Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Şehadetten Şirk Çıkmaz

Şehadetten Şirk Çıkmaz

Bundan önceki birkaç yazımızda Kur’ancılık mezhebinin yanlışlarından ve tutarsızlıkları ile hatalarından bahsetmiştik.

Bu ve bundan sonraki birkaç yazımızda ise Kur’ancılık mezhebinin son zamanlarda İslam düşmanlarının bile bu güne kadar yap(a)madıkları bir takım aşırılıklarından bahsedeceğiz.

Allah(cc) Rasûlünün(sav) sahih sünnetini ve hadislerini red eden, Kur’an-ı bu güne kadar bizlere ulaştıran başta Ashab-ı Kiram(ra) ve Tabiin(ra) olmak üzere selef âlimlerini şirk ile itham eden Kur’ancılık mezhebi mensuplarının şimdilerde yeni bir zulmü daha irtikâp etmekten geri durmadıkları görülmektedir.

Sünnet ehli müslümanları her fırsatta itham etmeyi meslek edinmiş bu mezhep mensuplarının irtikâp ettikleri aşırılıklarından birisi de 1400 yıldır İslamın şiarı olan ezanda geçen şehadet kelimelerinin aşağılık bir düşünce ile şirk olduğunu iddia etmeleridir.

Bunu yaparken de sözlerinden etkilendikleri İslam düşmanı batılı müsteşriklerin teslis inancından mülhem olarak iddia ettikleri tesniye inancı ile müslümanları suçlamaları ve daha da ileri giderek şirk ile itham etmeleri dikkat çekmektedir.

1400 yıldır insanlığı İslam’a çağıran Tevhit çağrısı olan ezan İslam'ın bir şiarıdır ve tabir caiz ise namaz için müminlerin kendi aralarındaki toplanma parolalarıdır.

Bu öyle kutlu bir çağrıdır ki dünyanın neresinde olursa olsun, hangi kavimden olursa olsun oradaki müslümanlar arasında aynı lafızlarla okunarak insanları tek bir Allah’a(cc) ibadete çağıran İslam'ın evrensel hakikatidir.

Günün 5 vaktinde icabet eden bütün müslümanları dünya hayatının kargaşasından çekip alan Ezan-ı Muhammedi müslümanlara olduğu kadar islam dışı kimseler içinde tevhidin her zaman ve zeminde ilan edildiği bir manifesto olmuştur.

Peygamber Efendimiz(sav) in ilan ettiği ilk günden bu güne kadar onun öğrettiği ve uyguladığı şekilde günümüze kadar gelen ve Müslümanlarca kıyamet gününe kadar da devam ettirilecek ilahi bir çağrı olan ezan, kuraniyyun mezhebinden bazılarının ifade ettikleri gibi İslama sonradan ilave edilen veya kelimeleri değiştirilen bir çağrı değildir.

1400 yıl önce Allah(cc)  Resulü(sav) tarafından ashabına(ra)  ezan nasıl öğretildi ve okundu ise, bu günde Müslümanlar tarafından öylece ayni özellikte ve güzellikte okunmaktadır.

Değiştirilmemiş ya da eksiltip çoğaltılmamış olması nedeniyle asli hüviyetini aynen korumuş olan ve ilk günkü gibi Arapça bir lisanla okunması nedeniyle günde beş kez Müslümanlara ister bulundukları yerde isterse belli bir yerde namaz için toplanma vaktinin geldiğini ilan eden Ezan-ı Muhammedi sadece ve sadece Allah(cc) adına yapılan çağrıdır.

Ezan Allahı(cc) rabb, Rasûlünün(sav) ise Müslümanların önderi olduğunu ilan etmekten ve insanları namaza ve felaha davetten başka bir kelime ifade etmemesine rağmen, Kuraniyyun mezhebi mensuplarının Müslümanları ithamda ve ifratta bu kadar ileri gitmelerini anlamak mümkün değildir.

Ashab-ı Kiram(ra) dan bu yana gerek ehl-i sünnet çizgisinde gerekse ehl-i sünnet çizgisi dışında kalanlar tarafından Müslümanlar hakkında böylesine ağır bir itham ve töhmet de bu güne kadar duyulmuş şey değildir.

Sahih sünnet çizgisini takip eden Müslümanları, özellikle de tasavvuf ehli ile müctehid mezhep imamları hakkında bu güne kadar olmadık iftira ve yalanlarla türlü ithamlarda bulunan ve kör nefisleri ile akılarını din edinmiş bu şahıslar nasıl bir vebal altında olduklarını elbette göreceklerdir.

Müslümanların bildikleri bütün ölçüleri aşan bu kötü itham sahiplerine milletimiz en iyi cevabı Ezan-ı Muhammediyi takiben yine Peygamberimizin(sav) bizzat öğretmiş oldukları ve o günden beridir yapageldikleri dua ile vermişlerdir ve bundan böyle de vereceklerdir.

“Ey şu tastamam çağrının ve kılınacak olan namazın sahibi olan Allah(cc)ım! Muhammed(sav)e vesile ve fazileti ver. Kendisine va'd ettiğin gibi, onu Makam-ı Mahmud üzere dirilt. Şüphesiz ki Sen, vadinden asla dönmezsin."

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR