Ahmet Güldağ

Ahmet Güldağ

Seçim Havası Stres Yerine, Kardeşlikle Dolsa!

Seçim Havası Stres Yerine, Kardeşlikle Dolsa!

Yerel seçimlerin sonucuna bir aydan az kala hayli hararetli olmaya başlama yanında, hoşa gitmeyen olumsuzlukları da görmekte duymakta hatta okumaktayız.

Esas konu, seçilebilecekleri vazife üzerinde “Biz / Ben daha iyi programla başlayacağız hizmet vereceğiz…” yerine “Biz / Ben daha doğruyum. Onlar şu hortumculuğu yaptı…” diye başlayıp “çamur at izi kalsın” da denilebilen isnat havası içinde seçmenin önüne çıkanlardan…

Bilhassa “Elit” kısmı denilen veya kendilerini öyle gören başrolcüler ekseriyette.

“Tencere dibin kara. Seninki benden kara” havasına giren bu işlem yerine…

Seçmene, kardeşlik içinde birbirlerini kırmadan, hizmette nasıl ilerde olacağı şeklinde hitap etmeleriyle, stres ortamını yok etseler daha iyi olmaz mı?

***

Düşünüyorum da, bilhassa batı medeniyetinin âşıkları, bu hararetli olumsuzlukları batıdan mı kopya etmekte?

Yoksa Meşrutiyet seçimlerinde olanların bile üzerine çıkıp daniskasını mı devam ettirme eğilimine girip bizlere sunmaktalar?

Bu yöntem bilhassa kendi taraftarlarının ön bağrışımı ile dinleyenlerin ellerini patlatırcasına alkışladığını görünce…

Daha bir kuvvet görerek şevk içinde kükreyiveriyorlar!..

Sinoplu çileci düşünür Diyojen’in meşhur elinde fenerle Atina sokaklarında “dürüst insan” arayıp bulamadığı gibi.

Aramakta olduğumuz dürüst ve tarafsız basın yerine, taraflı ve halkça boyalı kartel basın dedikleri medyamız…

Tiraj çoğaltma ve tarafını tuttuğu siyasi partiye fayda sağlama havası içinde “O böyle dedi. Bu böyle söyledi..” manşetleri ile bir nevi tahrik yoluna gitmiş de olmuyorlar mı?.

***

Tarafsız sade vatandaşlarımız olan üstün çoğunluklar. Bunlara ne diyor hiç haberleri var mı?

Program üretme yerine, sadece yolsuzluk, sadaka dağıtımı, vb. gibi konulara girerek “Rakipleri yıpratır seçmenin önünde küçük düşürür. Oyları da toplarım” düşüncesindeler.

Yıllar öncesi yapılamayacak vaadde bulunuşların da katmerlisi çıkmaya başladı.

En yapılamayacak olanı kişilere 600 TL ile bin TL arasında maaş bağlanması. Yerel ulaşımların kesinlikle bir lirayı geçmemesi vb. gibi

Bunu, bırakın Akşehir – Reis beldesinde parti genel başkan ve başkan adayının “Kadınlara işsizlik için 500, yıpranma için de 500 olmak üzere Bin TL maaş bağlayacağım” (Bu kadar gideri bir belde de nasıl bulacak?) -İstasyon gazetesi haberi- olarak söylev yapmasını.

Ankara’da daha önce başkanlık yapıp tekrar seçilmeyen başkan adayının da 600 TL maaş bağlayacağını söylemesi, İstanbul adayının bedava havagazı dağıtma yanında otobüslerin kesinlikle en uzak yere bile bir TL olacağının beyanı neyin nesidir acaba? Gelir nereden gelecek bu kadar gidere acaba birde onu anlatsalar.

“Başkan olunca belediyeden giden, Başkan’dan başka giden asla olmayacak” taahhüdüne...

