Şimşek: Sabit İşgücü İçin Yılda 1,7 Milyon İstihdama İhtiyaç Var

Şimşek: Sabit İşgücü İçin Yılda 1,7 Milyon İstihdama İhtiyaç Var

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, iş gücü oranlarının sabit kalması için Türkiye'de her yıl 1,7 milyon yeni istihdama ihtiyaç duyulduğunus söyledi. Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı...

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, iş gücü oranlarının sabit kalması için Türkiye'de her yıl 1,7 milyon yeni istihdama ihtiyaç duyulduğunus söyledi.

Şimşek, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, 2015 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanun Tasarısı ile 2013 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Tasarısı'nın sunumunu yaptı. Şimşek, sunumunda iç talepteki yavaşlamaya rağmen son bir yılda 1,3 milyon kişiye istihdam sağladığını belirtti ancak işsizlik oranı da son bir yılda 1,2 puan artarak 9,8’e yükseldiğini söyledi. Bunda çalışma çağındaki hızlı nüfus artışına ilaveten işgücüne katılım oranındaki artış etkili olduğuu vurgulayan Şimşek, "İşgücüne katılımındaki artış göz önünde tutulduğunda işsizliği sabit tutmak için en az 1,7 milyon kişiye istihdam etmemiz gerekiyor." dedi.

Şimşek’in sunumunda ekonomi ile ilgili değinilen konular ve yer verilen ifadeler şöyle:

BÜYÜME TAHMİNİ YÜZDE 3,3

"Türkiye ekonomisinin 4,1 olan büyüme 3,3 civarında olacağının tahmin ediyoruz. 2014 yılı büyüme oranı bir önceki Orta Vadeli Program (OVP) tahmini olan yüzde 4’ün ve potansiyel büyüme oranımızın bir miktar altındadır. 2015 yılında ise küresel ekonomideki toparlanma ile büyümenin yüzde 4 olacağını tahmin ediyoruz Mali disiplin ana çıpamız devam edecektir.

"TASARRUF ORANLARINI ARTTIRARAK CARİ AÇIĞI DÜŞÜRMEK HEDEFİMİZ"

Üç temel amacımız vardır: Tasarruf oranlarının arttırarak cari açığı düşürmek, enflasyonla mücadelede Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın elini güçlendirmek, yapısal reformlar için gerekli mali kaynağı sağlamaktır.

2002 yılında yüzde 74 olan AB tanımlı borç stokunun Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranını 2014 yılında yüzde 33,1’e, program sonunda ise yüzde 28,5’e indirmeyi planlıyoruz. Brüt borç oranımız 2014 yılı itibarı ile 11,1 olan OECD ortalamasının üçte birinden az, yüzde 94,4 olan Euro bölgesi ortalamasının yaklaşık üçte biri ve Maastrick Kriterlerinin ise neredeyse yarısı kadardır.

Mali disiplin sayesinde ülkemiz önemli kazanımlar elde etmiştir. 2002 yılında faiz giderlerinin bütçe içindeki payı yüzde 43,2 iken bu oranı 2014 yılında yüzde 11,2’ye düşürdük. Bunun yanı sıra kamu borcunun likidite faiz ve döviz kuru riskleri azalmıştır. 2003 yılında yüzde 49 olan sabit faizli borçlanma setlerinin toplam borç stoku içindeki payı 2014 yılı Eylül ayında yüzde 64’e çıkartılarak borç stokunun faiz değişkene olan duyarlılığı azaltmıştır.

Son yıllarda hızla artan tüketici kredilerindeki kontrol altına almak için makro ihtiyat tedbirleri uygulamaya koyduk. Böylece 2007-13 döneminde yıllık ortalama yüzde 25 büyüyen hane halkı yükümlülükleri bireysel kredilerdeki yavaşlamanın etkisiyle 2014 yılının ilk çeyreğinde yüzde 2 azalmıştır. Hane halkı yükümlülüklerinin GSYH’ye oranı yüzde 23 ile Euro ortalaması olan yüzde 64 oldukça altındadır. Ayrıca, 2009 yılından bu yana uyguladığımız düzenlemeler sayesinde hane halkı kur riski yok denecek kadar azdır.

ENFLASYONDA 2015 HEDEFİ YÜZDE 6,3

Enflasyonu yılsonunda 9,4 olmasını gerçekleşmesinin bekliyoruz. Ancak, makro ihtiyati tedbirlerin etkisi ile 2015 yılı sonunda yüzde 6,3 düşmesini bekliyoruz. Enflasyonu orta vadede yüzde 5’e uzun vadede ise yüzde 5’in altına indirmeyi amaçlıyoruz.

Cari açıkta önemli oranda daralama olmuştur 2013 yılı sonunda 65,1 milyar olan cari açık 2014 yılı Ağustos ayı itibariyle 12 aylık bazda 48,9 milyar dolara gerilemiştir. Altın ve enerji hariç denge ise 4,1 milyar dolar açıktan 4,5 milyar dolara fazlayla dönmüştür.

"TASARRUF ORANLARI YETERLİ DEĞİL"

Yüksek sürdürülebilir büyüme izin tasarrufları arttırmalıyız. Düşük tasarruf oranı yatırım iştahı yüksek olan özel sektörü yatırımlarını dış finansman ile yapmaya zorlamakta cari işlemler açığına sebep olmaktadır. Tasarruf oranları yeterli olmamış, temelde sektörün tasarruf oranlarının düşük olmasından kaynaklanmaktadır. 12 yılda, kamu tasarruflarının GSYH içindeki payı eksi yüzde 4,8’den yüzde 3,2’ye ulaşmıştır.

Eğitime yatırım yaptık. Zorunlu eğitimi getirdik. Eğitim erişiminde mesafe kat ettik. Ama eğitimde kaliteyi artıramadık. .

"KADINLARIN İŞGÜCÜNE KATILIM ORANI DÜŞÜK"

Kadınların iş gücüne katılım oranı düşük olduğu bir gerçektir. 2014’te 30,8 olan kadınların iş gücüne katılım oranı OECD ortalamasının yaklaşık yarısı kadardır. Kadınların işgücüne katılımı eğitim ile doğru orantılıdır. Kadınların işgücüne katılımı oranının yüzde 41’e çıkarmayı hedefliyoruz.

2012 yılında sermaye piyasası değerinin GSYH’e oranı dünyada ve gelişmekte olan ülkelerde sırasıyla yüzde 210 ve 82 iken Türkiye’de 69’dur.

Enerji ithalatı cari işlemler açığındaki en önemli kalemdir. Türkiye birincil enerji kaynakları bakımından yüzde 74 oranında dışa bağımlıdır. Bu durum cari açık üzerinde ciddi bir baskı yaratmaktadır. 2013 yılında 55,9 milyar dolar olan enerji ithalatı 2014 yılında 12 aylık bazda 56,4 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.

Ar-Ge ve teknoloji alayına yaptığımız çalışmaların meyvesini vermeye başladığını memnuniyetle görüyoruz. Küresel inovasyon endeksinde 2009 yılında 132 ülke arasında yer alan Türkiye bu gün 143 ülke arasında 54. Sıraya yükselmiştir.

Rakip ve potansiyel rakip ülkelere baktığımızda geldiğimiz seviyenin henüz yeterli olmadığını görüyoruz. Türkiye’de üretimi ve ihracatın yalnızca 3 te biri yüksek ve orta üstü teknolojiden oluşmaktadır. Önümüzdeki on yıl içinde ileri teknoloji ürünlerinin oranını yüzde 15’e çıkarmayı planlıyoruz.

Bütçe giderleri, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 10,5 oranında artarak 325,4 milyar TL olmuştur. Bütçe giderleri, 2014 yılı bütçesinde öngördüğümüz çerçevede gerçekleşmişti ve başlangıç ödeneğinin yüzde 74,6’sına ulaşmıştır. Bütçe giderlerinin 2014 yılı başlangıç bütçesinde öngördüğümüz rakamın sadece 2,8 üzerinde gerçekleyeceğini tahmin ediyoruz. 2014 yılında vergi gelirlerinin 351,6 milyar, Vergi dışı gelirlerin ise 72,4 milyar TL olacağına inanıyoruz. Türkiye Almanya’dan sonra AB’deki en iyi bütçe açığı oranına sahip 2. ülkedir. "

CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.