Süleyman Küçük

Süleyman Küçük

Seçim vaadleri

Seçim vaadleri

Haziran ayında yapılacak milletvekili seçimleri için siyasi partilerden aday adayı olarak ortaya çıkanların çalışmalara başladıkları günden bu yana yeni tabirlerle sürekli yükselen bir algı furyası yürüttüklerini fark etmişsinizdir.

 

Karşı karşıya kaldığımız bu furya, tam anlamı ile bir vaad furyasıdır. Hatta panayırıdır desek yeri var.

 

Yaklaşık 2 aydır biraz da eş, dost ve tanıdıklar aracılığı ile gazeteler ve televizyonlara döktükleri paralar karşılığında yapılan vaad furyası, nerede ise bir algı yönetimine dönüştü de denebilir.

 

Aday adaylarınının etraflarında oluşan merasim mangalarının verdikleri gazla, ettikleri sözleri görünce insan düşünmeden edemiyor.

 

Daha aday adayı iken böyle cafcaflı sözler edip tutamayacağı vaadler verenler, acaba aday olduklarında bu vaad furyasını ne kadar daha ileri götüreceklerdir diye düşünüyoruz.

 

 

Hatta aday adaylarından öylesine afaki sözler sadır olmaktadır ki, aday adaylarından hangi siyasi partiye mensup olduklarını unutarak söyledikleri kendi siyasi partilerinin temel görüşlerine aykırı sözler bile duyabilmekteyiz.

 

İktidar partisinin aday adaylarının bol keseden attıkları vaadlere alışkın olanlar, dudaklarında oluşan acı gülümsemelerle vaadleri izlerlerken, onlardan geri kalmayan muhalefet partilerinin adaylarının vaadlerini de, biraz garipsemekle birlikte ibretle izlemektedirler.

AKP nin iktidar olmadan önceki siyasi partilerin genel başkanlarının seçimlerde nasıl bir strateji ve reklam kampanyaları yürüttüklerini hatırlayanlar, seçim sürecinde nasıl çılgınca vaatlerde bulunulduğunu da hatırlayacaklardır.

Sanki en güzel veya en uçuk vaatleri peş peşe sıralayanların,  yapılan seçimleri rakiplerinden önde tamamlayacaklarına dair bir garanti varmışçasına yapılan bu seçim vaatleri furyasına 2015 de bile devam edilmesi, aslında ibretle düşünülmesi gereken bir durumdur.

Nostalji olması açısından, bu arada geçmişte sarf edilen en garip seçim vaatlerinde bulunanlardan Demirel ile Ecevit’i ve diğerlerinden birkaçını hatırlatayım istedim.

Dedelerimizin, babalarımızın ve bizim zamanımızdaki hükümetlerde başbakanlık yapan ve elli yıla yaklaşan siyasi hayatında en orijinal ve yerine getirilmesi mümkün olamayan vaat kelimelerini kullananlardan biri olan Demirel’in standart seçim vaadi, her zaman pancar paraları olmuştur.

Şimdi de bu aralar pancar paraları üzerinden siyasi rant elde etmeye çalışarak Demirel’i takip edenler bulunduğu gibi.

Ecevit’in Karaoğlan furyası kısa sürmüş olsa da, beyaz güvercinli, bol olanaklı ve olasılıklı seçim vaatleri de unutulmuş gözüküyor.

Biz yine de hatırlatma babından sıralayalım.

Bana sadece 100 gün verin, her aileye iki anahtar, her işsize iş, her köye yol, su ve elektrik, her çiftçiye traktör, her araba sahibine ucuz yakıt, her aileye yıllık tatil imkânı gibi onlarca yerine getirilmemiş vaat gördü geçirdi Türkiyeli seçmen.

Milletten aldığı emaneti her seferinde cuntacılara bırakıp sadece şapkasını alıp giden Demirel’den sonra, siyaset meydanında gördüğümüz Özal’lı, İnönü’lü, Çiller’li, Yılmaz’lı ve Bahçeli ’li yıllarda da, milletimize yüklenen ekstra ekonomik yükler nedeniyle, bir beş yıl daha bu siyaset masallarını dinleyerek, bir limon gibi sıkılan milletimizin yüzü nerede ise hiç gülmedi.

Türkiye’de bu güne kadar şahit olduğumuz uçuk kaçık vaatlerle dolu seçim dönemlerini AKP sona erdirdi diyenler, birde şimdi yaşanan olaylara baksınlar demenin tam zamanı.

İktidardaki siyasi partinin yegâne lideri olan Cumhurbaşkanı R. Tayyip Erdoğan’ın partide ve seçim meydanlarında aday adaylarına asla yapamayacağınız şeyleri vaat etmeyin, seçmenlerinize boş yere umut verici, heyecanlandırıcı vaatlerde bulunarak aldatmayın demesine rağmen yaşananlar insanlara hala bir şey anlatmıyorsa daha ne demeli?

Siyaset bu kişiler eliyle mi sağlıklı bir mekanizma haline gelecek bu ülkede?

Bu insanlar mı siyasete olan ilgi ve güveni artıracaklar?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Süleyman Küçük Arşivi
SON YAZILAR