Vatandaşın “Hele bir kazansın o zaman görülür kimlerin gidip yerlerine yakınların yerleştirileceği” demesi haksız olmaz herhalde.

Bu tür beyanlara halk artık doymuş olmalı. Belki inanan garibanlar olabilir. Ama sonra ne olur. Hakikatleri görüp bir dahaki sefere ayılır.

Hakikatleri söyleyen, strese girmeyen siyasi partiler yok mu? Var. Var ama onlara yardımcı olabilecek medya mafiş.

İnşallah ilerde bu olumsuzluklar düzelecek, kardeşçe bir seçim havasına girilecektir

***

Bu günün seçim havasına tam uyan çok evveli oluşmuş bir olayı sunmak isterken bunu gönderen okuyucum Prof. A. Gül’e teşekkür eder sizlere sağlık ve esenlik içinde yaşam dilerim.

******

Oflu Hoca o gün sohbette barıştan kardeşlikten bahsediyordu. Söz bir ara döndü dolandı, siyasî çekişmelerin toplumda meydana getirdiği huzursuzluğa vardı:

"Eskiden böyle olmazdı bu işler. Taraflar birbirlerine karşı daha saygılıydı.

Bizim memleketten yaşanmış bir hadise anlatayım size:

Seçimler yaklaşmıştı. Zaman Adalet Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin kapıştığı zamanlar. Köyün gençleri 15 tepsi baklavasına, iddiaya girmişler gendi aralarında. Köydeki herkesi tek tek sayıp hangi partiye oy atacağını tahmin ediyorlar. Herkes birbirini tanıyor, kimin hangi partiye oy vereceği de belli. Netice 15 – 15 eşitlik gösteriyi.

Bu durumda, romatizmaları iyice azdığı ve uzaktaki okula kadar yürümekte zorluk çektiği için bir kaç senedir, oy vermeye gitmeyen 80 yaşındaki Fadime Nene iki tarafın da ümidi haline gelir. 

İlk Adalet Partililer çalarlar Fadime Nine'nin kapısını. Fadime Nine'nin sesi ahırdan gelir:

"Ula uşaklar hayirdur, hoş celdunuz, ne isteyisunuz?

"Nene seçimler var ya bu pazar, senden pizum partiye oy vermeni isteyiruk.

"Ula uşağum benum ayaklarum tutmayi, o kadar yoli nasi yururum ben?"

"Nene sen merak etma, biz seni sirtumuzda daşiruk okula kadar, sen yeter ki bizum partiye oy ver."

"Hangi partidur sizunki?"

"AP Fadime Nene"

"Ape ne demektur uşaklar?"

"Allahun Partisi demektur Fadime Nene"

"He mi ne iyi, ya işaretunuz nedur?"

"İşaretumuz at'dur Fadime Nene"

"At mi, ne ati, kimun ati?"

"Hazreti Hamza'nun ati Fadime Nene"

"He mi, he mi Allah Razi olsun sizden uşağum, demek Allah yolinda çalişiyisunuz, olur oyumi sizun partiye atarum"

Adalet partililer Seçimi ve dolayısıyla baklavaları kazanacak olmanın mutluluğuyla oradan uzaklaştıktan hemen sonra CHP'ler çalarlar Fadime Nene'nin kapısını, "nene oyunu bize ver" diye. Fadime Nene sorar onlara da:

"Sizun partinuz hangisudur uşaklar?"

"CHP'du Fadime Nene"

"Cehepe ne demektur?

"Cenabi Hakkun Partisi demektur Fadime Nene"

"He mi, he mi, iyi, iyi. Ya işaretunuz nedur?"

"İşaretumuz alti oktur Nene"

"Alti ok ne demektur?"

"İmanun Şarti alti ya Fadime nene, işte o."

"He mi, he mi! Maşallah! Demek siz da Allahun yolinda çalişiyisunuz, Allah Sizden da razi olsun. 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Güldağ Arşivi
SON YAZILAR