu gecede çocuklar ellerinde fenerlerle sokaklarda gezer. Tehlikeli sonuçlara neden olduğu için sokaklarda yakılan ateşler istenilmese de bazı bölgelerde halen sokaklarda etişler yakılarak üzerinden atmlanır. Biraz daha büyük çocuklar bu ateşin üzerinden atlarken, küçük çocukların ellerine rengarenk fenerler tutuşturulup, “Fener alayı” diye bağırarak sokaklarda gezdirilir.

ŞİVLİLİK NE DEMEK?

Yazar Ali Işık bir makalesinde 'şivlilik'in nereden türediğini şöyle açıklıyor: "Bazı doğu kö-kenli Türk aydınlar bu kelimenin Kürtçe bir kelime olduğunu, 'şiv' (yemek)’den 'yemeklik' anlamına geldiğini iddia ederlerse de; bu iddia, bu âdetin yaygın yöresi Konya olmasından dolayı bize pek inandırıcı gelmiyor. Konyalı, bu kelimenin, hicrî 334 tarihinde vefat eden ve büyük mutasavvıflardan olan Ebûbekir Muhammed Şiblî’nin ismin-den geldiğini bir menkıbeye de yaslayarak ifade eder. Hikâyeye göre bu zat, bir gece rüyasında Hazreti Peygamber (S.A.S.)’in ana rahmine Receb ayının ilk Perşembe gecesi intikal ettiğini görür. Büyük bir sevinç içerisinde uyanarak bunu, oturduğu semtin bütün evlerine vararak 'Şiblî!' nidâsıyla müjdeler. Her hâne sahibi de bu müjde karşısında şükür ve mutluluk nişânesi olarak ona bir parça yiyecek verir. Bu hadisenin sonucunda bu âdet doğmuş ve çocuklar tarafından da sürdürülmüştür. Bu âdetin adı da zatın ismine atfen 'Şiblilik-Şivlilik' olmuştur."

HÂLİD ŞEN

merhabahaber.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.